YENİ TEŞVİK SİSTEMİ OLUMLU ADIM

MURAT EMEN-EMEN&EMEN
Haftanın Ekonomik Görünümü 9-14 Nisan 2012
İSTANBUL- Başbakan yeni teşvik sistemini açıkladı. İş dünyasından Yeni Teşvik Sistemi’ne dair yorumlar gelmeye devam ediyor. TÜSİAD, yeni sistemin oldukça olumlu bir adım olduğunu belirtti
TÜSİAD’dan yapılan açıklamada, “Küçükten ortaya ve ortadan büyük ölçeğe geçiş başta olmak üzere ölçek ekonomisi ve kümelenmeyi teşvik etmesi açısından Yeni Teşvik Sistemi çok olumlu bir adımdır” ifadesine yer verildi.
TÜSİAD'ın genel değerlendirmesi ise şöyle:
"Yeni Teşvik Sistemi, ülkemiz ekonomisinin sürdürülebilir büyüme patikasına girmesinin önündeki yapısal sorunları gidermeye yönelik stratejik bir yaklaşım getirmektedir. Türkiye ekonomisinin eriştiği makro istikrar ortamı, ekonomimizin yapısal sorunlarını daha belirgin görebilmemize olanak sağlamıştır. Bu aşamada, Türkiye ekonomisinin, uzun ve başarılı bir büyüme evresine girmesini sağlayan makro reform sürecinin, mikro reformlarla desteklenmesi ihtiyacı daha da öne çıkmıştır.
Başta altyapı sektörleri olmak üzere, tüm sektörlerde üretkenliğin arttırılmasını, girişimciliği, ölçek ekonomilerini, Ar-Ge ve yenilikçiliği ve bölgesel kalkınmayı içeren yeni teşvik sisteminin bu ihtiyacı büyük ölçüde karşılayacak bir yapı arz ettiğine inanıyoruz.
Sürdürülebilir büyüme patikasına ulaşılmasının önündeki yapısal sorunları bertaraf etmeye katkı sağlayacağına inandığımız yeni teşvik sistemini, özellikle dört açıdan olumlu buluyoruz:

1) Küçükten ortaya ve ortadan büyük ölçeğe geçiş başta olmak üzere ölçek ekonomisi ve kümelenmeyi teşvik etmesi,
2) Bölgesel kalkınma ve gelişme açısından daha ayrımlı ve esnek bir yapıya dayalı olması,
3) Bölge ve il sınıflamasının dinamik ve objektif değerlendirmelere daha yatkın bir sistem üzerine inşa edilmiş olması,
4) Ar-Ge, yenilikçilik ve teknolojik gelişimi ve dönüşümü teşvik etmesi.

Yeni teşvik sisteminin, geçtiğimiz sene yeniden ivmelenen mikro reform sürecinin devamı ve yeni bir reform sürecinin başlangıcı niteliğinde olduğuna inanıyoruz. "

ENFLASYON BEKLENENDEN İYİ GELDİ
Geçtiğimiz hafta açıklanan Mart ayı enflasyon rakamları beklenenden iyi geldi. Daha önceden yapılan akaryakıt zamlarının etkisinin daha yüksek olması bekleniyordu. TÜFE yüzde 0.51(8.02), ÜFE yüzde 0.40 (8.22) olarak belirlenen mart enflasyonunda en yüksek artış ulaştırma sektöründe 1.15 olarak görüldü. Düşüklüğün nedeni olarak gıda ve alkolsuz içki sektöründeki düşüklük ileri sürülebilir.
Nisan başında yapılan akaryakıt, doğalgaz ve elektrik zamlarının etkisini nisan enflasyonunda göreceğiz. Sonucun mart gibi olamayacağını ve enflasyonun yükselme trendine girmekte olduğunu hissedebiliriz.

TÜRKİYE 2011 YILINDA %8.5 BÜYÜDÜ.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Türkiye ekonomisinin 2011 yılında yüzde 8,5 büyüdüğünü bildirdi.
2009'da yüzde beşe yakın daralan Türkiye ekonomisi, 2010'da, yani geçen yıl yüzde 8,9 büyümüştü.
Bu yıl bu hızda yaklaşık yarım puanlık bir gerileme olduğu, bunun da yılın üçüncü ve dördüncü çeyreğinde meydana gelen düşüşlerden kaynaklandığı görülüyor.
TÜİK'in üretim yöntemiyle hesapladığı gayri safi yurtiçi hasıla (GSYH) rakamlarına göre, 2011 yılında Türkiye ekonomisi birinci çeyrekte yüzde 11,9, ikinci çeyrekte yüzde 9,1, üçüncü çeyrekte yüzde 8,4 ve dördüncü çeyrekte de yüzde 5,2 büyüme kaydetti.
Yine bugün açıklanan rakamlara göre 2011 yılında, kişi başına milli gelir 10 bin 444 dolar oldu.

YABANCILARA MÜLK SATIŞINDA GERİ SAYIM
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Nisan sonuna kadar yabancılara mülk satışını düzenleyen kanunun çıkacağını belirtti.
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, ''Görüşülecek kanunlar kapsamında birinci sırada 2B var, ikinci sırada yabancılara mülk satışıyla ilgili kanun var. Bana verilen süreç nisan sonuna kadar kanunun çıkabileceği şeklinde'' dedi.
Kanunun ilk kez 2004 yılında ele alındığını ve Antalya'ya geldiğinde bazı vatandaşların kendisine yabancılara daire satamadıkları yönünde sıkıntılarını bildirdiklerini belirten Arınç, bu doğrultuda bir çalışma yapıldığını ancak bu süreçte haksız eleştirilere maruz kaldıklarını vurguladı. Arınç, şunları söyledi:
Görüşülecek kanunlar kapsamında birinci sırada 2B var, ikinci sırada yabancılara mülk satışıyla ilgili kanun var. Bana verilen süreç nisan sonuna kadar kanunun çıkabileceği şeklinde. Hep beraber takip edelim.''

AVRUPA DOSYASI
Avrupa üzerinde İspanya tehdidi



İspanyol Başbakanı Mariano Rajoy ülkenin borçlarını azaltmak için kamu harcamalarında kesintiye gitti. Yatırımcılar ABD ekonomisinin yavaş da olsa toparlanmakta olduğuna ikna olmuş gibi görünüyor.
Avrupa'dan gelen haberler ise AB ekonomilerinin hala sorunlu olduğunu ortaya koydu.
Şu anda Avrupa'da gözlerin üzerinde olduğu ülke Yunanistan değil. Aslında Yunanistan sürekli bir sorun, ancak şu anda bu konuda hiç kimsenin yapabileceği birşey yok.
Şu anda Avrupa içinde en çok endişe yaratan ülke İspanya. İspanya'nın borçlanma maliyeti yıl boyunca arttı. Çarşamba günü 3.5 milyar euroluk tahvil satmaya çalışan İspanya, sadece 2.5 milyar euroluk bir satış gerçekleştirebildi.
Şu anda İspanya'nın 10 yıllık tahvillerinin getirisi %5.72. Sadece bir ay önce bu rakam %4.9'du.
2012'nin başından bu yana, İspanya'nın temerrüt riski karşısında kredi temerrüt takası yöntemi ile kendini sigortalamak isteyenlerin ödemesi gereken bedel iki katına çıktı.
Sadece bir iki hafta önce gözler Portekiz üzerindeydi.
Ancak Portekiz'e odaklanırken göz ardı edilen nokta Portekiz'in devlet tahvillerinin piyasadaki getirisinin düşüyor oluşuydu.
Aynı dönemde, İspanyol tahvillerinin getirileri yükseliyordu.
Bağımsız bir araştırma şirketi olan Spotlight Ideas ay başında yayınladığı raporda ''Portekiz tahvil getirileri ile İspanyol tahvil getirileri karşılaştırıldığında, İspanya'nın gelecekte bir krize neden olma olasılığının Portekiz'den daha yüksek olduğu görülüyor'' dedi.

İSPANYA'NIN YUNANİSTAN'DAN FARKI
İspanya'nın sorunu kamu borçları değil, banka borçları.
"Durum Yunanistan'dan farklı çünkü İspanya'da kriz banka sisteminde. Hükümet kesintilere giderek ne bankalara ne de emlak piyasasına toplanma imkanı veriyor."
İspanya'da bankalar herşeylerini patlamaya hazır bir emlak balonuna bağlamışlar.
Hükümetin politikaları da emlak piyasasına ve bankalara hiç yardımcı olmuyor.
Rajoy hükümeti, ülke ekonomisinin %1.7 daralmasının beklendiği 2012 yılında borç oranını Gayri Safi Yurtiçi Hasıla'nın %8.5'inden %5.3'üne indirmek için 27 milyar euroluk harcama kesintileri ve vergi artışı gerçekleştirdi.
Spotlight'tan Stephen Pope ''Sorun şu ki şu anda GSYH'nin azalışı borçların azalışından daha hızlı gerçekleşiyor. Bu yıl için borçları GSYH'nin %5.3'üne gelecek yıl için ise % 3.0'ına indirmeyi öngören plan sadece zorlayıcı değil, imkansız'' dedi.

SARKOZY EKONOMİ PROGRAMINI AÇIKLADI: KEMERLER SIKILACAK
Fransa'da ilk turu 22 Nisan'da yapılacak cumhurbaşkanlığı seçiminin adaylarından Nicolas Sarkozy ekonomik programını açıkladı.
Sarkozy seçmene "Bu çalkantılı dönemde istikrarı ancak ben sağlarım" mesajını verdi.
Ülkesinin İspanya ya da İtalya'nın durumuna düşmemesi gerektiğini söyleyen Sarkozy, bütçeyi dengeleyeceğini, hatta hükümetleri buna mecbur eden yeni bir kanun çıkaracağını, kamu harcamalarını kısacağını ve Fransa'nın AB'ye yaptığı katkıyı donduracağını söylüyor.
Kamuoyu yoklamaları Sarkozy'nin 1,8 puan farkla başlıca rakibi Sosyalist aday François Hollande'ın önüne geçtiğini gösterse de, yeterince fark atamayıp 6 Mayıs'taki ikinci turda Hollanda'ya yedi puan farkla yenilme olasılığı daha yüksek.
Sarkozy'ye halk desteği, Toulouse'da geçen ay askerler ile bir Yahudi okuluna yönelen saldırılardan sonra arttı. Sarkozy saldırının ardından ülkedeki İslamcı zanlılara baskınlar yapılması emrini vermiş, 20'den fazla kişi tutuklanmıştı. Bu hafta da yabancı kökenli iki kişi güvenlik gerekçesiyle sınırdışı edildi.
Ancak şimdi seçim kampanyasında dikkatler yeniden ekonomi konusuna dönüyor.
Anketlere göre seçmenlerin başlıca kaygısı, %10'a varan işsizlik.
Bir Fransız dostumun dediğini naklediyorum “ Sarkozy zenginlerin dosatudur.”
François Hollande zenginlere vergiyi artıracağını, kamu harcamalarını hızlandıracağını, akaryakıt fiyatlarını donduracağını ve cumhurbaşkanı ile bakanların maaşını %30 oranında keseceğini söylüyor.

INGİLTERE SANAYİ ÜRETİMİNDE ŞOK DÜŞÜŞ
Uzmanlar Şubat ayında sanayii üretiminin %0.1 artmasını bekliyordu. İngiliz sanayii üretimi Şubat ayında %1 gerileyerek son 10 ayın en düşük seviyesine indi.Sanayii üretimindeki bu azalma ülke ekonomisinin düzelmekte olduğu iddialarına gölge düşürdü.
İngiliz Ulusal İstatistik Ofisi'nin açıkladığı rakamlara göre fabrika üretimi de geçen yıla kıyasla %1.4 azaldı. Ekonomistler her iki alanda da %0.1'lik bir artış öngörmüşlerdi ve devletin açıkladığı rakamları sorguladılar. Yeni yayınlanan özel sektör raporları sanayii ve hizmet sektörlerinin genişlemekte olduğunu buna bağlı olarak da ekonominin iyiye gittiğini gösteriyor.

AMERİKA RAPORU
Bernanke Amerikan ekonomisinin hala kırılgan olduğunu söylüyor



Amerikan mart ayı işsizlik rakamları 205.000 yerine 120.000 yeni iş ilavesiyle beklenenin altında geldi.Şubat ilavesi olan 227.000 ile mukayese edilirse düşme moral bozdu. Seçim kampanyasının çekirdeği olarak lanse ettiği “ ekonomideki iyileşme” şimdilik hafif yara aldı. Bu arada Bernanke her fırsatta ABD ekonomisinin kırılgan olduğunu vurgulamaktan çekinmiyor. Mart rakamlarında özel sektör 121.000 yeni iş yaratırken, hükümet 1.000 işçi azalttı.
Obama Beyaz Saraya'a geldiğinde işsizlik oranı Ocak 2009 itibariyle %7.8 idi. Dokuz ay sonra %10'a yükseldi. Şimdi son üç yılın en düşük seviyesine indi. Ancak Roosevelt'in dışında hiçbir başkan şimdiye kadar %7.2 gibi işsizlik oranı ile seçim kazanamadı.
Amerika'da bugünlerde büyük şirketler karlarını açıklamaya başlayacaklar. Salı günü Aleminyum devi Alcoa, cuma günü JP Morgan karlarını açıklayacaklar. Uzmanlar her iki şirkettede düşük kar bekliyorlar.

AMERİKA'NIN NOTU DÜŞÜRÜLDÜ
ABD'li kredi derecelendirme kuruluşu Egan-Jones, ABD'nin ''AAA '' olan uzun vadeli kredi notunu bir basamak düşürerek ''AA''ya çekti, kredi not görünümünü ise ''negatif'' olarak belirledi.
Kuruluş yaptığı açıklamada, federal borçların azaltılmasında ilerleme kaydedilemediğine dikkati çekerek, kararda, ülkenin kamu borçlarının sürdürülebilirliğine ilişkin endişelerin etkili olduğunu vurguladı.
Hızlı yapısal değişiklikler olmadan kredi kalitesini artırmanın giderek zorlaşacağına işaret eden Egan-Jones, İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana ilk kez ABD'nin kamu borcunun gayri safi yurtiçi hasılaya (GSYH) oranının yüzde 100'ü geçtiğini, bunun da ülkenin finansal esnekliğine zarar verdiğini ifade etti.

STEVE FORBES “ BERNANKE BERBAT BİR MERKEZ BANKACI”
Yatırımcı ve Forbes dergilerinin sahibi Steve Forbes, MoneyNews'e verdiği röportajında, Fed Başkanı Ben Bernanke'nin "berbat bir merkez bankacı" olduğunu söyledi. Forbes, Bernanke'nin ekonomiye rehberlik etmeye çok uğraştığını ve bu esnada enflasyonu kontrol etmek, doları sağlıklı bir seviyede tutmak ve ekonominin kendine rehberlik etmesine izin vermek gibi merkez bankasının temel görevlerini unuttuğunu savundu.
Fed, ekonomiyi desteklemek ve halen daha kriz öncesi seviyelerin çok üzerinde seyreden işsizliği aşağı çekmek için birçok parasal genişleme programı uyguladı. Bunun sonucunda dolar zayıfladı, enflasyonist baskılar arttı, işsizlik ise hâlen daha yüzde 8.3'lerde seyrediyor.
Ben Bernanke'nin berbat bir merkez bankacı olduğunu iddia eden Forbes da bu konuya ilişkin, "Bernanke, merkez bankasının asıl görevinin para birimi ve arada sırada görülen sıkıntılarla ilgilenmek olduğunu farkedemiyor" dedi.

ÇİN RAPORU
Çin’de darbe söylentisi fos çıktı
Çin Komünist Partisi (ÇKP) Çongçing Sekreteri Bo Xilai’nin 15 Mart’ta görevinden alınmasından sonra Batı medyasında çıkan haber yorumlara, şimdi de Cumhurbaşkanı Hu Cintao’yu devirmeyi amaçlayan bir askeri darbe yapıldığı söylentisi eklendi. İngiliz gazetesi Financial Times ve Amerikan gazetesi Wall Street Journal, ÇKP’nin ve Çin’in üst düzey devlet organlarının yer aldığı Pekin’deki Congnanhai semtinde silah sesleri duyulduğuna ilişkin haberler yayınladı. Financial Times’in Pekin bürosu görevlileri, daha sonra bu duyumların dedikodudan ibaret olduğunu duyurdu. Fatura twitter üzerinden yayın yapan blogçulara kesildi.Birçoğu kapatıldı.
Darbe söylentileriyle ilgili olarak da Çin’in iç güvenlik örgütü başkanı General Cu Yongkang’ın adı ortaya atılıyor. General Cu Bo Xilai ile aynı görüşleri savunduğu için, bu yakıştırmanın Batı medyasınca yapıldığı belirlendi.

YENİ SOLUN ÇİZGİSİ
Darbe söylentileri bir yana, Bo’nun öncülüğünü yaptığı ve “yeni sol” diye anılan Maocu kanat ile Cumhurbaşkanı Hu’nun temsil ettiği dışa açılmacı kanat arasındaki mücadelenin, ÇKP’nin sonbaharda yapılacak kongresine doğru şiddetlenerek süreceği belirtiliyor. Çin’deki siyasi gelişmeleri yakından izleyen uzmanlara göre, “yeni sol” Bo’nun görevden alınmasını “yenilgi” olarak değerlendirmiyor. Geniş bir genç fikir adamları ve akademisyenler tabanına oturan bu kanat, Çin’in gelecekte izleyeceği siyasi çizgiden oldukça emin görünüyor. Bu bakımdan da erken çatışmalar yerine, sabırlı ve dönüştürücü bir tutumla sorunların zaman içinde çözülmesini benimsiyor.
Pekin’deki Renmin Üniversitesi Çin siyaseti uzmanı Mao Şulong, “Yeni sol konuyu siyasi çizgi ayrılığı olarak değerlendiriyor ve devleti zaafa sokacak tehditlere karşı. Bo Şilai ve yeni sol ilişki içinde, ancak Bo’nun tasfiyesi tekil bir olay olarak değerlendiriliyor” dedi.

PİYASALAR
- Mart ayı enflasyonu beklenenden iyi geldi
- Borsa bankalar öncülüğünde düştü
- Başbakan'ın açıkladığı teşvik sistemi piyasalarda etki yaratmadı. Bu konuda aceleci davranmamak lazım. Teşvikin hangi sektörlerde etki yaratacağını piyasalar henüz belirleyemedi
- En yüksek 62.653 puanı gördükten sonra yönünü aşağı çeviren endeks, satış baskısıyla 61.600 seviyesine yöneldi.Perşembe gününü 62062 puandan kapadı. İnişine devam eden endeks haftayı 60.939'dan kapattı. Endeksin yükseliş trendine dönebilmesi için veri akışından destek bulup 62.500 seviyesi üzerine çıkarak güç toplaması gerekiyor. Bu seviyenin altındaki kırılganlık endeksin 60.000 altına doğru çekilmesine neden olabilir.
- Yurtdışındaki olumsuzluklara IMKB'nin iyi direndiğini söyleyebiliriz.
- Bono piyasası sakindi. TCMB piyasaya % 5.75'den 4 milyar likidite sağladı. Böylece TCMB fonlama maliyeti ortalama 7.73'e gerilemiş oldu. Bo ortalama daha önceki hafta %10.29 seviyesinde idi.
- Ortalama tahvil faizi 9.37 olarak belirlendi.
- Dolar haftayı 1.7943 olarak kapattı. Euro 2.35 ve dolar/euro paritesi 1.3096 olarak kapandı.1.30-1.31 bandında destek görülecek diyebiliriz.
- Uluslar arası piyasalarda eğer dolar değer kazanmaya devam ederse, TCMB'nin içerde buna müsaade etmeyeceği şeklinde bir hava var. Sepetin mevcut seviyesinin korunması önemli olacak.TCMB'nin sıkı duruşunu koruyacak olması TL.ye destek verecektir.
- Enflasyonla mücadele hız kazanacak. Bu nedenle kurların yukarı gitmesine müsaade edilmeyecek denebilir.

Esenlikle Kalın