• BIST 9524.59
  • Altın 2522.673
  • Dolar 32.5237
  • Euro 34.5672
  • İstanbul 12 °C
  • Ankara 10 °C
  • Antalya 15 °C

Tek kurşun atmadan bölündü-3

Tek kurşun atmadan bölündü-3
Başkent Bratislava 500 bin nüfuslu güzel, sakin ve huzur verici bir şehir. Her köşede heykeller var.

CAN PULAK- GEZİ NOTLARI  (3)
BRATİSLAVA / SLOVAKYA-
Evet, bu ülkenin adı Slovakya… 1 Ocak 1993’te Çekoslovakya devleti, tek kurşun atılmadan bölününce Çek ve Slovakya Cumhuriyetleri doğmuş oldu. Çek’lerin 12, Slovak’ların ise 5,5 milyon nüfusu var. Biz hala bekleye duralım, iki küçük devlet 10 yılda Avrupa Birliği şemsiyesinin altına girdiler bile.

bratislava-44.20130506225823.jpg

SINIR KAPISI GÜYA VAR

Budapeşte’den Prag’a giderken yolun üzerindeki Slovakya’ya elinizi kolunuzu sallayarak girebiliyorsunuz. Sınır kapısı güya var ama, kontrol binaları terk edilmiş, ortada görevli kimsecikler yok. Başkent Bratislava 500 bin nüfuslu güzel, sakin ve huzur verici bir şehir. Her köşede heykeller var.
Tuna nehri buradan da geçiyor, zaten geçmediği yer yok gibi. Almanya’dan çıkıp 3000 kilometre sonra Karadeniz’e dökülüyor.
Budapeşte, Bratislava, Prag ve Viyana, muhteşem ve tarihi yapılarıyla, sanat eserleriyle, yemyeşil ve çiçekli parklarıyla, bakımlı ormanlarıyla, konser salonlarıyla tek bir ressamın elinden çıkmış gibi. Küçücük Bratislava’da bile çok sayıda orkestra, tiyatro ve büyük bir opera binası var. Halkı sanata, müziğe, spora çok düşkün.

bratislava-22.jpg

TERMAL TURİZMİ YAPIYORLAR

Orta Avrupa’nın en zengin ülkesi sayılıyor. Nüfusu az, kaynakları ise çok… Suyu bol, tarımı güçlü, üstelik Ukrayna’dan gelen doğalgaz hattı buradan geçiyor. Müthiş bir yayla ve termal turizmi yapıyorlar, bizim turizmcilerin onlardan öğreneceği çok şey var. Çok sayıda yabancı şirket orada karargâh kurmuş.
Orta Avrupalının kökeni Orta Asya. Amerikalı profesör  (Galiba bütün dünya Türk) diye o kitabı boşuna yazmamış. Hepimiz Orta Asya’dan gelmişiz ama, biz nedense yeşili korumamışız. Onlar ise yeşillemedik yer bırakmamışlar. Taş meydanlara bile dev saksılar koyarak, içine harika ağaçlar dikmişler. İlkbaharda gittiniz mi, ortalık renk cümbüşü.

sarmisak-corbasi.20130506231347.jpg

KABUK EKMEĞİN İÇİNDE SARMISAK ÇORBASI

Hele o parklar, hele dikilmemiş tek bir karış göremediğiniz o yemyeşil tarlalar. İnsan ister istemez gıpta ediyor. Bizdeki miras hukuku yüzünden bölünen ufacık tarlalar, artık gelir getirmiyor diye ekilmiyor. Tarım Bakanlığı güya tedbir alıyor ama, tarlalar yine öyle boş duruyor. Ege ve Akdeniz köyleri bunun acıklı örnekleriyle dolu.
Bratislava’da caddeler, sokaklar ve meydanlar tertemiz.
Şehrin merkezinde yere metal malzeme ile çizilmiş bir daire gördüm. Bratislava merkezli bu daire, dünyanın tüm ülke ve şehirlerine mesafeleri gösteriyor. İstanbul buraya tam 1231 km. Slovakya’da kabuk ekmeğin içinde getirilen sarmısak çorbası, Slovak makarnası ve peynir kızartması çok revaçta. Halk da bunları yiyor, turistler de bunları tadıyor. Bira ve şarapları da fena sayılmaz.

kap-kac.jpg

YANKESİCİLER, KAPKAÇÇILAR

Buradan otobüsle Prag’a devam ediyoruz. Hani masal şehri, altın şehir, Avrupa’nın kalbi ve şehirlerin anası gibi tanımlamalara sahip Prag’a.
Budapeşte-Prag arası tam 7 saat sürüyor.Yollar asfalt ve düzgün. Şehrin ortasından, ilerde Elbe ile birleşen Vltava nehri geçiyor. Bu nehirde de, tıpkı Budapeşte’de olduğu gibi teknelerle turistik geziler yapılıyor ve şehir tanıtılıyor.
Yeri gelmişken söylemeliyim, Orta Avrupa şehirlerinde turistler, yankesicilere, kapkaççılara ve dolandırıcılara karşı ciddi şekilde uyarılıyorlar. Macaristan ve Çek Cumhuriyetinde Euro bozdurmak isteyenlere, sahte yerel paralar veriliyor.
Sadece yollardaki dolandırıcılar değil, döviz büroları bile turistleri kandırıyorlar. Ama Çek’ler hepsine taş çıkartır. Türkiye’de turisti yolunacak kaz gibi gördüğümüz söylenir. Çek’leri tanıdıktan sonra, bizimkileri beraat ettirmek lazım. Gitsinler de, turist nasıl kazıklanır, nasıl yolunur Prag’da görsünler.

prag-taxsi.20130506231456.jpg

TAKSİLERE DİKKAT UYARILARI!

Bizim İstanbul şoförü, nihayetinde Yeşilköy’den Taksim’e Tarabya üzerinden gider. Prag şoförü ise, oteline gidecek turiste bütün şehri gezdirip, servet gibi para ister. Çoğu bıçkın, serseri tipler. Polis bile yoldan geçen taksilere değil, resmi duraklardaki taksilere binmelerini yabancılara tembihliyor.
Acenteler ucuz olsun diye şehirden uzak otelleri tercih ediyorlar. Öyle olunca, turlara katılmayanlar taksilere büyük paralar ödüyorlar. Prag’daki otelimiz de öyleydi, şehre uzaktı ve 3 yıldızın çok altındaydı. Örneğin odalardaki televizyonların bazıları arızalı, mini barları yok, gece bir bardak su içmek isteseniz, ağzınızı musluğa dayamak zorundasınız Banyoya bir bardak bile koymamışlar.

Dördüncü yazı: Turist yağmuru

Bu haber toplam 0 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2005 Türkiye Turizm | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.