Uran Holding Yönetim Kurulu Başkanı Nermin Uran’ın Ankara-Yenimahalle Urankent’te bağışladığı arsaya Yenimahalle Belediyesinin yaptırdığı Nazım Hikmet Kültür Merkezi’nin birkaç ay önce yapılan açılışına gittim.
Açılışı Kılıçdaroğlu yapacaktı.
Mevcut salonlardan birine değerli sanatçı Yıldız Kenter’in, bir diğerine de saz ustamız, aşığımız halkın sanatçısı Neşet Ertaş’ın ismi verilmişti.
Kendisini yakından görmeyi çok istiyordum. Ancak hasta yatağında olduğu için açılışa gelemedi. Gelemeyeceği anons edilince insanlar gerçekten sukutu hayale uğradılar.
Ama ismi defalarca anıldı ve alkışlandı.
Topluluğun büyük kısmı onun için toplanmıştı.
Görmek belki bir iki türküsünü dinlemek mümkün olur diye…
O büyük ustayı 74 yaşında kanserden kaybettik.
Uzun zaman hasta yattı. Ecel onu erken aldı.
Daha vereceği çok şey vardı.
Tevazunun simgesi bu büyük ozanımız, ustamızın dillerden düşmeyen türkülerini bugünlerde radyolarımızda televizyonlarımızda sıklıkla dinliyoruz.
“Aaaa! Bu türküde mi onundu?” diye hayretler içinde kalıyoruz.
“Dane dane benleri var yüzünde, dünyada yardan datlı var m’ola / Kendim ettim kendim buldum, gül gibi sarardım soldum / Duyulur mu doyulur mu canana kıyılır mı cananına kıyanlar hak’kın kulu sayılır mı”
Bütün bu eşsiz ve dillerden düşmeyen türküleri onun lirik sesinden dinlemek ve düşünmek ne kadar güzel.
Mevtasına kavuşan büyük ozan, büyük usta, gerçek ve belki de son abdal Neşet Ertaş hocamıza Tanrıdan rahmet, yakınlarına ve onu candan seven Türk halkına başsağlığı diliyorum