DİDİM- Didim Ticaret Odasının ve Tourexpi’nin düzenlediği 3'üncü Turizm Yatırım Zirvesi'nde "Türkiye'nin Piyasalardan 2012 Beklentileri - Global Kriz" isimli panel yoğun ilgi gördü
Zirvede çok sayıda turizm yatırımcısının ve yerel yöneticilerin yanında Kültür ve Turizm Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Faruk Şahin, ETİK Başkanı Mehmet İşler, Turizm Yatırımcıları Derneği Ege Koordinatörü Gürman Kızıltan ve D - Marin Müdürü Can Polat ve Hüseyin Baraner bir araya geldi.
Zirvede yapılan konuşmalarda Turizm Yatırımcıları Derneği Ege Koordinatörü Gürman
Kızıltan, Arap Baharı'nın olumlu etkilerinin 2012'de azalacağını vurguladı. Kızıltan, şunları söyledi:
AVRUPA VE AKDENİZ'DE AŞIRI FİYAT KIRILIYOR
"Bu yıl Türkiye'de turist sayısı oldukça arttı ama bu sene Türkiye'nin şansı vardı. Akdeniz çevresi ülkelere giden ülkelerin yüzde 30'luk payını aldık. Bu sene bu yüzde 30'un bizde kalması mümkün değil. Mısır, Fas, Tunus ani bir fiyat kırma trendi başladı.
2012 yılında bu bölgelerden Türkiye'ye gelecek turist sayısını biraz aşağıya çekebilir.
Panelde bir konuşma yapan Hüseyin Baraner şunları söyledi:
Avrupa halkları Türkiye'ye hiçbir zaman bu kadar önyargısız olmamıştı. Avrupalılara Türkiye ve tatil bir arada dediğinizde hepsi bir ağızdan, 'no problem' diyorlar. 20 yıl
önce bu böyle değildi. Dilimizde tüy biterdi. Avrupalıları Türkiye’de tatile ikna etmek için. Şimdi Avrupalı turistler Türkiye’yi bize anlatıyor. Bazı yörelerimiz bizden daha iyi tanıyorlar ve tanıtıyorlar.
Bu Türkiye yi sevenler ordusunu Türkiye için çalıştırmamız, müşterilerimizler ile Avrupa da birlikte bazı interaktif etkinlikler yapmamız lazım. 1 Ekim'de QTA’nın yıllık toplantısında da bir kere şahit olduk ki: Türkiye 2012 turizm piyasalarının en güvenilir ülkesi uçak şirketleri, tur operatörleri, yat şirketleri Türkiye'yi daha çok pazarlamak istiyor. Hatta bazı tur operatörleri eğer dünyanın herhangi bir noktasında kriz, ayaklanma vs. gibi durumlar ortaya çıkarsa diye, opsiyonlu olarak Türkiye uçakları tutuyorlar.
Hüseyin Baraner gurme turizminin Türkiye için önemini de anlattı:
"Kongre, sağlık, termal deniyor. Bence bunlar bence önemli ama esas önemli olan turizmde en büyük iş mutfaktır. Gurme turizmidir. Bütün güzellikler mide kendini iyi hissedince farkedilir. Otel odası her şey değildir. Türk Ege'sinin bir gourmet mutfak seferberliği başlatması lazım. Yanlış yatırımlardan uzak durmalıyız. Bugün kazandığımızı yarın müşterinin istemediği bilinçsiz ve yanlış otel yatırımlarından dolayı sonra kaybetmeyelim. Turistler artık bazı ürünleri istemiyor. Ege'de Antalya kopya edilmemeli. Yoksa her iki destinasyon da kaybeder."
AĞIR ÇALIŞMA KOŞULLARI SEKTÖRÜ İLERİDE SIKINTIYA SOKABİLİR
Hüseyin Baraner son olarak sektörün çalışma koşulları ile ilgili şunları söyledi:
"Türk turizminin en güçlü yanlarından da biri de çalışan gençlerin büyük hizmetidir. Biz bu insanlarımızı gerçekten çok çalıştırıyoruz. Bu konuda turizm sektörü sıkıntı yaşayabilir. 12 saate 700 TL alarak çalışmak turizm çalışanları için sıkıntıdır. Yunanistan'da çalışan bir kişi, Türkiye'de turizm çalışanlarının üçte biri kadar çalışıyor. Bu durum ileride Türk turizm sektöründe sıkıntı yaratacaktır.
Türkiye'deki otel çalışanları çok genç. Ancak bu sonsuza kadar böyle kalmayacak. Gelecek yıllarda oluşacak bazı sıkıntıları şimdiden görüp çözüm önerileri getirmemiz gerekmektedir.
MEHMET İŞLER: KRİZDEN BİZ DE ETKİLENECEĞİZ
Panelde konuşan Mehmet İşler Ege turizminin gelecek planlamaları ve
hedefleri hakkında şunu söyledi:
"2009 yılında Türkiye olarak krizden yüzde 5 artışla yıldız gibi çıkarak parladık. Biz turizmciler olarak çok iyi kriz yönetiyoruz. Direncimizi artırıyoruz. Yaklaşan krizden tabi biz de etkileneceğiz. Özellikle Yakın Doğu'daki yeni pazarlarla, Çin ile dengeyi sağlayacağız. Turist huzuru sever. Ekonomik krizi yönetiriz. Asıl sıkıntı terördür. Marmara depremi beklentisi rakipler tarafından yurtdışında işleniyor. Savaş riski rakipler tarafından
işleniyor.Turizm bu riskelerle baş ederse ekonomik krizi aşarız. Çünkü ekonomik olarak dayak yiye yiye atmayı öğrendik."
"Biz Ege olarak çok şanslıyız. Antalya iftiharımız elbette. Ancak tabi yetmiyor. İki aktör vardı bugüne kadar. İstanbul ve Antalya. Ege unutulmuş gibiyken hükümetin ustalık döneminde Sayın Ertuğrul Günay'ın son 8 yıl içindeki planlaması sonucunda ayağa kalktı. Ege'yi 10 sene
içerisinde Türkiye'nin üçüncü ürünü yapmak için ciddi çalışmalar yapılıyor. Antalya'nın kitle turizmi Mersin'e doğru uzuyor. İstanbul kültür ve kongre turizminde büyüyor. Ege Antalya ve İstanbul'da olmayanları pazarlayacak. Antalya'nın sahil şeridinin arkası iyi planlanmadı. Özellikle Lara'da bunu gözlemlemek mümkün. Arka taraflar çirkin bir planlamaya sahip. Biz Ege'yi kıyı dışı alanlarda da güzel yapılandırmak için çalışıyoruz. Ege'de inanç, kongre, kültür, agro, gurme, termal ve cruise turizmi var."
TURİST HERŞEY DAHİLDEN SIKILDI
"Avrupa turisti şu anda yaşlanıyor. Sadece kitle turizmiyle turizmimizi geliştiremeyiz. Bu yaşlı turisti kültür turizmi kapsamında Ege'ye getirmek için çalışma yapıyoruz. Aydın'da 10 bin, Didim de 2100 oda, İzmir'de 13 bin oda var. Türkiye turizminden pay almak istiyorsak tahsisle yatırıma ihtiyacımız var. Ege'nin mikroklima özelliği çok önemlidir. Bugün Antalya'mızda tesis dışına çıktığımızda gezilebilecek yer yok. Biz Egeli olarak bütün hayatımızı dışarıda yaşıyoruz. Turist artık her şey dahilden sıkıldı. Farklılığa ihtiyacı var. Biz hiçbir zaman komşularımızın handikaplarından fayda sağlamaya odaklanmadık ama 2012 yılındaki krizi de 2009 gibi yüzde 5 artışla çıkacağız. İngiltere pazarı dışında tüm sinyallerimiz olumlu. Bizim korkularımız sadece terör ve yaşanacak afetlerdir. Onun dışında sağlam ve güçlüyüz."
D - Marin Müdürü Can Polat ise kendisini Didim'in tanıtıcı bir elçisi olarak gördüğünü anlattı. Polat, "Didim'deki kapasitemiz 580 deniz ve 600 kara. 500 dönümlük bir alanımız var. Bölgede mega yatlara hizmet veren en gelişmiş tesise sahibiz. Özellikle 30 - 50 metre arası
38 tekneyi ağırlıyoruz. Avrupa'da katıldığımız fuarlarda Türkiye'nin yerinin çok farklı ve büyük olduğunu görüyoruz. Yunan krizi nedeniyle oradan marinalarımıza bir akış var ve giderek artmakta." dedi.
Bakanlık Didim'de yeni tahsislere çıkacak
Kültür ve Turizm Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Faruk Şahin, yaptığı konuşmada yeni yatırım tahsisleriiçin çalışmaların sürdüğünü söyledi. Şahin, Bakanlığa devredilecek
olan mera hükmündeki arazilerin turizm yatırımcılarına tahsis edileceğini açıkladı. Kültür ve Turizm Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Faruk Şahin, 3. Didim
Turizm Yatırım Zirvesi'nde yaptığı konuşmada yeni yatırım tahsisleri için çalışmaların sürdüğünü söyledi. Konuşmasına Şahin, Türkiye'de planlı turizm hareketinin tarihçesini
özetleyerek başladı. Türk turizminde ilk planlı turizm planlamasının 1973 yılında Kemer'de gerçekleştirildiğini hatırlatarak 1980'li yıllarla birlikte yatırımın hızlandığı dile getirdi.
Şahin, "Ülkemizde 1.2 milyon yatak kapasitesi bulunmaktadır. 1960-70'li yıllarda kaybettiğimiz zamanı telafi ettiğimiz anlamına geliyor bu rakam. Gerek yatak sayısı gerekse ziyaretçi sayımız dünyada büyük ilgi görmektedir" değerlendirmesinde bulundu.
ÇÖZÜLMESİ GEREKEN ALTYAPI SORUNLARI VAR
Yatak kapasitesindeki artışa karşın altyapıda yaşanan sıkıntılar da olduğunu söyleyen Şahin sözlerini şöyle sürdürdü: "Türk turizminde birçok altyapı sorunu bulunuyor. Bunları da aşmamız gerekiyır. 1.2 milyon yatak kapasitemizin 600 bini Antalya'dadır. Ülkemiz yatak kapasitemizin yüzde 58'i üç ilde yüzde 83'ü ise 11 ilde toplanmaktadır. Bu durum Türkiye'nin Anadolu'nun sıradışı turizm potansiyelini henüz devreye sokamadığını gösteriyor.
MERA ALANLARI TAHSİSE AÇILACAK
"Antalya gibi başka turizm destinasyonları oluşturarak ilk 5'e girme hedefimizi gerçekleştirmemiz gerekiyor. Birkaç ay önce çıkan kanun hükmündeki kararname ile mera hükmündeki alanlar Kültür ve Turizm Bakanlığı'na devredilecek. Bakanlık bu alanları ot bedeli almadan turizmcilere devredebilecek. 20 bin yatak kapasitesi olan Didim'in yatak kapasitesi hızla yükselecek."