Swiss Hotel Bedrettin Dalan'ın Belediye Başkanı olduğu dönemin eserlerindendir. O zamanda Dolmabahçe Sarayına zarar veriyor diyerek pekçok şamata çıkmıştı.
Otelin kira hakkını alarak yapan “Fire and Marine Insurance Company” ülkenin önde gelen bir sigorta şirketi idi. Türkiye'de mukim Türk-Japon Turistik yatırımlar A.Ş. diye bir şirket kurdular giderkende bu şirketi satıp gittiler.
Türkiye Kalkınma Bankasının önemli desteği olmuştur.
O dönem bankanın genel müdürlüğünü yaptığım için bu vesile ile Japonlarla ilişkilerimiz iyi idi. Bu ilişkinin sonucunda TKB ile Fire Marine Insurance Company 50-50 olacak şekilde Türk-Nippon Sigorta Şirketini kurmuştuk.
Biz onlardan sigorta konusunu biliyorlar diye çok şey bekledik. Ama gerekli kadro ve knowhow desteğini vermediler. Beklediğimiz gelişmeyi yakalıyamadık. Daha doğrusu ben görevden ayrılınca ilgim koptu.
Japonya'nın içinde olduğu uzakdoğu krizinde Japon şirketleri özellikle dış ülkelerdeki assetlerini elden çıkardılar. Bu nedenle Swissoteli Hüsnü Özyeğin aldı. Daha sonra Belediye otelin üzerine oturduğu arsayı satışa çıkardı. Uygun bir fiyatla kiracı-işletici konumundaki Hüsnü Bey'in alması bekleniyordu. Nitekim öyle oldu.
Ancak şimdi duyuyoruz ki Bölge İdare Mahkemesi bu satışı iptal etmiş. Gerekçeside gerekli rekabet koşulları olmadığı içinmiş. Sorun Belediye ile Hüsnü Bey arasında. Şimdi Danıştay süreci başlıyacaktır. Uzun zaman alır.
Herz aman söylerim. Kime niyet kime kısmet.
Hilton'un yeni sahibinin Aydın Doğan olacağı kimim aklına gelirdi.
Güzelim Emekli Sandığı yıllarca tek kuruş temettü almadan sahibi gözüktüğü oteli sonunda Aydın Doğan'a kaptırdı. Özel sektör o bölgedeki ve Hilton'un o geniş arazisindeki rantı görüyorda, devletin sahipleri veya Emekli Sandığı'nın yöneticileri orada yatan rantı niçin görmezler.
Yalnız Hiltonmu? Tarabya, Çelik Palas ve Efes Oteli. Hepsi şimdi hepsi rant kapısı.
Atalarımız ne demiş. At binenin, kılıç kuşananın.
Yemeyenin malını yerler. Kapitalist düzen dedikleri bu işte.