Gül’ün Almanya ziyareti önemlidir

Prof.Dr. Faruk Şen "Almanya’daki Türklerin sorunları ve Türklerin AB’ye vizesiz girişinde önemli rol oynayacak görüşmeler olabilir” dedi.

İSTANBUL- TAVAK Vakfı Başkanı Prof.Dr. Faruk Şen Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’un Almanya gezisinin önemine değinerek “Almanya’daki Türklerin sorunları ve Türklerin AB’ye vizesiz girişinde önemli rol oynayacak görüşmeler olabilir” dedi.
Prof.Dr. Faruk Şen “Gül’ün 18 Eylül’deki Almanya gezisinin anlam ve önemi iki ülke için de büyüktür“ diyerek Alman basınının bu geziyi ciddi bir biçimde izleyecek olması Almanya’ya olumlu sinyaller gitmesi açısından önemli olduğunu syledi.

Prof.Dr. Faruk Şen’in Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Almanya gezisi hakkında önerilerini şöyle sıraladı:
1. Almanya’daki Türklerin en büyük sorunları
Almanya’daki Türklerin en büyük sorunları ilk olarak işsizlik, ikinci olarak %44’lük bir bölümümüzün fakirlik sınırının altında yaşaması, üçüncü sorun olarak da Almanya’da artan yeni ırçılık ve İslamofobi olarak tanımlanabilir. Birçok Alman politikacısının Türkiye’ye soğuk bakışları da Almanya’da yaşayan insanlarımızın sorunlarını arttırmaktadır. Ayrıca sağlık açısından da Almanya’daki 1. neslin sorunları her geçen gün daha da artmaktadır.
2. Gül bu konuda Almanya cumhurbaşkanından ne talep edebilir?
Gül, ilk olarak Wullf’ ten Almanya’da İslam’a yaklaşım konusunda olumlu sinyaller isteyebilir. İkinci olarak Almanya’da Türklere yönelik önyargıların kırılması için, ülkede sevilen bir kişi olan cumhurbaşkanın olumlu açıklamalarını bekleyebilir. Ayrıca Türkiye-AB ilişkileri konusunda Wulff’un eski partisinin aksine Türkiye’nin tam üyeliği konusunda destek vermesini isteyebilir.
3. Türklerin AB’ye vizesiz girişinde Berlin’in rolü
Türklerin AB’ye vizesiz girişinde Almanya engeli çok büyüktür. Almanya alınan mahkeme kararlarının hiçbirini tanımamaktadır. Bugün artık Sırbistan’dan Makedonya’ya kadar bütün Balkan ülkerinden Almanya’ya vizesiz giriş varken, Ukrayna ve Rusya’ya özel statü tanınmışken, Türklerin vize konusundaki sorunlarına Wulff Alman Dışişleri Bakanı ve İçişleri Bakanının dikkatini çekerek bu konunun çözüme erişmesi konusunda isteklerde bulunabilir. Wulff’un yapacağı en olumlu etki Almanya’nın vizeyi kaldırması konusunda bir talebi kamuoyuna duyurması olabilir. Gül, Alman dışilerinin artık harekete geçmesini Wulff’ten istemelidir.
4. Alman kamuoyunun Türk hükümetine ve bakışı
Alman kamuoyu Türk hükümetine ve yönetimine son yıllarda olumsuz olarak bakmaktadır. Gerhard Schröder’in başbakanlık sürecinde sosyal demokrat Alman hükümeti Türkiye’ye olumlu bakarken, Angela Merkel kendi iç politikası nedeniyle Alman kamuoyuna Türkiye konusunda olumsuz sinyaller vermektedir, bu da Alman halkının Türkiye’ye bakışını negatif olarak etkilemektedir.
5. Türklere karşı ön yargılar
Özellikle Müslüman bir ülkenin AB’de yer almaması gerektiğine yönelik Merkel’in açıklamaları Almanları etkilenmekte ve İslamofobinin artmasına sebep olmuştur. Almanya’da İslamofobi büyük ölçüde artmaktadır. Alman halkının Antisemitist açıklamalar yapmaktan çekinmesi nedeniyle Almanya’da yaşayan 4 milyon Müslüman’a yönelik olumsuz yaklaşımlar da bulunmaktadır. Son yıllarda yapılan camilere de tepki yükselmektedir. İslamofobi yalnız Almanya’da değil, Hollanda, Avusturya ve Fransa’da büyük boyutlara gelmiştir. Bu açıdan İslamofobinin azalması konusunda göçmenlerden sorumlu bakan Maria Böhmer’in akılcı bir politika izlemesi lazımdır ancak maalesef Böhmer bugüne kadar böyle bir politikayı kamuoyunda gerçekleştirememiştir. Almanya’da Türklere negatif bakışta Böhmer’in beceriksiz politikası da büyük ölçüde katkı yapmıştır.

6. Gül’ün Alman toplumuna verebileceği mesajlar
Gül, Alman toplumuna Türkiye’nin Almanya’ya olumlu bakışlarını bir kere daha dile getirmelidir. Alman halkı tüm olumsuz gelişmelere rağmen Türk halkı tarafından en sevilen ulusların başında gelmektedir. Gül, Almanya’nın bu konuda daha akılcı bir politika izlemesini isteyebilir. Özellikle turizm açısından önümüzdeki yıllarda daha fazla Alman’ın TR ‘ye gelmesi konusunda açıklama yapmasında yarar vardır.

7. Türkiye’nin İsrail’le çatışma politikası
Türkiye’nin İsrail ile çatışma politikasına Alman politikacılar mesefeli bakmaktadırlar. Almanya İsrail’e yönelik hiçbir olumsuz açıklamayı kabul edecek konumda değildir. Nazi hükümeti sürecinde Musevilere yapılan haksızlıklar sebebiyle bu konuda çekingen bir politika izleyen Almanya Türkiye’nin Yakın doğuda Arap ülkelerine ve Müslüman ülkerine yakınlaşmasına soğuk bakmaktadır. Bölgesel bir güç olmasını istemediği Türkiye’nin İsrail politikası eleştirisel bir yaklaşım içindedir. Gül bu konuda Türkiye’nin her zaman İsrail’le iyi ilişkiler içinde olmaya önem verdiğini ve 1492 ve 1933’te iki kere Musevi haklarına sahip çıktığını Alman halkına duyurup, Türkiye’nin hiçbir zaman Antisemitist bir politika içinde olmadığını ortaya koymalıdır. Türkiye’nin İsrail için bölgede en önemli partner olduğunu belirtmeli ve AB’nin İsrail üzerinde etki yapmasını istemelidir.

Manşetler

Yayla Çorbası, CNN'nin "Dünyanın En İyi 20 Çorbası" arasında
''Noel Baba; dünyaya yayılan bir iyilik çağrısı''
Dört otel, airbnb rekabeti nedeniyle kapanıyor
Zindan Kalesi'nden 5 sanduka taşındı
Trevi Çeşmesi'ne bedava ziyaret bitti
Endülüs, Amsterdam'ın termometrelerini hackledi
Elazığ TSO Üyelerine Seyahat İndirimi
ITA Airways, Roma'dan Malaga ve Valencia'ya uçuyor
Arap turistler Türk gibi yaşamaya, semt pazarlarına geliyor
Dertour, Alman Seyahat Sigorta Fonu'na karşı davayı kazandı