• BIST 10891.42
  • Altın 2529.106
  • Dolar 32.8951
  • Euro 35.7068
  • İstanbul 23 °C
  • Ankara 19 °C
  • Antalya 30 °C

Sinop'ta turistik türbe

Sinop'ta turistik türbe
Sinop Cezayirli Ali Paşa Camii ve caminin içinde bulunan Seyyid İbrahim Bilal hazretlerinin türbesi yerli ve yabancı turistlerden büyük ilgil görüyor.

SİNOP -Sinop Merkez'de bulunan Cezayirli Ali Paşa Camii ve caminin içinde bulunan Seyyid İbrahim Bilal hazretlerinin türbesi yerli ve yabancı turistlerden büyük ilgil görüyor.

 

Şehir merkezine bağlı Ada Mahallesinde bulunan ve M.S. 1214 yılında Sinop kesin olarak Türklerin yönetimine geçtikten sonra Selçuklu mimarisine göre yeniden yapılan ve günümüze kadar korunan türbe, yerli ve yabancı turistlerin ilgi odağı haline geldi.

 



İl Kültür ve Turizm Müdürü Hikmet Tosun, Seyyid İbrahim Bilal hazretlerinin türbesi ve Cezâyirli Ali Paşa Câmii Sinop'un en önemli turizm noktalarından biri olduğunu belirterek, tarihi Sinop cezaevinin ardından her yıl bu türbeyi binlerce insanın ziyaret ettiğini ifade etti. Tosun, her geçen gün tarihi türbeye ve camiye ziyaretçi yoğunluğunun arttığını, yapının özellikle günü birlik turların başlıca uğrak yeri olduğunu söyledi. Tosun, Hazreti Hüseyin'in torunu olan Seyyid Bilal hazretlerinin türbesini ve ziyaret eden yerli ve yabancı ziyaretçilerin burada namaz kılıp dua etmenin mutluluğunu yaşadıklarını ifade etti.

 

Cami cemaati ise tarihi yapının özellikle Cuma namazı ve bayram namazlarında çoğu kişinin namaz kılamadan geri gittiğini, caminin günümüz şartlarında ihtiyaca cevap veremediğini tarihi türbe ve cami korunarak biraz daha genişletilmesini talep etti. Seyyid İbrahim Bilâl hazretleri öyküsü şöyle:

 

"İstanbul M.S. 675'te Ömer bin Abdülaziz tarafından kuşatıldığında bu kuşatmadaki gazilere yardımı Orta Asyadan gönüllü Türk savaşçıları sağlamıştır. Kardeşi Seyyid Ali Ekber Hazretleri de bu savaşçıların arasına katılmıştır. Bu gönüllü savaşçılar birliğiyle Karadeniz kıyısından İstanbul'a hareket etmiştir. Hareketi sırasında kötü hava koşulları nedeniyle Sinop limanına girmek zorunda kalmıştır. O günün şartlarına göre vergisini ödemiştir. Sinop'ta geçici olarak kalacaktır. Bugünkü Alâaddin camii'nin bulunduğu yerde yorgun ve hasta askerleriyle konaklayarak dinlenmeye çekilmiştir. Ancak Sinop Tekfuru ve askerleri onları gözleyerek izlemiş ve durumlarından kuşkulanmıştır. Bu kuşku üzerine Tekfur ve askerleri bir gece baskını düzenlemişlerdir. Üstün askerlik yeteneğine sahip Türk gönüllü savaşçıları bu baskına karşı koymuşlardır. Çıkan bu çatışmada sayılarının az, yorgun ve hasta olmaları gibi nedenlerle çoğu şehid olmuştur. Çevresi Tekfur ve Tekfurun askerleriyle sarılan Seyyid Bilâl Hazretleri düşmanı yararak birliğiyle beraber bu baskından sıyrılmak istemiştir. Bu sırada hükümet konağının bulunduğu semtte, Meydan kapısından şehri terk etmek üzere çarpışırken çatışmanın en şiddetli anında Tekfurun bir kılıç darbesiyle başı düşmüştür. Ve hemen düşen başını koltuğuna alarak şu anda bulunduğumuz yere kadar gelmiş-tir. Olay o anda orada bulunanlar tarafından hayretle izlenmiştir.İnanılması güç, gerçek dışı görünen bu olay karşısında dini inancı olan ahali ve Tekfur, bu durumdan ürkerek şaşırmış ve korkmuştur. Tekfur hemen çatışmayı durdurmuş ve böyle ulu bir kimseyi öldürdüğü için ahali ve uyruklarının gözünde saygınlığını yitireceğini anlayarak yaralı Müslüman savaşçılara iyi davranmış ve şehitlerin İslâm gelenek ve göreneklerine göre gömülmesine izin vermiştir. Seyyid İbrahim Bilâl Hazretlerinin kardeşi Seyyid Ali Ekber Hazretleri de şehitler arasında idi. Tekfur, neden olduğu bu acıklı olaydan son derece pişman olmuş ve "ben bir ermiş kişiyi öldürdüm. Allah'ın beni affetmesi için Seyyid Bilâl Hazretlerinin üzerine bir çatı örtülsün ve onu görmeye gelenler beni çiğneyerek geçsin, belki o zaman affolurum" demiş ve öyle de yapılmıştır. Ölümünden sonra Tekfur türbenin kapısının eşiğine gömülmüştür."

Bu haber toplam 0 defa okunmuştur
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2005 Türkiye Turizm | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.