Merhum Özal hakkında...

İsmail Emen

Merhum Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın mezarı ölümünde 17 yıl sonra geçtiğimiz günlerde mahkeme kararı ile açıldı ve gerekli tesbitler yapılmak üzere Adli Tıp Merkezine kaldırıldı.
Merhum Özal kendisini yakın tanımak ve birlikte çalışma imkanı bulduğum ve hayranlık duyduğum müstesna bir insandı.
Her zaman üniversite ve ders verdiğim bankalarda talebelerime ondan bahsetmekten her zaman büyük haz duyarım.
Hatta bir bankada ders verirken “Durmadan Özal diye birisinden bahsediyor” gerekçesi ile eğitim müdüründen (!) ikaz bile almıştım.
Özal anlatmakla bitirilemeyecek bir cevherdi.
Büyük bir vizyonerdi…
Masanın her tarafında deneyimi olan bir insandı. Seveni de vardır sevmeyeni de…
Mutlaka hataları da vardır sevapları da…
Ama nasıl bir Atatürk bir daha gelmez ise Özal gibi bir Başbakan'da sanmıyorum bir daha gelsin.
Bu ülke onun engin bilgisi ve cesur yönetimi ile çağdaş ülkeler seviyesine sıçramıştır.
Merhumun mezarında bile rahat bırakılmaması çok acıdır. Gereksiz bir zehirlenme kuşkusu ile ona reva görülenlere gerçekten üzülüyorum.
Aradan geçen 17 yıl sonra ne gerek var bu tip spekülasyonlara. Ne ispatlanmak isteniyor anlamak mümkün değil.
Aileyi bu açıdan tasvip etmiyorum.
Onun son Türki Cumhuriyetler gezisidir rahmetliyi bu dünyadan erken götüren.
Son yıllarında çok üzülüyordu.
Gerçi Cumhurbaşkanıydı ama iktidarın başka partide olduğu zor bir dönemdi.
Yanlış yönetime kızıyor ve içi içine sığmıyordu.
Hatta yeniden siyaset sahnesine yeni bir parti ile dönme düşünceleri olduğunu hepimiz biliyoruz.
Bu nedenle gereğinden fazla yorulduğunu da biliyoruz.
Hele o son gezinin yorgunluğu anlatılır gibi değil…
Hatır uğruna ülkeden ülkeye, açılıştan açılışa koşmanın o bypass'lı bedene fazla geldiğini başta ailesi olmak üzere yakın çevresindekilerin görmemeleri imkansızdı.
Rahmetli hatır uğruna kapanın elinde kalan bir durumdaydı.
Yorgunluk bir yandan, ziyafetler diğer yandan çok dikkat etmesi gereken merhumu bitap bırakmıştı.
Bunu o gezide beraber olan ama yorgunluktan genç olmasına rağmen geziyi yarıda bırakıp dönen yakın bir arkadaşımdan dinlemiştim.
Rahmetli bu ülke için unutulmayacak bir isimdir.
Bu ülkeye çok önemli bir vizyon kazandırmıştır.
Onun görev yaptığı yıllar ülkenin batıya yaklaştığı yıllar olmuştur.
Başını yakından tanıdığı ve inandığı batı medeniyet ve ilkelerine, demokrasisine çevirmiş ve inandığı yolda çekinmeden yürümüştür.
Etrafını çeviren çürümüşlük bile onu bu yolundan bezdirmemiştir.
Geçtiğimiz pazar yapılan AKP Kurultayında Salona yansıyan başını doğuya hatta Arap ülkelerine çevirmiş,
Barzani'den gurur duyan o havayı görünce acı acı gülmek geldi içimden ve merhumu bir kere daha rahmetle andım.