Cumartesi günü güneşli güzel havada Kadıköy’e geçtim. Sahil yolundan Küçükyalı’ya kadar gidip Bağdat Caddesi’nden geri döndüm.
Kadıköy sanki bayram yeri. Yaklaşan Cumhuriyet Bayramını karşılıyor.Her taraf ayyıldızlı bayraklarla donatılmıştı. Ağaçlar dallarından sarkan kırmızı beyaz kurdelelerle donanmış. Aydınlık yüzlü insanlar piyasa yapıyor. Tertemiz giyimli genç, yaşlı bay, bayan ve çocuklar.
Paris caddelerinde bu zenginliği göremezsiniz. Nice veya Cannes gibi olmuş sahil yolu. Ama her seviyeden insanlara açmış yollarını. Sahil yolunda jogging ve yürüyüş yapanlar, piknik yapanlar. Bayram konseri için hazırlanan sahne. Bisikletleri ile turlayan gençler. Huzurlu bir cadde.
Uzakta Adalar…Bostancı İskelesi hınca hınç dolu. Vapurlar, deniz otobüsleri, motorlar ve özel tekneler…
Yabancı turisti Kadıköy’e, Bağdat caddesine ve Sahil yoluna taşımak, yönlendirmek lazım. Modern İstanbul’u yansıtan ve gerçek İstanbullunun yaşadığı yerleri göstermek lazım.
Diyecekler ki Kadıköy’de tarih mi var ki turist gidecek?
Siz Londra, Paris gibi büyük şehirlere gittiğinizde seyahatin yarısında mağaza, mağaza dolaşıyorsunuz.
İşte alın Bağdat caddesini.
Dünyanın her türlü meşhur markasını içeren butik mağazalar. O tertemiz birbirinden güzel restoranlar ağız tadıyla yabancıya temiz ve hijyenik yemek sunabileceğiniz yerler. Sirkeci’nin ecüş bücüş lokantalarını gören, dayak atarcasına sizi içeri sokmaya çalışan garsonları ile boğuşan turiste Kadıköy’ü ve Bağdat Caddesini mutlaka tanıtmak lazım.
Aynı akşam turistin dolaştığı Kapalıçarşı, Nuruosmaniye civarında idim. Gerçekten zamansız bir turist kalabalığı. Herşey onlara göre. Allah artırsın. Ülke cari açığının kurtarıcısı döviz kaynağı.
Bir yerden alışveriş yaparken Türk olduğumu hatırlattım ve ona göre fiyat aldım. Oralarda sanki bizden çıkmış yabancılara göre teşkilatlanmış yerler. Hiç mi hiç güven telkin etmeyen fiyat sunumları. Ucuz bile olsa turistte bir güvensizlik var. Kandırılıyormuyum diye düşünüyor. Çünkü karşındaki o intibaı veriyor.
Güvendiği yerler departman store dediğimiz etiketli satış yapan mağaza ve butik mağazalar.
Markalar. O da Kadıköy’de var.
Kahve Dünyası’nda dikkatimi çeken, tek kata sığdırılmış birer tuvalet ve önünde kadınlı erkekli kuyruk. Gerçekten koca binaya hiç mi hiç yakışmıyor. Patronunu tanıyorum. Telefon edeceğim. Hava hafif kararmıştı. Dükkânlar kapanmış.
Arabamı bıraktığım İstanbul Erkek Lisesi’nin önüne giderken, geçtiğim kapkaranlık ara sokaklarda gerçekten ürktüm.
Yarın yeni bir darp veya tecavüz olunca aklımız başımıza gelir.
Kadıköy’ün belki tarihi yok ama iftiharla gösterilecek modern bir yönü var. Siz kimsiniz diye soranlara “İşte biz buyuz” diyebiliriz.