Devlet kırk yılda bir vatandaşı düşünüp bir yasa çıkardı,
Başbakana rağmen, malum Kredi kartı borçlularına nefes aldıracak bir yasa.
TBMMde kabul edildi. Kredi kartı derdi olanlar sevindiler.
Ama gel gör ki yasa, Türkiyenin en büyük derdi olan bürokrasiye takıldı. Cumhurbaşkanı dış ve iç gezilerinden vakit bulursa kanunu imzalayacak. Sonra resmi gazetede yayınlanacak.
Bu arada bankalarda bu boşluktan istifade kredi kartı borçlularına tekrar hücüma geçtiler. Yasa yürürlüğe girinceye kadar ne kurtarırsak kardır diye saldırıyorlar.
Evlere haciz furyası başlattılar. Çok çirkin şeyler oluyor. Büyük büyük bankalarımızın küçük küçük hesaplar peşinde koşmaları hiç ama hiç yakışık almıyor. Düşünün kanun yürürlüğe girince 5.000 TL ödeyeceğiniz kredi kartı borcunuza şimdi sizden 10.000 TL ödemenizi istiyorlar.
Gün farkı ile kurtarabilirseniz ne ala. Yoksa gelip yediemine teslim ettikleri eşyalarınızı haraç mezat satacaklar. Bu işleride maşa olarak kullandıkları birtakım hukuk büroları yolu ile yapıyorlar.
Çirkin olan başka bir şey, sizi üç aydır bıktıran hukuk bürosuna yasadan istifade etmek istiyorum dediğinizde, sizin kanuni takibe intikal tarihiniz 11 Haziran, istifade edemezsiniz, diyorlar.
Hani beni üç aydır tehdit edip duruyordunuz dediğinizde ses yok.
Büyük bankalarımızın bunda bilinçli olduklarını sanmıyorum.
Ancak kraldan fazla kralcı olan bazı hukuk büroları bu işin tadını kaçırıyor ve bankanın itibari ile oynamaya çekinmiyorlar.
Dileğimiz Cumhurbaşkanı şu kanunu biran evvel imzalasa da haciz kıskacından kurtulsak diyor vatandaş.
Bizimkinin askerle, yargıyla vaya ergenekonla ilgisi yok.
Anayasaya falan aykırı da değil.