İSTANBUL - Mobilya Dernekleri Federasyonu (MOSFED) her yıl organize ettiği dünyanın en prestijli mobilya fuarlarından biri olan Uluslararası İstanbul Mobilya Fuarı'nın (IIFF) bu yılki temasını "sürdürülebilirlik" olarak belirledi. MOSFED bu kapsamda sürdürülebilir dönüşümü hızlandırmak ve sektörün geleceğine ışık tutmak amacıyla hazırlanan ‘Mobilya Sektöründeki Firmalar Üzerine Yeşil Ekonomi Endeksi Oluşturulması ve Ölçülmesi Raporu’nu da açıkladı.
MOSFED Başkanı Ahmet Güleç, “Sürdürülebilirlik vizyonumuzu globale göstermek için her yıl dünyanın 150 ülkesinden satın almacıların geldiği, IIFF’nin ana temasını “sürdürülebilirlik” olarak belirledik ve bir rapor hazırladık. Firmalarımızın da bu sürece ayak uydurabilmeleri için ulusal mobilya dijital ürün pasaportu pilotunun başlatılması, KOBİ’ler için karbon su muhasebesi destek paketinin oluşturulması, mobilya geri kazanım merkezi kurulması, yeşil yatırımlarda kredi ve teşviklerin güçlendirilmesi, sektörel emisyon ticaret sistemi entegrasyonunun başlatılması gerekiyor” dedi.
Ahmet Güleç: Yeşil Ekonomi Endeksi Çalışması Mobilya Sektöründe Bir İlk
Sürdürülebilirliğin önemine değinen MOSFED Başkanı Ahmet Güleç, “Uluslararası İstanbul Mobilya Fuarı’nı (IIFF) Türkiye mobilya sektöründeki yeşil dönüşümün küresel vitrini haline getirme hedefiyle çalışıyoruz. Bu kapsamda İktisadi Araştırmalar Vakfı’nın desteğiyle hazırladığımız MOSFED Yeşil Ekonomi Endeksi, sektörümüz için bir ilk. Sektörümüzün sürdürülebilirlik performansını ilk kez bilimsel ve sistematik şekilde ölçen bu rapor aynı zamanda AB Yeşil Mutabakatı sürecine uyumda da kritik bir rehber niteliği taşıyor. Mobilya sektörü ağaçla, ormanla, doğayla iç içe bir sektör; bu nedenle üretimden başlayarak tüm süreçlerin çevreye duyarlı şekilde yönetilmesini hem ahlaki hem ticari bir zorunluluk olarak görüyoruz. Geldiğimiz nokta itibariyle de sektörler için yeşil dönüşüm, sadece çevresel bir tercih değil; ticari varlığını sürdürebilmesinin tek yoludur” dedi.
Rehber niteliğinde bir çalışma
Yeşil Ekonomi Endeksi, firmaların yeşil dönüşüme yönelik kapasitesini tek bir çatı altında toplayan, gelecekteki gelişmeleri karşılaştırmaya imkân veren bir referans niteliği taşıyor. Çalışma, sektörde sürdürülebilirlik alanındaki ilk kapsamlı harita olma özelliğini taşırken yapılan analizler sektörün yeşil dönüşüm yolunda “gelişmekte olan–erken aşama” bir olgunluk seviyesinde olduğunu ortaya koyuyor. Özellikle Avrupa Yeşil Mutabakatı ve küresel sürdürülebilirlik standartları göz önünde bulundurulduğunda, endeksin önümüzdeki yıllarda sektörün rekabet gücünü artırması, ihracat performansına doğrudan katkı sağlaması ve markaların çevresel uyum süreçlerini hızlandırması bekleniyor.
Güleç: Sektörümüzde güçlü bir farkındalık var
Yeşil Ekonomi Endeksi raporunun çıktılarına değinen Güleç, “Sonuçlara baktığımızda sektörümüzde güçlü bir farkındalık var ancak firmalar uygulama desteğine ihtiyaç duyuyor. Bu noktada bilgi eksikliği, maliyet baskısı ve finansmana erişim güçlüğü uygulamayı sınırlıyor. Özellikle büyük ve orta ölçekli firmalar önde ancak KOBİ’lerde belirgin bir kapasite açığı var. Sektörümüzün en güçlü alanı ise döngüsel ekonomi; geri dönüşüm, atık yönetimi ve yenileme uygulamaları ciddi bir potansiyel taşıyor” dedi.
Yol haritası ve öneriler
Raporda politika yapıcılar, sektör temsilcileri ve firmalar özelinde kısa-orta ve uzun vadede yol haritası mahiyetinde düzenlemelere de yer verildiğinin altını çizen Güleç, “Politikacılara önerilerimiz arasında; ulusal mobilya dijital ürün pasaportu pilotunun başlatılması, KOBİ’ler için karbon su muhasebesi destek paketinin oluşturulması, mobilya geri kazanım merkezi kurulması, yeşil yatırımlarda kredi ve teşviklerin güçlendirilmesi, sektörel emisyon ticaret sistemi entegrasyonunun başlatılması gibi başlıklar yer alıyor. Sektör temsilcileri özelinde kimyasal yönetimi ve düşük VOC geçişine yönelik rehber hazırlanması ile karbon ve döngüsel ekonomi ölçümlerinin yapılabileceği bir sektörel veri platformunun kurulması, ‘Yeşil Dönüşüm Akademisi’nin hayata geçirilmesi ve markalar arası iade–onarım platformunun oluşturulması önem arz ediyor. Firmalar, özellikle de KOBİ’ler açısından baktığımızda; enerji yoğun hatlar için yıllık karbon azaltım planlarının hazırlanması, tedarik şartnamelerinde düşük VOC ve geri dönüştürülebilir ambalaj kullanımının zorunlu hale getirilmesi ve modülerlik ile onarılabilirlik gibi hızlı eko-tasarım adımlarının uygulanması büyük fayda sağlayacaktır. Yeni ürünlerin en az yüzde 80’i için dijital ürün pasaportu veri setinin oluşturulmasını, atık geri dönüşüm oranının yüzde 60’ın üzerine çıkarılmasını ve firmaların yıllık sürdürülebilirlik performans karnesi yayımlamasını öneriyoruz” dedi.
Sektör sürdürülebilirlik konusunda emin adımlarla ilerliyor
Endeks sektörün sürdürülebilirlik yolculuğunda önemli bir başlangıç eşiğini geçtiğini de ortaya koydu. Ankete göre firmaların önemli bir bölümü geri dönüşüm, yeniden kullanım ve katı atık yönetimi uygulamaları konusunda harekete geçmiş durumda. Sektör karbon ayak izi hesaplama, su yönetimi, eko etiketli ürün kullanımı ve bu uygulamaları raporlama konusunda sınırlı bir gelişme gösterirken; yeşil tedarik zinciri yönetimi ve döngüsel ekonomi uygulamaları, sektörün önümüzdeki dönemde ivme kazanmayı hedeflediği alanlar arasında öne çıkıyor.