ATİNA - Turizm Yunanistan için hem ekonominin önemli bir unsuru bir yandan da aşırı turizmin getirdiği kira artışı, altyapı sorunları, yeni bir mücadele alanı oldu
Yunanistan bir yandan turizmin ekonomisine sağladığı avantajları yaşarken bir yandan da aşırı turizmin getirdiği kira artışı, altyapı sorunları, doğal kaynakların tüketilmesi gibi yeni zorluklara yeni çözümler arıyor.
Yunanistan Turizm İşletmeleri Birliği Enstitüsünün (INSETE) 2024 raporuna göre, zengin tarihi, doğal güzellikleri ve Akdeniz kültürüyle ziyaretçileri kendine çeken Yunanistan'ın ekonomisi için başat unsurlardan biri olan turizm, 2024’te 30,2 milyar avroluk direkt katkıyla ülke GSYH’sinin yüzde 13’ünü oluşturdu. Turizmin diğer alanlara yaptığı dolaylı katkı da dahil edildiğinde bu oran yüzde 30’u aşıyor.
Ancak Yunan basınında, turizmin yoğun olduğu bölgelerde kira fiyatlarının arttığı ve yaz aylarında su kaynaklarının azaldığına dair haberler yer almaya başladı.
Başbakan Kiryakos Miçotakis, Eylül 2024’te yaptığı açıklamada, yoğun turizmin kiraları artırdığına ve bazı bölgelerde altyapı sorunları yaşandığına dikkat çekti. Özellikle kiralık ev bulma sıkıntısı yaşanan bölgelerde, kısa süreli kiralamalar yerine uzun süreli kiralamayı teşvik eden vergi düzenlemeleri dahil bir dizi önlem açıkladı.
Miçotakis ayrıca bazı ada ve bölgelerde yaşanan altyapı sorunlarına karşılık olarak, yaz döneminde kruvaziyer yolcularından alınan liman vergisinin artırılacağını, Santorini ve Mikonos gibi yoğun bölgelerde bu verginin daha yüksek olacağını ve elde edilen gelirlerin altyapı yatırımlarına ayrılacağını belirtti.
Pire Üniversitesi Turizm Çalışmaları Bölümü Öğretim Üyesi Sotirios Varelas, turizmin hem olumlu hem de olumsuz etkilerini değerlendirerek, turizmin GSYH’ye katkısı ve istihdamdaki payı nedeniyle ekonomi için kilit bir unsur olduğunu vurguladı. Turizmin halklar arası dostluğu pekiştirdiğini ve “barış unsuru” olarak görüldüğünü söyledi. “Bir insan ziyaret ettiği ülkeyi sevmişse, ona zarar veremez,” dedi.
Varelas, turizmin dünya genelinde de ivme kazandığını ve ucuz ulaşım ile konaklama imkanlarının seyahati kolaylaştırdığını ifade etti. Ancak özellikle Barselona gibi bazı şehirlerin yılda milyonlarca turistin baskısı altında kaldığını, bu durumun yerel yaşamı olumsuz etkilediğini dile getirdi.
Yunanistan’da özellikle Atina’nın yılda 8 milyon turiste ev sahipliği yaptığını, bunun da şehir altyapısı üzerinde büyük baskı oluşturduğunu kaydetti. Kısa süreli kiralamaların yaygınlığı nedeniyle Atinalıların uygun fiyatlı ev bulmakta zorlandığını belirtti.
Turist otobüslerinin yarattığı trafik sıkışıklığı, Akropolis çevresindeki yoğunluk ve Santorini Adası’na yaz aylarında aynı anda gelen binlerce turistin oluşturduğu baskı da sorunlar arasında yer alıyor. Zakintos, Girit ve Mikonos gibi adalarda da benzer sorunlar yaşandığı için bazı bölgelerde yeni otel inşaatları yasaklandı.
Ülke genelinde turizmin etkilerini ve ihtiyaçlarını izlemek üzere gözlem merkezleri kuruldu. Bu merkezlerde atık yönetimi, su tüketimi ve karbon salınımı gibi konular inceleniyor. Ancak mevcut altyapının artan turist sayısını karşılamada yetersiz kaldığı, yeni yatırımlara ihtiyaç olduğu vurgulandı.
Varelas, aşırı turizmin kanalizasyon sistemleri, elektrik ağı ve su rezervleri üzerinde baskı oluşturduğunu ve her turistik rota için ayrı bir planlama gerektiğini söyledi.
Yunanistan Seyahat Acentaları Birliği Federasyonu Başkanı Lisandros Çilidis ise turizmin ekonomik katkılarının yanında kültürel alışverişi teşvik ettiğini ifade etti. Yeni turizm anlayışında yerel mutfak ve yaşam tarzlarının da keşfedildiğini belirtti. Yaz aylarında çok sayıda turistin akın ettiği bölgelerde sezonun uzatılmaya çalışıldığını söyledi.
Çilidis, kısa süreli kiralamaların ev sahipleri için daha avantajlı olduğundan dolayı kira artışlarına yol açtığını kabul etti. Ancak münferit seyahat edenler için ekonomik bir alternatif sunduğunu belirterek bu modele tamamen karşı çıkılmaması gerektiğini savundu.
Atina merkezli gayrimenkul danışmanı Ioulia Kalanci de kısa süreli kiralamaların kira artışlarına neden olduğu ve hükümetin bu nedenle bazı bölgelerde yeni izinler vermediğini ifade etti. Bu kısıtlamaların ardında Atinalıların yaşadığı ev bulma zorluğu kadar, otelcilerin hükümet üzerindeki baskısının da etkili olduğunu söyledi.