Türkçe ile düşünemeyenler

Fikret Kalmuk

İlminin ve biliminin sınırı yok…

Araştırmadığı konu, okunmadık kitap bırakmamış…

Arapça ve Farsça üzerine ömrünü vermiş…

Türkçe’yi önemsiz ve lüzumsuz gördüğü için hiç ilgilenmemiş…

Hatta, Türkçe’ye ve Türkçe ile ilgilenenlere fena halde öfkeli…

Öylesine öfkeli ki geçenlerde ver yansın etti…

Beyefendi bir basın toplantısında, eğitim sıralarında çürüttüğü dirseklerinin hakkını verdi…

Ve şöyle buyurdu:

“ Cumhuriyet bizim lügatimizi, alfabemizi, dilimizi, hasılı bütün düşünmemizi yok etmiştir. Türkçe ile bir düşünce üretemeyiz”

+++

Prof. Dr. Faruk K. Timurtaş 1979 yılında yayınladığı Osmanlıca Türkçesi kitabında şunları yazmakta…

Osmanlıca: Türkçe esas olmak üzere Arapça ve Farsça birçok kelime, şekil ve kaideleri içine alan bir yazı dilidir. Böyle olmakla birlikte, bu üç dili bilen bir kimse yine de Osmanlıca bir metni rahatça anlayamaz.

Çünkü Osmanlıca: Arapça ve Farsça’nın belirli bir ölçüde ve şekilde Türkçe ile birleşmesinden doğmuş bir yazı dilidir.

Bu üçlü karma dil halk dilinden uzak olarak yüksek tabakaya mahsus zümre dilidir… Bu yazı diline Arap harfli Türk yazısı demek daha doğru olacaktır.

Sözün kısası yazı dili Osmanlıca (Arapça değil) konuşma dili Türkçe…

+++

Şemsettin Sami üstadımız da 1901 yılında yayınladığı Kamus-i Türki adlı eserinde tam 28 bin 29 Türkçe kelime kullanmış…

Ali Seydi Bey ise uzun çalışmalar sonunda mümkün olduğu kadar yabancı kelimeleri ayırarak büyük çoğunluğu Türkçe olan 40 bin kelimelik bir eser meydana getirdi. Resimli Kamus-i Osmanlı adını verdiği bu yapıt 1800 yılların başında baskıya verildi.

++++

Tabii ki bu kadar az bir kelime haznesiyle ne düşünülebilir… Ne yazılabilir… Ne de okunabilir…

Bu nedenle bilgi küpü olan beyefendiyi lisanıyla düşünebileceği bir ülkeye tavsiye etmekte insanlık açısından yarar vardır…

Buyurunuz efendim… Sizi bekliyorlar…