ANKARA- Devlet Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ) Genel Müdürü Serdar Hüseyin Yıldırım, Türk Hava Yolları’na (THY) eleştirilerde bulundu. ‘Biz şu kadar yere uçuyoruz. Şu kadar uçağımız var’ diye övünmenin yanlış olduğunu ifade eden Yıldırım, “En iyi havayolu olmakla övünelim, en büyük olmakla değil. THY için de aynı şey geçerlidir. Verimli olmakla, daha iyi daha kaliteli hizmetle bununla övünmemiz lazım. Bu konuda eksiklerimiz var. Havalimanı için de aynı şey geçerli. 150 milyon dünyanın en büyüğü olacak şekilde gözüküyor. Ama ölçü bu değil. Biz orada 150-100 milyon yolcuya layıkıyla, güvenli, konforlu güzel bir hizmet vermek meselesidir. Bunu verebiliyorsak hiçbir sıkıntısı yok. Bizim potansiyelimizin Türkiye sivil havacılık potansiyelinin çok küçük bir kısmını kullandığımızı düşünüyorum.” dedi.
Havacılık sektöründen DHMİ’nin başına kısa bir süre önce geçen Yıldırım, gazetecilere sektördeki gelişmeleri değerlendirdi. Üçüncü havalimanı projesini ‘çok gecikmiş bir proje’ olarak nitelendiren Yıldırım, “Keşke daha evvel başlasaydı, şu gün bitmiş olsaydı. Şu an inşaat henüz başlamadı çünkü yer problemli bir zemin olduğu için henüz onunla uğraşıyorlar. O zeminin ıslahıyla uğraşıyorlar.” diye konuştu. Fiilî inşaata başlama tarihinin mayıs ayında gözüktüğünü dile getiren Yıldırım, o zamana kadar gerekli çalışmaların tamamlanacağını kaydetti. Sabiha Gökçen’deki ikinci pistin yapımıyla ilgili kaybeden firmanın itirazda bulunduğunu ama itirazın reddedildiğini söyleyen Yıldırım, ikinci pistin inşaatının önümüzdeki günlerde başlayacağını açıkladı.
DHMİ kadrosunda değişikliğe gidilip gidilmeyeceği yönünde bir soru üzerine Yıldırım, kadronun çok tecrübeli bir kadrosu olduğunu dile getirdi. ‘Memur zihniyeti’ üzerine eleştirilerde bulunan Yıldırım şöyle konuştu: “Buradaki sıkıntının şahısların kendilerinden ziyade kamu zihniyetinde, daha doğrusu memur zihniyetinde. Burası önemli, burayı aşabilirsek, burada bir dönüşüm sağlayabilirsek… Havacılığın en büyük özelliği sürattir, hızdır. Denizcilikle havacılığın farkı nedir deseniz hızdır deriz. Dolayısıyla biz de hızlı hareket etmek zorundayız. Zamanın önüne geçmek zorundayız. Her şeyi önceden planlamak zorundayız.”