MURAT EMEN-EMEN&EMEN
Haftanın Ekonomik Görünümü 15-20 Ağustos 2011
İSTANBUL-Geçtiğimiz haftayı en iyi değerlendirecek başlık bence bu. Söyleyen iyi söylemiş. Hem içerideki şaşkınlığı hem de dış dünyadaki kaosu özetliyor.
Yukarıdaki KAL’ın bu haftaki karikatüründeki gibi borç yükü hem ABD’yi hemde AB’yi yere yıkmış durumda. Dünya şampiyonu rakipsiz Çin. Ülkeler çıkış aramak peşinde ama yapacak fazla bir şey yok. Bütün bunlar özellikle bu büyük borç yükü AB dünyası için geçmişte yaşanan hovardalığın sonucu.
Mevcut sorunlar devam ederken Fransa dünya piyasalarını tedirgin etti. Asya borsalarında başlayan tedirginlik, Asya kökenli bir bankanın Fransız bankalarına olan kredi kanalını kapatması oldu. Sebep Fransız bankalarının mali varlığına ilişkin endişelerdi. Gerçekten pek çok Fransız bankasının sıkıntıdaki AB ülkelerine açılmış çok büyük kredileri ve o ülkelere ait tahvil portföyleri vardı. Hemen Societe Gernerale’nin CEO’su rahatlatıcı bir beyanda bulundu ancak fazla tatmin edici olmadı. Fransız Bankalarının borsa değerleri süratle etkilendi. Sorkozy tatilini kesip geldi ve Merkel ile görüşecekler.
Satırbaşları ile haftanın özeti;
• ABD ve Avrupa sorunları arasında gidip gelen piyasalarda yaşanan hareketlilik baş döndürüyor. IMKB 48.600 ‘ü gördü. Çıkan para 1.5 milyar dolar. Sektörler belirsizlik ve tedirginlik yaşıyor.
• Asya'da bir bankanın Fransa'nın büyük bankalarına kredi kanalını kapatması dün moralleri bozdu.
• Sarkozy-Merkel'in Euro Bölgesi ve global sorunlar için görüşecek olması ise yatırımcılara umut verdi
• Cari açık rakamları korkutmadı Türkiye'yi diken üstünde tutan açık Haziran'da beklentilere paralel geldi
• Euro Bölgesinde bazı borsalara müdahale yaşandı. Açığa satışlar durduruldu.
Dört euro üyesi daha borsalarda açığa satışı yasakladı

Fransa, İtalya, İspanya ve Belçika açığa satış olarak bilinen borsa işlemlerinin banka hisseleri ve diğer finans şirketleri üzerinde yapılmasını yasakladı. Karar, piyasalarda son günlerde özellikle Fransa'da banka hisseleri üzerindeki ani artış ve düşüşler üzerine alındı. Bazı bankaların euro bölgesindeki devlet tahvillerine yaptıkları yatırımlar nedeniyle alacaklarını tahsil edemeyebilecekleri endişesi yaygın. Piyasalardaki dalgalanmalardan en fazla etkilenen ise Fransız bankası Societe Generale oldu. Banka yönetimi çarşamda günü mali istikrarının risk altında olmadığını açıklamak zorunda kaldı.
Açığa satış işlemi yapanlar genellikle, ödünç aldıkları tahvil ya da hisseleri satıp, sonra fiyatlar düşünce geri alıp, sahibine iade edip aradaki farkı da kâr olarak elde etmiş oluyorlar.Hisselerin düşüşe geçeceğine inanan yatırımcılar bu spekülatif yönteme başvuruyor.
Perşembe günü Fransa piyasalarını denetleme kurulu, 11 banka ve sigorta hissesinde açığa satış işlemlerini 15 gün süreyle yasakladığını duyurdu. Bu bankalar arasında Fransa'nın en büyük üç bankası Societe Generale, BNP Paribas ve Credit Agricole de var. İspanya da, işlemleri 15 gün süreyle yasakladı ve gerekirse bu süreyi uzatacağını da duyurdu. İspanya'nın işlemlerinde açığa satış yapılmasını yasakladığı bankalar arasında Santander, BBVA, Sabadell, Bankinter, Banco Popular ve Banca Civica var.
Yunanistan da pazartesi günü benzer bir yasağı açıklamıştı.
Euro bölgesinin bazı bankaları, borç verdikleri ülkelerde yaşanan ekonomik ve mali krizler nedeniyle alacaklarını tahsil edememe riskleriyle karşı karşıya.
SPK da inceleme başlattı
Türkiye'de de Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) son günlerde İstanbul borsasında yaşanan dalgalanmalara ilişkin olarak, sermaye piyasası suçlarına ilişkin yürütülen gözetim ve denetim faaliyetlerinin yanı sıra kurul tarafından mevzuat hükümlerine uyulmaksızın gerçekleştirilen açığa satış işlemleri ile ilgili incelemeler başlatıldığı bildirildi.
SPK açıklamasında, ''Bu çerçevede gün içerisinde sahip olunmayan kıymetlerin satışı ile yeterli özkaynak oranına sahip olunmadan, açığa satış tuşu kullanılmadan ve mevzuattaki diğer hükümlere uyulmadan yapılan işlemlerin tespit edilmesi durumunda, bu işlemlerin taraflarının ağır bir şekilde cezalandırılması söz konusu olacaktır'' denildi.
Açığa satış rakamının hacıma göre düşük olduğu belirtiliyor. Tahmin %15 mertebesinde. Böyle olsa sorun yok. Ancak açığa satışa bağlı işlemler dikkate alındığında bu oran çok daha yukarılara çıkıyor. İşlem hamcının esasen düşük olduğu Türkiye gibi ülkelerde açığa satışı yasaklamanın zararı faydasından fazla. Gene SPK uygulaması yerinde bir uyarı.İşlem yapılan kıymet elde olmadan ve yeterli özkaynak oranına sahip olunmadan ve de açığa tuşuna basılmadan bu işlemlerin yapılmaması gerekir.
Cari açığın hızı yavaşladı ama yanıltmasın. Daha önemli sorunlar ufukta.
TC. Merkez Bankası’nın açıkladığı cari açık rakamları piyasaları rahatlattı. Yılbazında 72.5 milyar dolar oldu. En fazla 78 milyar dolara çıkıp oradan asıl düzelmeye girmesi bekleniyor.
Konuyu ihmal etmeyelim. Sorun hala sorun. Çünkü Haziran cari açığı 7.5 milyar dolar. Nisan 7.6, Mayıs 7.8 milyar dolardı. Demek ki önemli bir gerileme yok. Aynı gerilemenin temmuz’da da görülmesi bekleniyor. Cari açığın ana nedeni ithalat gerilemeden bu konuda kesin çözüm yok. Gerilemenin nedeni haziran ayında döviz girişinin devam etmesi olmuştur. Döviz girişi devam ettikçe cari açık küçülmez.Döviz girişi yavaşlar ve döviz fiyatı artarsa cari açık küçülür. Yükselen kurların etkisini Temmuz’un cari açığında göreceğiz. Ama bu konuda nispeten iyimseriz.
Artan kurların ithalatı caydırıcı etkisi, küresel ekonomideki yavaşlamanın enerji fiyatları üzerine baskısı ve ekonomik büyüme eğilimindeki olası gerileme ile birlikte yılın ikinci yarısında cari işlemler açığındaki artışın yavaşlaması bekleniyor.
Piyasalarda ileriye matuf daha önemli sorunlar tartışılmaya başlandı. Piyasalar deflasyonun cari açıktan daha ciddi bir sorun olduğunu konuşuyor. Ekonomistler yurtdışındaki piyasalara paralel bir gerileme ihtimalini dile getiriyorlar. Sn. Başçı’da ilk kez Türkiye için enflasyon değil deflasyon riskinden bahsetmişti..hernekadar deflasyondan bahsetmek için erken ise de yılın üçüncü çeyreğinde gündeme oturabilir.
PİYASALAR
Kısa vade de Dolar/Euro paritesi AB ve ABD verilerine bağlı olarak 1.40-1.45 bandına oturmuş durumda. Orta ve uzun vade de Avrupa bütçe açıkları ve ABD ekonomisinin toparlanma süreci öncelikte alsa dolar için FED’in faiz yükseltmesini beklemek gerekecek.
Dolar/TL paritesi şimdilik 1.75-1.80 bandında devam edecek gözüküyor. Son zamanlarda yaşanan cari açık odaklı çıkışlar ve dış mihraklı sıkıntılar nedeniyle %12’lik bir artış yaşandı. Sn. Babacan’ın belirttiği gibi 10 günde çıkan döviz 1.5 milyar dolar. Bütün gürültünün bu rakam etrafında döndüğünü söyleyen Bakan “ bu dönemde döviz kurlarının seviyesi artık bir şeylerin iyi veya kötü gittiğinin işareti değil. Bunlar geride kaldı “ diyor.
TL.deki zayıflığın kısa vade de sınırlanacağını beklemek yanlış olmaz. Bunun emaresi FED’in yeni bir parasal gevşemenin sinyalini vermesi yanında, ülke mali yönetiminin hamasi konuşmak yerine konuya gösterdiği hassasiyet ve aldığı kararlar diyebiliriz.
Borsamıza baktığımız zaman, dalgalı bir haftanın ardından küçük bir artı ile hafta kapandı. Ağustos ayı başından itibaren ciddi kayıplar yaşayan İMKB’de yılbaşından itibaren toplam kayıp %25 oldu. ve Borsa geçtiğimiz hafta 48.600’ü gördü. Haftanın ilk işlem günü son yılların en büyük günlük işlem kaybı yaşandı.
İtiraf edelim ki yaşanan gelişmelerden en büyük etki Borsa’ya oldu. Toparlanmada ve tepki vermekte geçiken piyasanın dış etmenlerden ürktüğü için tepkinin zayıf kaldığını belirtmek gerekir.
Siyasi açıdan ufak bir Suriye krizi yaşandı. Bu arada Suriye ve Başer Esad, dünya liderlerinin ekonomik krizleriyle boğuşmalarını fırsat görerek, içerdeki muhalif temizliğine devam ediyor. Başta ABD olmak üzere kimsenin mesaj dışında yaptığı bir şey yok. Bu arada biz biraz yüksek perdeden konuştuk. Davutoğlu sert bir tavırla Şam’a gitti ve yumuşamış olarak geri geldi. Ancak etkisi olmadı.
Bu hafta tatilin ve ramazan’ın durgunluğuna rağmen bazı gelişmeler açısından ilginç bir hafta olacak. Açığa satıştaki yeni durum piyasaları ve hacimleri etkileyecektir.
Esenlikle kalın.
(DİKKAT: Haftalık ekonomik yorum Emen&Emen tarafından turkiyeturizm.com için hazırlanmaktadır. İzinsiz kopyalanıp kaynak gösterilmeden kullanılamaz. Aksi takdirde Basın Yasası ve Telif Hakları Yasası'na göre yasal işlem yapılacaktır)



































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.