Biz eskiler taraftarın sarmaş dolaş maç seyrettiği günlerden kalmayız. Sporun sahada oynandığı senelerdi onlar…
Lefter'li, Turgay'lı Metin Oktay'lı günlerden bugünlere gelip te karşımızda sekiz milletten oluşan takımı görünce hemen alışamadık ortama…
Baktık ki dünyada böyle yapıyor bizimde sesimiz çıkmadı. Demek ki doğrusu bu dedik. Ama işin şirazesi o kadar bozuldu ki yabancı futbolcunun dozu kaçtı. Neredeyse 4.cü kümede de yabancı oynatacak hale geldik.
Yalnız futbol mu, hayır!
Basketbolda öyle. Voleybolda öyle.
Hatta atletizm bile devşirme politikasına başladı.
Ondan sonra da para ön plana çıktı. Olayın kültürel boyutu unutuldu.
Tribünleri tahrik edici hareketler yapan şımarık kültürsüz yerli, yabancı oyuncular ve şovmen antrenörler çıktı ortaya.
Menajerler türedi. Simsarlar türedi. İş sporun dışına çıktı.
Saygın ve amatör ruhlu başkanlar dönemi geride kaldı.
Arkadan da işte günümüzdeki şikeli, kırdılı döktülü tablo ortaya çıktı. İşin içine Pensilvanya bile karıştı.
Son FB-GS maçı üzerinde ciddi ciddi düşünülmesi ve ders alınması gereken bir maçtır.
Görüntüler hala gözümün önünde.
Bende orada olsaydım ve üzerime biber gazı sıkılsaydı herhalde yapacak, kaçacak yerim olmadığı için sahaya can havli ile dalardım. Biber gazı öyle kullanılmaz. Kasıt vardır bunda. Polis kabahatlidir o günkü olayların başlamasında. Tedbirsizlik vardır. Ama hiç kimsenin de devlet malına veya kulübün malına hoyratça zarar verme hakkı yoktur.
Yöneticiler suçludur.
Olayı büyütmeden başka çözümler varken niye böyle yaparlar ve ortalığın harp meydanına dönmesine sebep olurlar onu da anlamış değilim.
Kupayı orda alsan ne olur almasan ne olur. Ertesi gün git kendi stadında yap merasimini.
Ama yok illa kan akacak. Taraftar birbirine düşman edilecek. Kimse diğerinin stadındaki maça gidemeyecek!
Olamaz böyle bir şey.
Bütün maçın zevkini üç beş çapulcunun eline ve eylemine teslim eden yönetimler suçludur bu geldiğimiz noktada…
Taraftarı zamanında kendi emelleri için biletle, parayla besleyerek ve kullanarak kontrol edilemez noktaya getirten yöneticiler suçu kendilerinde aramalıdır.
Ben Galatasaraylıyım, oğlum Fenerbahçeli, torunum Beşiktaşlı…
Biz düşman olabilir miyiz birbirimize?
Kazanmak kadar kaybetmekte vardır. Centilmenlik kazananı tebrik etmekten geçer.
İzlerken gördüm ki maç bitti FB'liler GS'yı alkışlamaya başladılar. Tek tük başlayan alkışlar giderek tüm stadı saracaktı ki stadyumun bir köşesinde seyirci üzerine biber gazı sıkıldı ve işler çığırından çıktı. Sherlock Holmes gelsin suçluyu ve nedenini bulsun bakalım.
Benim bildiğim futbol bu değil. İçine siyasetin, cemaatin, mafyanın girdiği şey bildiğimiz futbol olamaz.
Bu kapitalizmin esir aldığı ve hükmettiği bir ticaret alanıdır artık. Üzerinden binlerce insanın nemalandığı bir geçim tarzı olmuştur. Büyük bir sektör olmuştur.
İddia, lig TV ve medya üzerinden dönen bir çark vardır için içinde.
Daha evvel de yazdım.
Özerklik falan işlemez bu çarkın içinde.
Onun için federasyon teşkilinde eskiye dönülmeli…
Gene başkan tayinle gelmeli.
Bize yakışanı adam oluncaya kadar budur.