20 Aralık 2025
  • İstanbul10°C
  • Ankara-5°C
  • Antalya7°C

YENİ TİCARET KANUNU GERİ ÇEKİLMELİDİR

Yeni Ticaret Kanunu iş hayatının bütün kesimleri tarafından radikal bulunarak geri çekilmesi ve aşırı bulunan önemli maddelerinin yeniden ele alınması isteniyor

Yeni Ticaret Kanunu geri çekilmelidir

08 Ocak 2012 Pazar 18:54

MURAT EMEN-EMEN&EMEN
Haftanın Ekonomik Görünümü 9-14 Ocak 201
İSTANBUL
- Temmuz 2012 tarihinde yürürlüğe girecek Yeni Ticaret Kanunu iş hayatının bütün kesimleri tarafından radikal bulunarak geri çekilmesi ve aşırı bulunan önemli maddelerinin yeniden ele alınması isteniyor. Haberturk gazetesinde dizi halinde ele alınan ve Fatih Altaylı’nın da kritiklerini içeren yayınlar dışında, Prof. Şükrü Kızılot tarafından da konu “mutlaka geri çekilmelidir. Bu hali ile yürürlüğe giremez” diyerek eleştirildi. Esasen Kızılot muhtelif vesilelerle yazdığı yazılarda yeni kanundan uygulama örnekleri vererek kamuoyunu uyarmağa çalışmişti.
Maalesef bizde “Bıçak kemiğe dayanmadan” feryat edilmiyor.Bu yazılar ve uyarılar olmasa kimsenin bir şey yapacağı yok. Bende şahsen türk iş hayatının buğünkü düzeyinin pekçok yönü ile yeni kanuna hazır olmadığına katılanlardanım. İçindeki radikal maddeler mutlaka ayıklanmalı veya yumuşatılmalıdır diye düşünüyorum.Özellikle küçük işletmelere getirdiği büyük yükler kritik ediliyor. Her işletmenin mutlaka bağımsız denetime mevcur tutulması şimdilik radikal ve masraflı bulunuyor. WER sahifesi mecburiyeti gibi yükler yanında, ortakların temettü dışında işletmeden para çekmelerine müsaade edilmiyor.
Bağımsız denetimin gereği gibi çalıştığına inanmadığımız ortamda bu etkinlik sağlanmadan, sorumluluk belirlenmeden uygulamanın tüm işletmelere yayılması kritik ediliyor.

emen2.20120108201816.jpg

ERDEM BAŞÇI ŞAŞIRTTI

Bursada bir konuşma yapan TCMB Başkanı Başçı, bir hafta önce söyledikleri ile ters düşen yeni görüşler ortaya attı ve piyasa uzmanlarını şaşırttı.
Daha önce “TL. dolar ile yarışamaz. O yüzden TL:’yi dolar ile değerlendirmeyin. Ama uyguladığımız tedbirlerle, sıkı para politikasıyla Euro’ya karşı daha sağlam durabilir” demişti.
Başçı daha sonra Bursa’da yaptığı son konuşmasında TL.nin dolar karşısında değer kaybetmesi için hiçbir neden olmadığını 2012’de TL’nin doları mutlaka yeneceğini dile getirdi.
Yılın son işlem gününde piyasalara doğrudan döviz satarak Cumhuriyet tarihin en büyük montanlı satışını gerçekleştiren Merkez bu hamle ile çift haneye çıkan enflasyonu hedeflemişti. Piyasalarda enflasyon ile ilgili korkuların bu sürede geçip geçemediği de sorgulanmaya başladı. Merkez’in yılın son aylarındaki yoğun dolar satışlarına rağmen TL. 2011 yılında dolar karşısında %13 değer kaybetti.

MERKEZ BANKASI ÜZERİNDE FAİZ ARTIRMA BASKISI YARATILMASIN
İstanbul’da iş çevreleri ile biraraya gelen Bakan Çağlayan, son günlerde tartışmaların odağı haline gelen TCMB’nin izlediği politikaları irdeleyerek” ümit ediyorum ki birileri Merkez Bankası’nın faiz politikasını değiştirip, faizlerin daha fazla artırılması noktasında bir araç ve amaç olarak kullanmasın” diye konuştu.

PİYASA UZMANLARI NE DİYOR
Piyasaların önüne tamamen dolar üzerine kurulu bir para politikası getirilmesi yanlıştır
Ata Yatırım’dan Cem Tözge Merkez Bankası başkanı Başçı’nın açıklamaları ile ilgili olarak yaptığı açıklamada, başkanın son derece kendinden emin konuştuğunu bunun piyasalara yansımasının olumlu yansısa da belirsizliğin hale devam ettiğini belirtti. Merkez Bankası Başkanı’nın geçen haftaki sunumunda politikacı gibi konuştuğunu kaydeden Tözge, piyasaların önüne tamamen dolar üzerine kurulu bir para politikası getirildiğini ve bunun riskli olduğunu kaydetti.
Tözge, Türkiye tarafında hesapsız bir büyüme yaşandığını, daha önceki dönemlerde daha büyük problemler varken daha kolay yollardan sorunların çözüldüğünü belirtti.

ENFLASYON CİDDİ RİSK OLARAK GÖRÜLÜYOR
Başçı’nın 2012’de TL’nin doları yeneceği konusundaki açıklamasının politika duruşu olarak algılanması gerektiğini kaydeden ING Başekonomisti Sengül Dağdeviren, Merkez Bankası’nın 2012’de enflasyonu ciddi risk olarak gördüğünü ve Başçı’nın sıkı para politikasına devam edileceği izlenimi yarattığını dile getirdi. Cari açığın yakın zamanda artma ihtimalinin çok zayıf olduğunu bildiren Dağdeviren, enflasyon konusunda daha temkinli duruşun altını çizdi.

RAKAMLARA BAKMAK LAZIM
T-Bank Başekonomisti Veyis Fertekligil, Gazeteport’a yaptığı açıklamada, ‘’TL’nin değerlenmesini hepimiz istiyoruz. Rakamlara bakmak lazım’’ dedi. Geçtiğimiz hafta Başçı’nın ‘’dolara karşı TL’nin şansı yok’’ açıklamasını hatırlatan Fertekligil, kısa vadede TL’nin değerlenmesinin zor göründüğünü söyledi.

2012 KRİTİK BİR YIL
Cari açık ve enflasyon sorununa vurgu yapan Fertekligil, 2012’nin çok kritik bir yıl olacağını belirtti. Başçı’nın Pazartesi gününden itibaren 5,75’den fonlama yapabileceği yönündeki açıklamasını değerlendiren Fertekligil, Başçı’nın 5,75’den fonlamayı normal günlerde yapacağını kaydettiğini hatırlatarak hangi günlerin normal, hangi günlerin istisnai olduğunu bilmediklerini belirterek belirsizliğe vurgu yaptı. En düşük faiz oranının 11,40’larda seyrettiğini, haftalık repo ihalesinde faizin 11’lerde olduğunu bildiren Fertekligil, 5,75 faiz oranını piyasanın kale almadığını

DÖVİZ BİTECEK KORKUSU BAŞLADI
TCMB’nin hemen hergün dövize müdahale eder hale geldiği bugünlerde büyük montanlarda piyasaya döviz satan Merkez Bankası’nın bu hareketi mevcut döviz reservlerini eritmesi bakımından kaygı verici görülüyor. Geçmişte bu konuda büyük sıkıntılar yaşamış bir ekonomi olarak “döviz bitiyor” korkusunu tekrar yaşamak istemiyoruz.

emen3.20120108201908.jpg

AKBANK GENEL MÜDÜRÜ ZİYA AKKURT GÖREVİNİ BIRAKTI

Ekonominin bu dalgalı döneminde değerli dostum Ziya Akkurt’un görevinden ayrılmasına üzüldüm. Bankacılık konusundaki görüşlerine saygı duyduğum Akkurt’un yerine gene banka içinden Hakan Binbaşgil getirildi. Ona da yeni görevinde başarılar dilerim.
Akkurt’a henüz ikinci yılını doldurmuş iken görevini bıraktıran nedenler nelerdir diye sormayacağım. Çünkü bu tür görevler sadece bankacılık yönü ile değil, ilişkiler yönü ile de zor görevlerdir. Aile ile yönetim kurulu ile ilişkileri düzgün götürebilmek maharet ister. Akbank’ın yıllardır oturmuş yapısını ve tutuculuğunu kırabilmek ve birşeyler yapabilmek gerçekten zordur.
Sn. Akkurt’un istifasından iki gün önce Dünya Gazetesinde Rüştü Bozkurt ile yaptığı söyleşiyi merakla okumuştum. Altı çizilmesi gereken görüşlerini buraya alıyorum.
• Ülkemizin kendine özgü koşullar nedeniyle, bankacılıkta konsolidasyonun ve ölçek büyütmenin sınırlarını Batı ülkelerine bakarak değerlendirmemek gerektiğinin altını çiziyor.
• Ölçek stratejisini, büyükleri cezalandıran bir anlayıştan arındırılmış analizlere dayanarak geliştirmek gerekir.
• “Cari açığın ağırlıklı olarak “kredi boyutunu” tartışmanın eksikli ve uzun dönemli çözüm yaratamayacak bir çabadır.
• Asıl önemlisi sorunun “tasarruf boyutuna” bakılması gerekir.
• Ülkemizde üretime dönük yatırımlar yapılmalıki, uluslararası yatırımcılar özellikle “ortaklık” için gelebilsin.
• Bir ülkenin kendi yatırımcısı iştahını yitirirse, o ülkeye yabancı yatırımcıyı çekmek kolay olmaz.
• Dünyanın pekçok ülkesinde bankacılık sektörü aşırı değerlendirilen gayrimenkul kredileri ile büyüdü. Bu riskli bir gelişmeydi. Kırılganlıkları artırdı.
• Ülkemizin pekçok sorununu “ekonomik odaklı aşırı değerlendirilmiş bakış açısı ile yorumlama tuzağına yakalatıyoruz. Almanya gibi ülkeler siyasi-odaklı yönelimlerini terketmiş değil.almanya’nın doğu politikası canlılığını koruyor ve Rusya gibi yeni müttefikler arıyor. Bizimde ekonomik odaklı yönelimden farklı olarak siyasi odaklı tabloyuda görmemiz ve ona göre büyük resme bakmamız lazım.
• Uzun dönemde yatırım iklimini canlandırmanın yolu sermaye maliyetini düşürmekten geçer.Ülkemizdeki servetin sermayeye dönüşümüne engel kısıtlamaları kaldırmamız gerekir. İngiltere’de varlıkların %80’, bizde ise ancak %30’u finansal kaynağa dönüşebiliyor.Bu dönüşümün önündeki fiziki engeller yanında, korku, endişe ve kaygı gibi unsurları azaltarak güven ortamı yaratmamız gerekiyor.
• Bono ve tahvil piyasasının daha fazla gelişmesi gerekiyor.Bankalar bu konuda öncü olmalı ve özel sektör teşvik edilmelidir.

MACARİSTAN SIKINTIDA
Ekonomik gidişten endişe duyan Macar halkı tasarruflarını Avusturya bankalarına kaçırıyor. Ülke bankacılık sistemine güvenini yitiren vatandaş Macar parası florintten kaçmağa başladı. Son iki günde florint %2 değer yitirdi. Yetkililer Merkez Bankası reservlerinin 38 milyar dolar olduğunu belirterek piyasayı rahatlatmaya çalışıyor.Hükümet tekrar IMF kapısında. Derecelendirme kuruluşları kredi sürecinin hızlanmasını istiyor.

emen4.jpg

BBC ANKETİ: RESESYON AVRUPA'YA GERİ DÖNÜYOR

BBC'nin anketine katılan ekonomistlerin büyük bölümü gelecek yıl Avrupa'da resesyon yaşanacağını düşünüyor.
Ankete katılanların beşte biri euro bölgesinin 17 üyeyle yılına devam etmeyeceğini, euro bölgesinin dağılma olasılığını da yüzde 30-40 olarak gördüklerini beyan etti.
Anket ayrıca ekonomistlerin İngiltere'de faiz oranlarının da yüzde şimdiki 0.5 düzeyinde kalmasını beklediklerini ortaya koydu. Anket, İngiltere Merkez Bankası'na düzenli olarak tavsiyelerde bulunan İngiltere ve Avrupa'dan 34 ekonomistin katılımıyla yapıldı.Anketin resesyonla ilgili sorusuna yanıt veren 27 kişiden 25'i Avrupa için resesyon tahmininde bulundu.
Euro bölgesi borç krizi nedeniyle kıta genelinde büyüme yavaşlamış durumda.
Euro bölgesi temmuz-eylül döneminde yüzde 0.2 büyüme kaydetmişti. Avrupa Birliği'nin 27 üyesinin ortalama büyüme oranı ise yüzde 0.3
Liderler, euro üyeleri arasında daha yakın bir işbirliği öngören bazı düzenlemeleri de içeren önlemler açıklamış olmalarına karşı piyasaların bu adımların yeterli olacağına ikna olmadıkları anlaşılıyor.

PİYASALAR
Sakin ve düşük hacımlı bir hafta geçirdik. Gerek hisse gerekse tahvil piyasalarında oldukça düşük hacımlar geçti.
Borsa yeni başkanı ve yeni üyeleri ile biraraya geldi ve 2012 yılına merhaba derken, düşük işlem hacımları can sıkmaya devam ediyor.
Avrupa ülkelerindeki borç krizi, dünya ekonomisindeki durgunluk, bazı ülkelerdeki siyasi belirsizlikler ile yurtiçindeki yavaşlama ile bankacılık karlarında olası kar daralması IMKB’de 2012’nin zor geçeceğe benziyor. Endeks şimdilik kısa vadede aşağı gibi gözüküyor. Yılın ikinci yarısı için iyimserlik hakim. Aracı kurumlar işlem hacımlarının düşüklüğünden şikayet ediyor.
Tahvil piyasasında da aynı tutumlar gözlemleniyor. Bileşikler haftanın son gününü 11.57’den kapattı. Faizler ve repo %10’nun üzerinde iken TCMB’nin pazartesi’den itibaren normal zamanlarda 5.75’den fonlayabiliriz lafı kafa karıştırdı .Normal günden ne anlamak gerekiyor veya istisnai günler hangileri soruları soruluyor.
Döviz piyasasına üstüste dört gün müdahale ederek TL likiditesini oldukça sıkan ve orta vadeli faizleri ileri iten TCMB’nin müdahalede bir sınırı olmalı deniyor.Dört günde toplam 4.5 milyar döviz satan TCMB kuru ancak 1.8840’a çekebildi.Yurtiçi döviz piyasalarında diğer gelişmekte olan ülkeler piyasalarına göre daha olumlu bir performans gözlendi. Önümüzdeki üç ayda doların 1.86, 6 ayda 1.80, önümüzdeki bir yılda ise 1.76’ya gerilemesi bekleniyor. Ekonomistler kısa vadede TL de bir değerlenme beklememekle beraber yıl genelinde %7’lik bir değerlenme olacağı tahmin ediliyor.
Esenlikle kalın


(DİKKAT: Haftalık ekonomik ve politik yorum Emen&Emen tarafından turkiyeturizm.com için hazırlanmaktadır. İzinsiz kopyalanıp kaynak gösterilmeden kullanılamaz. Aksi takdirde Basın Yasası ve Telif Hakları Yasası'na göre yasal işlem yapılacaktır)

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON DAKİKA