Turizm politikamız

İsmail Emen

Marmaris’te bir turistik otel’e haciz gelmiş ve icra memurları kolluk kuvvetleri ile gelerek, uyuyan turistleri uyandırıp altlarındaki yatakları haczederek depoya kaldırmışlar. Turistler şaşkın şaşkın bakakalmışlar.

Ünlü bir turizmci ve ünlü bir bankacı arasındaki haciz olayı da ilginçtir.
Ünlü turizmcinin mücevherat satan mağazasına bankanın haciz memurları gelmiş.
O sırada kalabalık bir turist grubu da içerde alışveriş ediyor.
Haciz memurları, turistlerinin denemekte oldukları kollarındaki, boyunlarındaki ziynetleri kollarından boyunlarından koparırcasına alıp, turistlerin şaşkın bakışları arasında haciz işlemini gerçekleştirmişler.
Ünlü turizmci” Hayatımın unutamadığım anısıdır. Rezilliğimizin vesikasıdır” diye anlatmıştı.
Bu olayı şimdilerin köşeyi dönen ilgili o ünlü bankacısına naklettiğim de “Napimm kardeşim, bizimkilerde vur deyince öldürüyorlar” diye çaresizliğini mi, marifetini mi veya pişkinliğini mi belirtmek istemişti anlamamıştım.

Bir yabancı misafirim için küçük bir halı almak için Nuruosmaniye’yi tavsiye ile gitmiştim. Beğendiğim halıdaki etiket tam hatırlamıyorum. Bilmem kaç dolar yazıyor. Hayretimi gizlemeyince “ O fiyat turistler için, size yarı fiyatına” demişti tezgahtar.

Bu ülke bugün 30 milyon turiste ulaşmış sayılır.
Bir zamanlar 5 milyonu hedeflemiştik.
Her şeye rağmen geldiğimiz nokta inanılmaz. Birde küçük küçük hatalarımızı düzeltmiş, köstek yerine destek olmasını öğrenebilmiş olsaydık, herhalde çok farklı olurduk.
Bu sektörün adı “Hospitality”. Misafirperverlik-Ağırlama başka bir ifade ile.
Güleryüz gerektiren bir sektör. Turisti yolunacak kaz gibi görürsen bu gemi yürümez. Ona saygı göstermezsen bu gemi yürümez. Turistle haşır nesir olan yılların Antalya’sında esnaf hala mini etekli turistin arkasından alık alık bakmasına rağmen biz buralara gelebilmişiz.
28 milyon yarın 35 milyon turist bu ülkenin batılılaşmasının anahtarı. Yobazlık denildiğinde, eğer bir ülkeye bu kadar yabancı turist geliyorsa, o ülkeden korkmayın. Hiçbir şey olmaz. Yobazlaşması mümkün değildir, diyenlerdenim.

Ama o esnafta , o bankacıda üzümünü yediği bağı tahrip etmemeli. O bizim yarınlarımız.
Borç tabii ki borçtur ama turistin altındaki yatağı alıp gitmekte gerçekten bu ülkenin ayıbıdır.
Yeddiemin diye bir müessese varken sırf otel sahibine eziyet için bu yapılıyorsa, yapılan bu ülkeye ihanettir.
Bu milletin gelenek ve göreneklerine terstir.
Bilmiyorum yanlış mı düşünüyorum.