TÜRKİYE EKENOMİDEKİ TECRÜBESİNİ PAYLAŞACAK
Babacan: IMF ve Dünya Bankası'nda Türkiye'nin, deneyimlerini, iyi uygulamalarını mümkün olduğu kadar fazla ülkeyle paylaşması beklentisi var

23 Nisan 2012 Pazartesi 23:16
MURAT EMEN-EMEN&EMEN
Haftanın Ekonomik Görünümü 23-28 Nisan 2012
İSTANBUL- IMF-Dünya Bankası Bahar Toplantıları'na katılan Bakan Babacan , "IMF ve Dünya Bankası tarafında, Türkiye'nin, bundan sonraki dönemde kendi deneyimlerini, tecrübelerini, iyi uygulamalarını mümkün olduğu kadar fazla ülkeyle paylaşması yönünde beklenti olduğunu" söyledi.
Babacan, "Çünkü işleyen iyi bir örnek, yazılan reçetelerden, uluslararası kuruluşların yazdığı raporlardan çok daha etkili olabiliyor. İnsanlar gözleriyle gördüğü, iyi sonuç veren bir örneği çok daha ikna edici buluyorlar ve uygulamada da çok daha olumlu bakabiliyorlar" dedi.
IMF-Dünya Bankası Bahar Toplantıları için ABD'nin başkenti Washington'da bulunan Babacan, Türk basın mensuplarıyla bir araya geldi.
Babacan, iki günlük temasları kapsamında, G-20 çalışma yemeği ve toplantıları ile Rio 20 konferansına hazırlık amacıyla yapılan bakanlar toplantısına katıldığını söyledi.
Bunun yanında, G-8 ülkeleri ile Türkiye ve Suudi Arabistan, Kuveyt, Katar gibi bazı Körfez ülkeleriyle beraber, Ortadoğu ve Kuzey Afrika'daki dönüşüm yaşayan ülkelere yardım için Deauville Ortaklığı sürecinde bakanlar toplantısı gerçekleştirdiklerini belirten Babacan, bu toplantıdaki hedef ülkelerin Mısır, Tunus, Libya, Fas ve Ürdün olduğunu, toplantıda, bu ülkelerin ekonomik dönüşümlerine nasıl yardım edebilecekleri gibi konuları ele aldıklarını kaydetti.
IMFC TOPLANTISINA KATILDI
Temaslarının son gününde de Uluslararası Para ve Finans Komitesi'nin (IMFC) kısıtlı katılımlı bakanlar toplantısına katılacağını, arkasından daha geniş katılımlı toplantısına katılan Babacan, öğleden sonra da Dünya Bankası Kalkınma Komitesi toplantısına iştirak etti. İkili görüşmelerinin arasında birkaç ay sonra görevi selefine bırakacak Dünya Bankası Başkanı Robert Zolliek ve ABD Hazzine Bakanı Timothy Geithner ile de görüştü.
PROBLEMLER BİTTİ DEMEKTEN ÇOK UZAĞIZ
Toplantıların her açıdan faydalı olduğunu belirten Babacan, "Çok taraflı toplantılarda, 2-3 ay öncesine göre, genel atmosferin daha iyi olduğunu gördüm. Cannes zirvesinden bugüne kadar geçen sürede bir yandan Yunanistan ile anlaşma, bir yandan Avrupa Merkez Bankası'nın piyasalara giriyor oluşu, bunun yanında AB'nin mali anlaşmalar konusunda liderler seviyesinde mutabık kalması, bazı risklerin bugün için ortadan kalkmasını beraberinde getirdi. Ama şimdi uygulamalar çok önemli" dedi.
AB'deki 27 ülkeden 25'inin mali anlaşmayı anayasa seviyesinde kendi mevzuatlarına ekleyeceklerini belirttiklerini hatırlatan Babacan, yine de ülkelerin parlamentoların nasıl bir sonuç çıkacağının hep beraber görüleceğini kaydetti. Babacan, "Ama tabii ki henüz problemler bitti demekten çok çok uzağız" dedi.
ABD'DEN SOMUT ADIMLAR BEKLİYORUZ
Babacan, 2013 yılının da ABD açısından çok önemli olacağına işaret ederek, ABD'deki başkanlık seçimlerinden sonra ülkenin ekonomi politikalarının çok yakından izleneceğini, beklentilerinin ABD'nin uzun vadeli, tutarlı politikaları uygulamaya başlaması olduğunu kaydetti.
Bir soru üzerine Babacan, şunları kaydetti:
"ABD'den bu yıl somut adım beklemiyoruz. Ekonomi açısından ABD Merkez Bankası'nın olağanüstü likidite koşullarıyla belki bu sene bir miktar büyüme, istihdam oluşacak ama başka hiç birşey yapmazlarsa, sadece para basarak yıllarca bu durumu idare edeceklerini düşünüyorlarsa, o büyük hata olur.
TÜRKİYE, TECRÜBELERİNİ AKTARACAK
Dünya Bankası temasları ile ilgili olarak;"Şu anda bizden beklenen, bundan sonraki dönemde kendi deneyimlerimizi, tecrübelerimizi, iyi uygulamalarımızı mümkün olduğu kadar fazla ülkeyle paylaşmamız. Çünkü işleyen iyi bir örnek, yazılan reçetelerden, uluslararası kuruluşların yazdığı raporlardan çok daha etkili olabiliyor.
IMF, TÜRKİYE'DE 'KESKİN YAVAŞLAMA' BEKLİYOR
IMF-Dünya Bankası Bahar Toplantıları kapsamında, Avrupa ve Orta Asya bölgesine ilişkin eapor yayınlandı ve konu ile ilgili bir basın toplantısı düzenlendi. Bahar Toplantıları'nda ortaya çıkan tabloya göre Avrupa ve Orta Asya Bölgesi'ndeki birçok ülkede bu yıl, büyüme hızları yavaşlayacak. Bölgede iş gücü kaybı tehlikesi var. Bu yıl, bölgedeki birçok ülkede yavaşlayan bir büyüme görülecek ve bölge için "ufukta görünen kriz" ise 2050 yılına kadar nüfusun ciddi yaşlanması ve önemli oranda işgücü kaybının olacak olması.
TÜRKİYE, UKRAYNA VE BELARUS’TA E'DE KESKİN YAVAŞLAMA BEKLENİYOR
Rapora göre, Euro bölgesindeki durgunluk ve belirsizliğin devam etmesi, yükselen Avrupa ekonomileri ve Orta Asya bölgesinde 2010-2011 yıllarında görülen ılımlı iyileşmeye tehlike oluşturuyor. Bu nedenle bu yıl bölgedeki birçok ülkede yavaşlayan bir büyüme görülecek.
Yavaş büyüme özellikle, Yunanistan ve İtalya ile yakın ticareti ve finansal bağları olan ve büyük anlamda yabancı bankalara bağımlılığı bulunan Balkanlar ve Orta Avrupa'da olacak.
Raporda, Türkiye'nin yanı sıra Ukrayna ve Belarus'ta da büyümenin keskin biçimde yavaşlamasının beklendiği belirtildi. Bunun yanında, Rusya ve diğer petrol ihracatçılarında da büyüme yavaşlayacak ama ekonomileri yüksek petrol fiyatları sayesinde güçlenecek.
Ufuktaki kriz: İşgücü kaybı
Dünya Bankası Avrupa ve Orta Asya Bölgesi İnsani Kalkınma Sektör Direktörü Ana Revenga da 2010-2050 yılları arasında bölgede ciddi işgücü kaybı yaşanacağına dikkati çekerek, örneğin bu oranın Bulgaristan ve Belarus'ta 2050 yılına kadar yüzde 40 oranına çıkacağını söyledi.
Bu ülkelerin gelecekteki en büyük kriz riskinin nüfusun yaşlanması olduğuna işaret eden Revenga, "Yaşlanma bölgedeki birçok ülkenin kaçınamayacağı yaklaşan bir kriz, ama büyük emeklilik aylıklarının yaratacağı hesap açıklarından kaçınmak için en kısa sürede harekete geçilmeli" dedi.
Revenga'nın sunduğu tabloda, Türkiye gibi bazı ülkeler açısından işgücü kaybı görünmüyor ama bu ülkelerde de göçmenlik, uzun vadede nüfusun yaşlanması ve genç nüfusun kabarması gibi sorunların ortaya çıkabileceğine dikkat çekiliyor.
AMERİKA RAPORU
IMF İngiltere'ye katkı için baskı yapıyor
Kurumun kredi kapasitesini artırmaya çalışan Uluslararası Para Fonu IMF, İngiltere'nin de katkısını artırması için baskı yaptı.
Önde gelen ekonomilerin oluşturduğu G20 grubunun Washington'da yaptığı toplantının gündeminde IMF'nin kaynaklarının güçlendirilmesi vardı.
Para Fonu Başkanı Christine Lagarde kurumun kredi kapasitesini 400 milyar dolar artırmak istiyordu ve sonunda başarılı oldu.
İngiltere Maliye Bakanı George Osborne IMF'nin kaynak artırması konusundaki her türlü değişikliği küresel düzeyde yapılması gerektiğini savundu. IMF hali hazırda Japonya'dan alacağı 60 milyar da dahil 320 milyar dolarlık ek kaynak için üyelerden taahhüt almış bulunuyor.
Brezilya ek katkı karşılığında IMF yönetiminde daha fazla söz sahibi olmak istiyor
ABD muhtemelen ek katkı sözünden kaçınacak çünkü başkanlık seçimleri öncesinde böyle bir kararın yıpratıcı olabileceği düşünülüyor.
Rusya Maliye Bakan Yardımcısı Sergey Stokçak ülkesinin 10 milyar dolar ek katkı önereceğini, IMF'nin ek kaynak hedefine ulaşacağından emin olduğunu söyledi.
İngiltere neden karşı?
Ek kaynak taahhütleri bu paranın mutlaka kredi olarak verileceği anlamına gelmiyor.
IMF aslında özel yatırımcıların güvenini artırmayı amaçlıyor. Özel girişimcilerin, ülkelerin bir sorun olursa kurtarılabileceğine inanırlarsa, yatırıma, kredi vermeye daha istekli olacaklarını, böylece bir çok ülkenin kaynak sorunuyla karşılaşmayacağını düşünüyor.
Para Fonu yakında yaptığı açıklamada Euro Bölgesi borç krizinin küresel ekonomi açısından en büyük tehdit olduğunu söylemişti ve bu G20 toplantısı sonunda yapılacak açıklamada da Avrupa ile ilgili uyarılara yer verilmesi bekleniyor.
İngiltere Maliye Bakanı George Osborne'un aslında biraz manevra kabiliyeti var çünkü parlamento 40 milyar sterlinlik krediyi onaylamıştı bunun yalnızca 30 milyar doları taahhüt edildi.
Ama İngiltere IMF'nin kaynaklarının Euro Bölgesi'ni sıkıntıdan kurtarma operasyonuna harcanması ihtimaline karşı önlem almak istiyor.
İngiltere'den bir Hazine yetkilisi "IMF'nin uzun vadeli destekçisiyiz ama kaynakların artırılmasını kabul edebilmemiz için bazı sıkı koşullara uyulması gerekiyor" diye konuştu.
Bu koşullar Euro Bölgesi için belli bir özel fon ayrılmaması ve G20 ülkelerinin katılımıyla ilgili.
Ocak ayında yaptığı konuşmada İngiltere Maliye Bakanı "IMF'nin tek tek ülkeleri desteklemek için ayrılmış kaynaklar, Euro Bölgesi ülkelerinin kendi para birimlerini korumak için atması gereken adımları ikame etmek için kullanılmamalıdır" demişti.
SONUNDA IMF'YE 430 MİLYAR DOLAR TAAHHÜT EDİLDİ
IMF-Dünya Bankası Bahar toplantılarında G20 ülkeleri, IMF kaynaklarının 430 milyar doların üzerinde artırılmasını taahhüt etti. G20 ülkeleri, Uluslararası Para Fonu'nun (IMF) kaynaklarını 430 milyar doların üzerinde artırmayı taahhüt etti.
ABD'nin başkenti Washington'da düzenlenen G20 ülkeleri Ekonomi Bakanları ve Merkez Bankası Başkanları Toplantısında IMF'nin kaynaklarını artırmanın yolları arandı.
Bu çabalar, toplantıdan sonra yayınlanan sonuç bildirisine yansıdı. Bildiride, küresel finansal istikrarın güvenceye alınması için gerekli adımların atılması kararlılığının sürdüğü vurgulandı.
Bildiride, G20 Ekonomi Bakanları ve Merkez Bankası Başkanları ile Uluslararası Para ve Finans Komitesi (IMFC) arasında düzenlenen ortak oturumda, kriz önleme ve çözümü için IMF kaynaklarının artırılması yönünde anlaşmaya varıldığı belirtildi.
Bu anlaşmanın, önemli sayıda ülkeleri içine alan geniş kapsamlı bir uluslararası işbirliği çabasının ürünü olduğu kaydedilen bildiride, "2010 reformu altındaki kota artışlarına ilaveten, IMF kaynaklarının 430 milyar doların üzerinde artırılması yönünde sıkı taahhütler mevcut" ifadesi kullanıldı.
CİTİGROUP'DA YÖNETİME ZAM YOK
Citigroup hissedarları, üst düzey yöneticilerin ödeme paketlerinin arttırılması planlarını reddetti. Bankanın CEO'su Vikram Pandit'in maaşının 15 milyon dolara çıkarılmasını öngören paket, hisse sahiplerinin sadece yüzde 45'inin desteğini aldı.Citigroup yönetim kurulu, "ciddi bir sorun" olarak ifade ettikleri bu konuyu hissedarlarla konuşacaklarını açıkladı.
Küresel mali krizin başgöstermesinden sonra, üst düzey şirket yöneticilerin kazançları da mercek altına alınmaya başladı.
Citigroup, kriz sırasında kurtarma paketi sunulan bankalardan biri oldu. Bu bankaya 2008'de ABD hükümet fonlarından 45 milyar dolarlık kurtarma paketi tahsis edilmişti.
Yale Üniversitesi işletme bölümünden Jeffrey Sonnenfeld, "bu, yöneticiler için bir utanç kaynağı ve açık bir eylem çağrısıdır; ödemeleri belirlemek için kullandıkları kriterleri açıklamaları gerekiyor" dedi.
Ancak hissedarların oylarının bağlayıcı bir özelliği bulunmuyor.
Hissedarları, üst düzey şirket yöneticilerine ödenen ücretleri sorgulamaya iten nedenler var.
Citigroup, Salı günü yaptığı açıklamada, geçen yılın aynı dönemine oranla bu yılın ilk çeyreğinde net gelirinin yüzde 2 azalmayla 2,9 milyar dolara düştüğünü belirtmişti.
Bankanın hisseleri de son bir yıl içerisinde yüzde 24 düşüş gösterdi.Menkul değerleri ise son beş yıl içerisinde yüzde 90 oranında değer kaybetti.Dahası Citigroup, bu yıl başlarında hükümet yetkililerinin yaptığı dayanıklılık testinde başarısız olan dört büyük Amerikan bankasından biri .
YORUM: KÖRLER SAĞIRLAR BİRBİRİNİ AĞIRLAR
Halka açık şirketlerinin kaderidir bu. Özellikle Amerika gibi halka açıklık boyutunun yüksek olduğu çok uluslu firmalar tam bir yağma hasanın veya üst düzey yöneticilerinin böreğidir. İpler yönetim kurulu ile CEO'nun elindedir. Dağınık hissedarlar kurulunun pek etkinliği yoktur. Onlar dağıtılacak temettünün peşindedir.Kardan büyük paylar alan Yönetim Kuruluna aday olabilmek genellikle CEO'nun tavsiyesine bağlı kalınca ister istemez körler sağırlar birbirini ağırlar olup çıkıyor. CEO yönetim kurulunu memnun ediyor. Yönetimde CEO'yu. İşte böylece maaşlar 15-20 milyon liralara çıkıyor. Hani başarılı olsa neyse. Citigrroup'ta bakıyorsun verilere. Trend resmen aşağıya. Ama CEO utanmadan maaşının artırılmasını teklif edebiliyor. ABD için bu küçük bir örnek. Bunun gibi daha neler var.
AVRUPA RAPORU
IMF küresel büyüme tahminlerini yükseltti
Uluslararası Para Fonu IMF, küresel ekonomide "iyimserlik havası esmeye başladığını" belirterek büyüme tahminlerini biraz yükseltti.
IMF, dünya ekonomisinin 2012 yılı büyüme tahminlerini yüzde 3,3'ten 3,5'a çıkardı.
Ancak euro bölgesinde yeni bir krizin hala mümkün olduğunu ifade ederek, büyük ülkelerde ekonomik "büyüme önünde hala ağır frenlerin" sözkonusu olduğunu belirtti.
Euro bölgesinde Yunanistan için ikinci bir kurtarma paketinin onaylanması ile bu ülkenin batma riski azaltılmış oldu.
Yıllardır süren krizin kontrol altına alınması amacıyla sabit bir kurtarma fonu da oluşturuldu.
ABD'de ise işsizlik oranı yüzde 8,2 ile 2009'dan bu yana en alt seviyesine inerek ekonomide canlanma beklentilerini arttırdı.
IMF açıklamasında, "krizin hafiflemesi ve ABD ekonomisinden gelen iyi haberler sayesinde iyimser hava geri döndü" dedi.
Fakat yeni bir kriz riskinin henüz ortadan kalkmadığını vurguladı.
Euro bölgesi ülkeleri içinde sadece İspanya'nın büyüme tahmini geri çekildi.
İSPANYA'YA DİKKAT
İspanya'nın 10 yıl vadeli devlet tahvillerinin faiz oranının yüzde 6'yı aşması, yatırımcıların güvensizliğine işaret ederek bu ülke açısından borçlanma maliyetinin artmasına neden oldu.
İspanya emlak ve inşaat sektörlerinin iflasa sürüklenmesi sonucu derin bir ekonomik çöküntü içine girmişti.
İspanyol bankalarının Avrupa Merkez Bankası'nın acil kredilerine bağlı olduğunu gösteren veriler yatırımcıları kaygılandırıyor.
4,75 milyon işsiz sayısı ile İspanya Avrupa'daki en yüksek işsizlik oranına sahip ve genç nüfusun yarısı işsiz.
IMF 2012'de İspanya ekonomisi için öngörülen yüzde 1,6 oranındaki daralmayı 1,8'e çıkardı.
Euro bölgesindeki 17 ülke için öngörülen yüzde 0,5'lik daralma ise 0,3'e indirildi.
Çin ve Brezilya'daki ekonomik büyümeye ilişkin tahminler ise yüzde 5,5'ten 5,7'ye çıkarıldı
Kemer Sıkma Politikaları yanlış mı? Büyümenin devamı için harcama şart ama kaynak nerde?
IMF birçok batılı ülkede uygulamaya konan kemer sıkma politikaları konusunda da uyarıda bulunarak büyümenin devamı için daha fazla harcama önerisinde bulundu ve bunun vergi arttırımı yoluyla finanse edilebileceğini belirtti.
IMF açıklamasında, mali kaygılara karşı "dengeli bir bütçeye dayalı mali açılım yoluyla ekonomik faaliyet ve istihdamın desteklenmesi mümkün olduğu gibi, mali konsolidasyon planlarına da uymak mümkündür" dedi.
Buna örnek olarak, altyapı yatırımları için devlet harcamalarının arttırılması ile eşzamanlı bir geçici vergi artışı yoluyla üretimde de artışın sağlanabileceği belirtildi.
İNGİLTERE’DE DURUMLAR
IMF, İngiltere için bu yılın büyüme tahminini de yüzde 0,6'dan 0,8'e yükseltti.
Ancak küresel krizin finans sektörü üzerindeki ağır etkisi nedeniyle İngiltere'nin 2013 büyüme tahminini yüzde 2'de bıraktı.
Böylece bu uluslararası kurumun tahminleri ile İngiltere'nin bağımsız Bütçe Ofisi'nin tahminleri örtüşmüş oldu.
IMF, enflasyonun yüzde 2'lere kadar düşmesinin beklendiği İngiltere'de merkez bankasının para politikasında daha fazla gevşemeye gidebileceği önerisinde bulundu.
IMF'nin Dünya Ekonomisine Bakış raporu, Dünya Bankası'nın yeni ABD'li başkanının belirlenmesinin hemen ardından açıklanmış oldu.
1944'te kurulduğundan bu yana Dünya Bankası Başkanları ABD tarafından, onun kardeş kuruluşu durumunda olan IMF'ninkiler ise Avrupa tarafından belirleniyor.
'YENİ BİR KÜRESEL KRİZ RİSKİ AZALDI'
IMF, dünya ekonomisinin durumuna ilişkin son değerlendirmesinde petrol fiyatları ve Euro Bölgesi krizinin en büyük tehlikeler olduğunu belirtiyor.
IMF Euro Bölgesi'nden kopuş ihtimalinin de hala geçerliliğini koruduğu uyarısında bulunuyor.
Gerçekleşmesi halinde bu krizin küresel ekonomi üzerindeki etkisinin 2008'de Lehman Brothers'ın çöküşünden çok daha büyük olacağını kaydediyor.
IMF, böyle bir ihtimalin 1930'lardaki büyük bunalıma benzer sonuçlar bile yaratabileceğini belirtiyor.
Fakat kurum, küresel ekonomide yeniden başaşağı gidiş ihtimalinin birkaç ay öncesine göre azaldığını vurguluyor.

İSPANYOL TAHVİLLERİNE TALEP YÜKSEK GELDİ
Geçtiğimiz hafta son ihalede on yıllık İspanyol devlet tahvillerine olan talep arzın iki katıydı. Talebin fiyatlarındaki artışa rağmen yüksek oluşu ülkenin rahatlamasını sağladı.On yıllık tahviller %5.743 getiriyle satıldı.
Aynı tahviller Şubat ayında %5.403 getiriyle satılmıştı. Ancak iki yıllık tahvillerin getirisi Ekim ayına kıyasla %3.495'den %3.463'e geriledi.İspanya piyasaya sürdüğü 2.54 milyar euroluk tahvillerin tamamını sattı. Tahvillere olan talep bir önceki satışa kıyasla oldukça yüksekti.
On yıllık İspanyol devlet tahvillerine talep neredeyse arzın iki katıydı.
Rabobank uzmanlarından Richard McGuire '' Elde edilen sonuçlara bakılırsa İspanyol tahvillerine talebin kuruduğu ile ilgili endişeler sona erdi'' dedi. Ancak McGuire ''Desteğin bir bedeli vardır'' diye de uyardı.
Pazartesi günü on yılık tahvillerin kar oranının %6'nın üzerine çıkması bu haftaki tahvil satışıyla ilgili endişelerin doğmasına neden olmuştu.Bir çok uzman %6'dan yüksek borçlanma bedellerinin uzun vadede ödenemez olduğunu düşünüyor.
PİYASALAR
Borsa
PİYASALAR İSPANYA VE ABD’DEN GELEN HABERLERDEN ETKİLENDİ
Özellikle İspanya tahvil piyasasındaki hareketler ve Madrid borsasının ilk defa 70.000’nin altına düşmesi piyasalara satış getirdi. Talep yüksek olmakla birlikte faizlerin yükselmesinin yarattığı endişe var.
ABD işsizlik başvurularının yüksek gelmesi ve Bank of Amerika’nın düşük karı da ayrıca etken oldu denilebilir..Piyasalarda Fransa’nın notunun düşürülmesinin konuşulduğu bir ortamda Fransa birinci tur seçimlerinin getireceği sürpriz bir sonuç etkili olabilir. Endeks bu hafta 59.500 üstünde seyredecek hedef 61.000’i görmesi.
Faizler
Spot piyasada 9.51 sonraki işlemlerde 9.50 görüldü. TCMB ve PPK Kararları etkili olacak. Faizlerin aşağı gitmesini TCMB istemiyor. Fransa seçimleri izleniyor.
Döviz
Dar bantta hareket bekleniyor. Önümüzdeki günlerde TCMB’den daha sert sıkılaştırma beklentisi hakim olunca hareket dar bir band içinde kalacak gözüküyor. Fransa ve İspanya takip ediliyor.Moody’s in Fransa’nın notunu düşürebilecek olduğu söylentileri dolar/Euro dengesini bozabilir.
Esenlikle Kalın
Antalya'da 2026’da Uluslararası Uzay Kongresi yapılacakAntalya, 5-9 Ekim 2026 tarihlerinde 10 bini aşkın katılımcıyla gerçekleşecek 77. Uluslararası Uzay Kongresi’ne ev sahipliği yapacak.21 Aralık 2025 Pazar 20:00MICE
CNR ve Fuar Markaları İcradan SatıştaTürkiye fuarcılığının öncü markası CNR, Bakırköy İcra Dairesi tarafından icradan satışa çıkarıldı. Satışa sunulan markalar dikkat çekiyor.21 Aralık 2025 Pazar 19:00MICE
Alanya’da Turizm Koridoru Ulaşımla GüçleniyorAlanya’da tamamlanan yeni yol ve kavşak projeleri, hem bölge halkına hem de turistlere konforlu ulaşım sağlıyor.21 Aralık 2025 Pazar 18:00ULAŞTIRMA
Turistik Doğu Ekspresi Başlıyor: İki Kişi Gidiş-Dönüş 33 Bin TLTürkiye’nin en popüler tren rotalarından biri olan Ankara-Kars Turistik Doğu Ekspresi, 2025-2026 sezonu seferlerine 22 Aralık 2025 Pazartesi günü başlıyor.21 Aralık 2025 Pazar 17:01ULAŞTIRMA
Danıştay’dan Airbnb Vergisi İçin Durdurma KararıDanıştay, Maliye’nin Airbnb kiralamalarına yönelik otomatik KDV ve ticari vergi uygulamasını geçici olarak durdurdu. Karar, binlerce ev sahibi için emsal teşkil edecek.21 Aralık 2025 Pazar 16:00KONAKLAMA
İstanbul, 5 yıldızlı otelde dünyanın zirvesindeİstanbul, Codne Nest Traveller ve Booking verilerine göre 201 adet 5 yıldızlı otelle Şangay’la birlikte dünya lideri oldu. Lüks konaklamada zirveye yerleşti.21 Aralık 2025 Pazar 15:00KONAKLAMA
TAV Havalimanları’nda Hisse Yapısı DeğiştiFransız Aeroports de Paris, TAV Havalimanları’ndaki dolaylı payını doğrudan hissedarlığa dönüştürdü. Hisse devri sonrası yüzde 46,12’lik pay doğrudan kontrol altına alındı.21 Aralık 2025 Pazar 14:00ULAŞTIRMA
Teos Yat Limanı Projesi askıya çıktıDoğal sit alanlarına ve Akdeniz fokunun yaşam alanına yakınlığıyla tepki çeken Teos Yat Limanı kapasite artış projesi, küçük revizelerle yeniden askıya çıkarıldı.21 Aralık 2025 Pazar 13:00ULAŞTIRMA
Ersoy: ETS ve otel zincirleri devletten teşvik almıyorTurizm Bakanı Ersoy, 10+1 izin sisteminin işçi talebiyle getirildiğini, tur operatörü ETS ile otel zincirlerinin ise teşvikten yararlanmadığını söyledi.21 Aralık 2025 Pazar 12:00TURİZM
Fransa’dan Türk vatandaşları için örnek vize kararı Fransa konsolosluklarının verdiği vize retlerine karşı açılan davada mahkeme, tüm şartları yerine getiren başvuru sahiplerine vize verilmemesinin hukuka aykırı olduğuna hükmetti.21 Aralık 2025 Pazar 11:00TURİZM
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2005 Türkiye Turizm











Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.