Türk turizminin babası: Besim Tibuk

İsmail Emen

Türk turizminin çok fazla geçmişi yoktur.
Sahip olduğumuz doğal ve tarihsel değerlerin çok sonra farkına vardık.
Turizmin bir ülke için bırakın parasal getirilerini, dünyaya açılmanın, farklı kültürlerle tanışmanın zevkini bile çok geç yakaladık.
Aslına bakarsanız, Türk sanayinin de çok fazla bir geçmişi yoktur.
Çırçırcılıktan tekstil sanayine geçişin bile şurada yarım asırlık bir tarihi var.
Çırçırcılık, çerçilik derken iplik fabrikaları peş peşe geldi.
Sultanhamam’ın manifaturacıları başta olmak üzere Anadolu’nun aklını kullanan çırçırcıları çağ atladılar. 1960’lardan sonra özellikle 1970’li yıllarda tekstil yanında diğer sektörlerde hızlı sanayileşme süreci başladı.

 

Turizm ise üvey evlat gibi geriden geldi.
Anadolu’nun güney ve ege sahillerinin keşfedilmesi ve yatak kapasitesinin giderek artması rahmetli Özal ile başladı diyebiliriz.
Ülkede papyon takıp kendine turizmci diyenlerin tutuculuğunu kıran nesil 1970’li yıllarda oluşmaya başladı.

Bunun öncülüğünüde Türk turizminde çığır açan, onu örgütleyen Besim Tibuk diye genç bir mülkiyeli yaptı.

 

Rehberlikle başladığı turizm faaliyetinde, İstanbul’un rehberlerini örgütleyip Net Holding’in tohumlarını attı. Örnek olmanın ötesinde turizmin çeşitli dallarına cesaretle giren Tibuk ve arkadaşları, özellikle Özal döneminin açtığı Turizm atağının öncüsü oldular.
Sektördeki her yeniliğin içinde olan Tibuk, incoming ile başladığı atağa, ülkeye gelen turistin 24 saatini de içine alan bir strateji geliştirerek farklı bir çizgi çizdi ve sektörün öncüsü oldu.

 

Kurduğu Net Şirketler Grubu, uluslar arası boyutta genişlerken, turizmin Anadolu’ya yayılması için büyük ataklar yaptı.
Kurduğu Bazaar 54, bu sektörün temel taşlarındandır.
Anadolu’ya yaydığı mağazalarla Türk el sanatlarının, halıcılığının dünyaya tanıtılmasının öncüsüdür.
“Turizm demek sadece konaklama demek değildir” olgusunu Türk turizmine yerleştiren Net Grubu, turizm konusunda bastırdığı kaliteli kitap ve neşriyatlarla da değerlerimizin tanıtılmasında büyük hizmetler verdi.

 

Türk turizminin bu noktalara gelmesinde bakanlığı zamanında büyük emekler harcayan rahmetli büyüğümüz Barlas Küntay’la birlikte kurucusu oldukları Turizm Yatırımcıları Derneği’nin gelişim sürecinde büyük katkıları olan Tibuk, yeni bir turizm ekolunun yetişmesinin de öncüsü olmuştur.

Turizmi İstanbul’la sınırlı sayan papyonlular döneminden 25 milyar dolar gelir getiren döneme adım adım taşıyan ve taşıtan bu sektörün sıfırdan gelen kahramanıdır.
Ne müteahhitlikten ne de sanayicilikten veya devletin sırtından otel veya tatil köyü sahibi olmuştur. Dişiyle tırnağı ile ve kader birliği yaptığı rehber arkadaşları ile gece gündüz çalışarak buralara gelmiştir. Turizmdeki her yeniliğin  öncüsü ve yatırımcısı olmuştur. Halki Palaslardan, Merit oteller zincirine, marinalardan, gümrüksüz mağazalara kadar ve ülkenin turistik bölgesi Bodrum’daki “Land Development” çalışmalarına kadar emeği ve alın teri vardır.

 

Bugün yavru vatan Kıbrıs’ta aynı gayretler içindedir.
Girne’de Crystal Cove ile başlattığı 1500 yatak kapasitelik konaklama+gazino hizmetlerine Lefkoşe’de açtığı 5 yıldızlı şehir oteli  ile başarı ile devam etmektedir.

Uzun yıllardır tanıdığım büyük turizmci Besik Tibuk’un yıllar önce söylediği bir söz bence başarılı olmak isteyen Türk turizminin vizyonu olmalıdır.
“Dört yıldızlı otel yapıp, beş yıldızlı hizmet vereceksin”.
Turizm gibi insan değerlerine hitap eden sektörde “Hizmet Kalitesinin” önemini vurgulayan bu sözlerin uzun vadede, turizmdeki başarı şansımız olduğunu bir anlayabilsek.

Turizmin duayeni ve babası  Besim Tibuk’a saygılar.