Çıkış yolu:Turizm, turizm, turizm

İsmail Emen

1989 yılı idi galiba. TKB Genel müdürüyüm. 
Altınyunus’ta Türk turizmi ile ilgili  bir seminerde  konuşma yaparken,”Dünyada başka böyle bir ülke yok. Yarım saatin içinde masmavi sularda yüz, sonra çık tepelere kayak yap ve aynı yarım saatin içinde dünyanın en eski medeniyetini  ziyaret et. Var mı başka bir ülke böyle?” demiştim.
Konuşmacılar arasında bulunan o zamanki ABD büyükelçisi Abramovitz kokteylde yanıma gelip ”Türkiye’yi ne güzel özetlediniz” demişti.


Gerçekten meraklı bir turistin dünyayı dolaşsa bulamayacağı özelliklerle bezenmiş ülkemizi yeterince tanıtamamanın sıkıntısını çekiyoruz.

Berlin Turizm Fuarı'nın sonunu beklemeden bozuk moralle  dönen arkadaşlar fuardaki zayıflığımızı anlatırken, kaçırdığımız fırsatları düşünmeden edemedim.
Yıllardır söyleriz konuşuruz "Bu ülkenin uzun vadeli bir turizm politikası niye yoktur?" diye.
"Allah bu toprakları başka uluslara verse idi acaba böylemi olurdu?" diye hep merak etmişimdir.

Türkiye cari açık derdi olan bir ülke.
İthalatımız ihracatımızdan fazla.
İhracat ha deyince geliştirebildiğiniz bir şey değil.
Ama elinizin altındaki ülke altın değerinde ise, turizm gelirlerinde yapacak şey var demektir.

Bir zamanlar 5 milyar dolarları hedeflemiştik.
Şimdi geldik 25’leri geçtik. Niye 50 olmasın?
Kapasitemiz müsait iken, yeşilin bittiği yerde başlayan masmavi sularla kaplı bu ülkenin doğallığını ve tarihi zenginliklerini acaba yeterince tanıtabildik mi?
Turist için ucuz bir ülke olduğumuzu acaba telaffuz edebiliyor muyuz.?


Bütün turizm şirketlerimizin her yıl dört gözle bekledikleri ve rezervasyon yaptıkları önemli fuarlara devlet olarak gereken önemi ve tanıtım atağını vermezsek bu iş tabii ki olmaz.
"Kayıp şimdilik %10" diye avunarak veya "Eh euro arttı" diye sevinerek bir yere gelemeyiz.
Kaz gelecek yerden tavuk esirgenmez.
En kuvvetli standlar bizde olmalı.
Televizyon reklamları bizde olmalı ki bu darboğazı aşalım.
Turizm tanıtımı bir devlet politikası olmalı diyoruz.