Asker ocağı dedikleri

İsmail Emen

Acımız büyük. 11 vatan evladımızı kahpe kurşunlara heder ettik. Üzüntümüz büyük. Başta aileleri olmak üzere bütün ülke insanlarımın başı sağolsun.

Eskiden analar babalar, eş dost arkadaş grubu evlatlarını davul zurnalı asker ocağına yollarken mutluydular. Asker ocağının terbiyesini almak, onun karavanasını yemek büyük bir duygu idi. Döndüğünüzde bir başka olurdunuz asker ocağından. Mahallede saygınız artardı. Kızlar bir başka bakardı sanki. Kendinizi erkek gibi güçlü ama olgun hissederdiniz. Şimdilerde analar babalar çocuklarını asker ocağına yollarken, iç.leri biraz buruk. Tarif edemedikleri bir sıkıntı yaşıyorlar. Gözleri bugülü bakıyor herkesin. Gidipte gelememek var kaderde.gibi duygular var içlerinde. Hele böyle hergün şehit haberleri ile uyanmak herkesi tedirgin ediyor. Güneydoğu'daki askerlerimizin mektuplarına bile sinmiş bu duygu.

Yüzyıldır Kore hariç harp görmemiş ülkemizde asker ocağı eski saygınlığını arıyor gibi. Niye derseniz kimi paralı tutturmuş bir ayla sıyırıyor. Kimi 8 ay kimi 18 ay asker ocağının havasını soluyor. Kimiside sağlam olduğu halde çürük raporu alıp sıyıran takımından.Vatan borcu ise bu niye böyle diye merak ediyorsunuz. Torpilini bulan rahat yerde. Zamanı gelince ailede herkesi bir telaş alıyor. Torpil bulma telaşı. Biri çıkıpta bir araştırma yapsa diye düşünürüm. Bir tane siyasinin veya tanınmış, zengin aile çocuğunun güneydoğuda askerlik yapmışlığı varmıdır diye. Onların yeri ya Kasımpaşa veya Sarıyer Ordu evidir ya da Ankara'da Genel kurmay'dadır. Gündüz kıtada, akşam Reina'da veya evindedir. İtibarlı iseniz bütün paşa dostlarınız seferber olur sizin evladınız İstanbul'da kalsın diye. Genel Kurmay Başkanı'ndan bile torpili olanları hatırlıyorum.Biz yedek subayda kura çekerken bir arkadaşımızı herkesin gözü önünde 4 ayrı Ankara kurasına soktular ama allah hiçbirinde razı gelmedi. Sonunda umumi kuradan Trakya'da bir yere gitmişti. Duyduğumuza göre 3 ay sonra gelmiş gene. Her işte olduğu gibi bu iştede adalet varsa huzur vardır. Ama adalet yok kayırma varsa bu işin tadı ve lezzeti yoktur.

Sistemi bozan gene biziz. Siyasisinden askerine. Torpil geri kalmışlığın belirtilerinden biri. Ayrımcılık hele paralı askerlik apayrı bir fecaat. Paran varsa vatan borcu yok. Borcunu para ile öde. Paran yoksa hadi askere. Hadi güneydoğu'ya vatan borcu ödemeye. Olmaz böyle şey.. Bu tıpkı eskiden askere alınmayan gayrimüslimlerin durumuna benziyor. Atatürk'ün Mersin seyahati ile ilgili bir anekdot vardır anlatırlar. Ata'nın Mersin seyahatlerinin birinde ana cadde de dolaşırken, büyük bir konağı gösterir sorar” Bu kimin” diye. Yorgo Efendi'nin derler. Diğerini sorar Solomon efendi'nin, Berikine Michel Efendinin derler. Ata dayanamaz sorar. Bunlar bunları alırken sizler neredeydiniz diye sorar eşrafa. Yaşlı bir ihtiyar cevap verir. “Paşam biz o zaman Hicazda, arap çöllerinde, Tripolide askerdik, ülke için çarpışıyorduk” der.

O insanlarım yerlerinden yurtlarından davul zurna ile uğurlanıp gelirler asker ocağına. Asıl işkence orda başlar. Evinde karısından çıkaramadığı hıncını askerden alan, onu insan gibi değilde ......... gibi görenlerin (istisnada olsa) elinde asıl işkence başlar. Dayanabilirse çakı gibi asker olur. Dayanamazsa ya kaçar, ya hastalanır. Aradığı duygusal ve sevecen ortamı asker ocağında bulamayanların işi zordur. Askerlik budur derler. Katiyen katılmıyorum. Askerlik pırıl pırıl gençlerin elinizin altına geldiği bir ortamdır. Onları gereksiz işlerde çalıştırmak , kuyu açtırıp kapattırmak yerine eğitmek, bir şeyler ögretmek yeri ve zamanıdır.Hep asker dostlarıma anlatmak istediğim budur. Harp Okullarında işin bu yanıda anlatılmalıdır derim. Biri Kasımpaşa Ordu Evi've gider. Öbürü parasını öder. Diğeri Şemdinli'ye. Sen üstüne üstlük Şemdinli'ye gidene dünyayı dar edersen buna dayanmak zordur.

Vatan görevini yeniden bir düzenlesek de bu haksızlıklara mani olacak, her vatan evladının eşit tutulduğu, kimsenin kayırılmadığı ve kurasına razı olduğu bir sisteme kavuşsak çok mutlu olacağım.Batı ülkelerinin geliştirdiği sistemleri herkes biliyor. Paralı askerlik sistemi geliştirilmiş. Bizde de bu yola gidildi. Geliştirilmesinde tabii ki yarar var. O zaman bu işin tecrübe isteyen kısmını bu işi meslek edinmiş eğitimli, profesyonel tecrübeli insanlarla sürdürmek mümkün olabilir.

Şehit ailelerine bakıyorum. Hepsi ülkemin saf ve temiz insanları. Doğurup büyüttüğü, yiğit yapıp askere yolladığı oglu nun şehitliği ile gururlanan, bununla acısını kalbine gömen, şehitliğin önemini bilen temiz anadolu vatandaşı.Ne mutlu onlara ve temiz gönüllerine.
Toprağa verdiğimiz kahramanlarımızı, subay, astsubay ve erlerimizi tekrar saygı ile anarken, toprakları bol olsun derken ailelerine allahtan sabır ve başsağlığı dilerim.