Türkiye’nin turizmdeki başarısı

İsmail Emen

Geçtiğimiz günlerde ülkelerin çektiği yıllık turist sayıları yayınlandı ve Türkiye’yi dünya genelinde 6.ıncı görmek beni çok memnun etti. Kalkınma Bankası’nda bulunduğum yıllarda 5 milyon turist hedefine koştuğumuz günler gözümün önüne geldi. Şimdilerde 35,5 milyonu yakalamış olmak gerçekten büyük başarı. Bütün turizm çalışanlarını kutlarım.

Turizm gelirlerinin dış ödemeler dengemiz açısından ne kadar önemli olduğunu belirtmeğe gerek yok. Oradan aldığımız 30-35 milyar dolarların ekonomimize katkısı inkar edilemez. Gene eskilerden başlarsak, yatak kapasitemizin Güney Kıbrıs kadar bile olmadığı yıllara dönersek, bu sektörde atılımı sağlayan ve Güney Antalya projesini başlatan rahmetli Turgut Özal’ın katkılarını unutmak mümkün değil. Onunla birlikte yaptığım Antalya gezilerinde aldığım keyif, rahmetlinin aldığı keyifin yanında yetersiz kalır. Ülkeyi turizme açmiş olmanın verimlerini giderek artırarak alıyoruz. Dünyada 6.ıncı olabilmek büyük keyif.

Turizmde nerelerdeyiz ve daha nerelere kadar gidebiliriz?

Geldiğimiz nokta belli. Dünyada 6.inci durumdayız. Gerisinde kaldığımız ülkeleri bizimle mukayese etmek yanlış olur. Onlar dünya turizminin büyükleri. Ama ulaşılamaz değiller. Birinci sıradaki Fransa 83 milyon. Bizim yapacağımız, bir taraftan yatak kapasitemizi artırırken, turizmin daha farklı sahaların da da atılımlar yapmak gerekiyor. Üç medeniyetin üstünde oturuyoruz. Tarihi değerimiz çok yüksek. Kültür turizmine daha çok gayret göstermemiz gerekiyor. Böylece turizmi sadece yaz aylarına münhasır deniz turizmi yapmaktan çıkarabiliriz. Bu konuda iyi mesafelerde alındı bunu görmemek nankörlük olur. Kongre turizmi için yurdun her tarafında başta İstanbul ve Antalya olmak üzere imkanlarımız geniş. Fuar turizmi aynı şekilde teşvik edilebilir. Kıyılarımız yat turizmi için çok uygun.Sohbet ettiğim bir yabancı yat sahibi Gümrük İdaresi'nin zorluklarından yakındığı için teknesini kışın Yunan adalarına bıraktığından yakınmıştı. Bizim gümrükçüler tekne zincirinin lokmalarını bile sayıyorlarmış.

Turizm eğitimine öncelik vermemiz gerekir. Değerli turizmci Net Holding’in kurucusu Besim Tubik’ın yıllar önce söylediği bir tesbiti hiçbir zaman unutmadım. “Dört yıldız otel yapacaksın ama beş yıldız hizmeti vereceksin” demişti Sn. Tibuk. Gerçekten günümüz turisti hijyene onun yanında hizmetin kalitesine, lisan bilen garsonlara, komilere önem veriyor. En güzel reklam, gelenin dönüşünde yaptığı ülkemizi methetmesidir. Yoksa reklam için milyonları dökseniz bunları sağlayamazsanız saman alevi etkisi olur. Kaliteli hizmet en başta gelen kuraldır. Turist gece onikide girip sabahın köründe tura çıkan insandır. Otelin çok çok kaliteli olmasına o kadar önem vermez ama hizmete değer verir.

Ülkemizin kıyıları ve iklim şartlarımız çok uygun. Hele hele değişik vesilelerle turizm sezonunu biraz daha uzatabilirsek sektör daha da karlı olacaktır. Bir taraftan ülkenin her tarafına ve tabiiki dünyanın önemli noktalarına uçan bir THY ve onun yanında Pegasus ve Sun Express var. Yollarımız yani otobanlarımız avrupayı aratmayacak zenginlikte. Bir yabancıyı rahatsız edecek hiçbir kambiyo sorunumuz yok. Eskiden Sultanahmet’te ayakkabı boyasına dolar veren turisti tutuklarlardı. Şükür ö günleri geride bıraktık.

Siyasi gerginlikte şüphesizki turisti etkiliyor. Eskiden turizmcinin ödü patlardı. Terör birşey yapacak gene diye. Şimdilerde şükür ki öyle şeyler yok ama siyasetin cilveleri var. Yolsuzluk ve rüşvet gibi kötü imaj ülkenin değerini düşürüyor. Bizi malum ülkelerle aynı kefeye koyuyorlar. Hiç haketmiyoruz. Ne olur dikkatli olalım. Hatırlayın Gezi olaylarını. Taksim Meydanını ve turizmi çok etkiledi. Gerek varmıydı . Bence hiç yoktu. Ama tekrar bu tür şeylerin olmaması çok önemli. Orada kullanılan şiddet ülkenin imajını darmadağın etti.

Nice büyüklüklere ve başarılara diyelim ve allahın bize bahşettiği değerleri iyi ve yerinde kullanalım.