AKP iktidarının bu projesini ilk duyduğumda, başlangıçta parası kalmayan Tokiye mali destek babında bulduğu bir çözüm diye bakmıştım. Hatta bazı bankacı arkadaşlarımda bu konuda beni teyit ettiler. TOKİde para yok, arsa var. Kamu bankalarında da para var. Hadi taşıyalım dediler diye düşünmüştüm. Ancak işin çehresi giderek değişiyor. Merkez Bankası durumu kurtardığına göre, geriye Ziraat, Vakıflar ve Halk Bankası kalıyordu. Şimdi de İstanbuldaki müstesna yerine büyük sıkıntılarla yerleşen ve havuzlu mavuzlu enfes bir IMKB yaratılmışken, şimdi o da taşınacaklar listesine girdi.
Kamu bankalarının taşınmasını canı gönülden destekliyorum. Genel müdürleri rahat bir çalışma imkanı bulacaklar. Milletvekili ziyaretinin ayağı kesilmiş olacak. İşlerinin ağırlığı zaten İstanbulda. Rekabet ortamında daha bir özel banka gibi çalışma havası bulup rahat edecekler. Zaten sıra ile özelleştirilmeleri gündemde. Yerinde bir hareket. Ama IMKByi anlamış değilim.
Avrupa yakasının trafik derdi malum. Hele Büyükdere Caddesi Şişliden itibaren çekilmez bir hal almışken ve Maslak yolu tıkanmış durumda iken, üstüne bir şeyler koymak çok zor. Eğer İstanbul gerçekten Milletlerarası bir Finans Merkezi olmayı hedeflerse ki, bu mümkün, o zaman bu projeyi canı gönülden alkışlamak gerekiyor. Bir taraftan Sabiha Gökçenin devreye girmiş olması, Marmararay Projesinin yürümesi, 3.üncü köprü projesi ve geniş yerleşim alanlarının mevcudiyeti anadolu yakasını cazip kılan nedenler. Altunizadeden itibaren başlayan ve öbür tarafta Kavacık ile şekillenen ofis yerleşimi zaten giderek ivme kazanıyor. Bankalar esasen operasyon merkezlerini Anadolu yakasına taşımışlardı. Bakarsınız kendileride şehrin sıkışıklığından kaçıp gelirler ve proje tamamlanır. Pek çok insan içinde köprü eziyeti biter.Ama anladığım kadarıyla amaç bu değil. İstanbulda iki ayrı finans merkezi düşünülüyor. Mevcut bu hali ile kalacak. Kamu ağırlıklı finans kuruluşları ve yeniler Anadolu yakasında toplanacak.
Rahmetli Özalında bankalar için düşüncesi bu idi. Benimde bulunduğum bir toplantıda bankalar İstanbula gitmeli demişti. Sene 1988in sonlarıydı. Trafik ve hava kirliliğinin çözümünü kısmen bu taşınmalarda görüyordu ve o da İstanbulu bir finans merkezi olarak düşünüyordu. Bu iki başlılığı kabullenemiyordu. Hatta Anadolu yakasına yerleşme fikride onundu. T. Kalkınma Bankasında iken beni ziyarete geldiğinde tavsiyede bulunmuş yer için sakın Taksim, Elmadağ gibi bölgeleri düşünme demişti. Bak Altunuzade diyorlar, Kavacık diyorlar. Oralara bak demişti. İzin konusunda da yol göstermiş. Binanı yap ve parti parti taşı sonra nasıl olsa müsaade ederler diye de yol göstermişti.
Rahmetli Özala bu kararı almak kısmet olmadı ama AKP Hükümeti ve Sn. Erdoğan bu cesaretli kararı aldı. Ülke ve İstanbul için hayırlı olsun.