SEFERİHİSAR - 'Yavaş şehir' Seferihisar'da sakin sakin dolaşırken, bir dükkan çıkıyor karşınıza. Rengarenk keçelerin satıldığı dükkan sahibinin tatlı dili, güler yüzü, ürünlerin çeşitliliği ve çekiciliğiyle birleşince, 'Seferihisar keçesiyle mi ünlüydü?' sorusu geliyor insanın aklına.
Balıkesir'de 1991 yılında, akraba ziyareti yaptığı köy evinin ön cephesinin keçe atölyesi olduğunu görüp yerde yeni desenlenmiş bir keçe yer yaygısının dövülmeden önceki haline tanıklık ettiği anda keçeye aşık olmuş Ayfer Güleç. Balıkesir, Savaştepe'de keçe ustası Muharrem Şengül'le birlikte çalışmaya başlamış. Bir süre İstanbul-Balıkesir arası yolculuklar yapmış. Derken, ustasından aldığı notlar ve renkli keçeleriyle ilk giysi tasarımlarından İGSD (İstanbul Giyim Sanayicileri derneği) Genç Stilistler Yarışması'ndan mansiyon ödülü kazanmış, ve keçeye daha da sıkı sarılmış.
11 yıl çırak olarak keçe işine devam eden Güleç, aslında 30'un üzerinde sergi açmış bir ressam ve sanat eğitimcisi. Çocuk kitapları resimlemiş, özel okullarda plastik sanatlar öğretmenliği yapmış. Resim galerisi açmış ve yönetmiş. Güleç, 'Kültür birikimimi kendi kültür ürünümüzü yaşatmak adına nasıl kullanırım'ı kurguladım' diyor. Bu süre zarfında da Balıkesir, Afyon, Tire ve Yalvaç'ta yaşam mücadelesi veren atölyeleri gezmiş, ustaların temiz hammadde bulamadığına, keçe kepenek ve gelin keçesi dedikleri yer yaygısı yapamadığına, çocukların da dolayısıyla keçeciliğe ilgi duymadığına tanıklık etmiş. Güleç, artık bir keçe ustası... Onun el emeği, göz nuru keçe işlemelerini Seferihisar Sığacık'ta kendi adını taşıyan keçe atölyesi ve dükkanında görebilir ya da Avrupa'nın herhangi bir yerindeki sergilerde Güleç'in işleriyle karşılaşabilirsiniz.
n Seferihisar'da bu dükkanı açmaya nasıl karar verdiniz?
İstanbul yaşantımın tamamı bir koşuşturma süreciydi. İkinci eşimle İzmir'de aldığımız yazlık evimize tamamen yerleşmeye karar verdik. Neredeyse 10 yıldır Seferihisar'dayız. Burada zamanımı daha verimli kullanabiliyorum. Beni ve üretimlerimi merak edenler ziyaretime geliyor. Küçük bir atölye ve Sığacık-Teos Yat Limanı'nın girişindeki küçük keçe dükkanımda mesleği yaşatıyorum.
UNUTULMAYA YÜZ TUTAN EL SANATI
- Buraya tatil için gelenlerin keçeye ilgisi nasıl?
Sığacık'a gelenlerin birçoğu bana 'Seferihisar keçesiyle mi ünlü?' diye soruyor. Bu bir kazanç ve başarı göstergesi. 2 yıl gibi kısa bir süreçte küçük bir dükkan ve pazar standının özgün ürünlerinin başarısı.
- Siz aynı zamanda Kültür Bakanlığı'nın da resmi keçe sanatçısısınız, bundan bahseder misiniz?
Keçeyi geleneksel yöntemlerle ürettiğim ve yaygınlaştırmak için sarf ettiğim için Kültür Bakanlığı'na kayıtlı el sanatları ustası olarak uluslararası fuar ve festivallerde uygulamalı kültür ürünümüzün tanıtımını yapıyorum. 19 -24 Temmuz tarihleri arasında Gelibolu Festivali'ne katılıp workshop uygulamalarıyla unutulmaya yüz tutan el sanatımızı tanıtmaya devam edeceğim.
- Keçenin yanı sıra farklı malzemeler de kullanıyorsunuz...
Keçeyi farklı materyallerle birleştiriyorum; ipekle, pamuklu kumaşlarla desenliyor ve döverek keçeleştiriyorum, keçe kaplı sabunlar, çömlekler ve taşlar yapıyorum. Dikişsiz ve yapıştırma olmadan, döverek materyalleri birbirine kaynaştırma işlemi.
Keçeyi nazar boncukları, ziller ve seramik objelerle birleştirip nazarlıklar yapıyorum. Kaftanlar, nihale, abajur, saç bandı, küpe, yüzük, yer yaygısı, terlik... Aklınıza ne gelirse...
Seferihisar'ın yerel yöneticileri çalışmalarınızı destekliyor mu?
10 yıldır buradayız. Belediye Başkanı Tunç Soyer ve eşi Neptün Hanım, beni İnternet ortamında bulup Kent Konseyi'ne sunum yapmam için davet ettiler ama ben zaten 7 yıldır buradaydım... Doğanbey'de oturuyordum ama dağ başında oturmama rağmen projeler üretiyor sergiler açıyor ve yerelde kimseyi tanımıyordum. Şu an belediye başkanımızın da katkılarıyla, sakin şehir Seferihisar'da küçük bir atölye ve Sığacık- Teos Yat Limanı'nın girişindeki küçük keçe dükkanımda mesleği yaşatıyorum.
- Keçeye aşık olduğunuzu söylüyorsunuz. Biraz bundan da bahseder misiniz?
Tanıştığım andan bugüne, adım adım geliştirdiğim ve bu noktaya getirmek için çaba sarf ettiğim, araştırmalar yaptığım, hobi olarak yaparım derken profesyonel anlamda nasıl üretilir, nasıl markalaşır, nasıl tasarım ürününe dönüşür diye kafa yorduğum bir materyali kendime iş edinerek aşkımı gösterebildim.
Keçeyi çevreye duyarlı insanlar kullanıyor
Koyunun sırtındaki yün, koyun için ne ifade ediyorsa keçe de aynı özellikleri koruyan bir materyal. Termos gibi sıcağı sıcak, soğuğu soğuk tutuyor, eklem ağrılarına iyi geldiği biliniyor. Vücuttaki kötü enerjiyi alıyor ve siz çimende yürümüş gibi rahatlıyorsunuz. Keçe dünyadaki ilk tekstil ürünü olmasının yanı sıra teknoloji gerekmeden yapılabiliyor. Böylelikle teknolojik atık bırakmıyor. Yüzde 100 naturel bir ürün olması (koyunyünü, zeytinyağlı sabun ve sıcak su, bir de insan emeği) günümüzde yaşadığı dünyaya duyarlı minimalist yaşam kültürünü benimsemiş duyarlı insanların kullandığı önemli bir materyal.
Özge Denizci



































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.