SPORUMUZUN YANLIŞLARI

İsmail Emen
25 Mart 2009 Çarşamba 01:24
Uluslararası müsabakalara katılan Türk sporcularını her zaman yüreğim coşku dolu olarak seyrederim.
Bir Hidonun ve Memonun NBAdeki başarılarını veya milli takımlarımızın başarılarını gögsüm kabararak izlerim.
Spor en güzel tanıtımdır.
NBA macını salonda izlemeyen bilemez bu çocukların ülke tanıtımı için başardıklarını.
Elimde olsa her yıl bu çocuklara birer tanıtım ödülü veririm.
Bazı spor dalları var ki bunlarda başarı çizgisini bir türlü yakalayamamak beni her zaman üzmüştür.
Atletizm bunlardan biridir.
70 milyon ve de genç nufusu olan ülkemden olimpiyatlarda veya şampiyonalarda başarı sağlanamaması , bırakın başarıyı yeteri kadar müsabık bile çıkaramamak kabul edilebilir bir mazeret değildir.
Hele 12 milyon nufuslü Yunanistan madalyaları sıraladıkça derdim daha da artar.
Onlar nasıl yapıyor da biz yapamıyoruz diye.
Elvan ve Bekele devşirme olsalarda tabii ki iftihar ettiğimiz atletlerimizdir.
Ama gene de 70 milyondan birkaç büyük atlet çıkaramamak çok üzücüdür.
Onları da Şarık Taranın özel ilgisine borçluyuz.
Enkanın sahasına ara sıra koşmaya giderim.
O güzelim sahada çalışan üç beş gençten başka kimseyi bulamazsınız.
Henüz atletizmi okullara istediğimiz gibi sokamadığımızı, önemine okul yöneticilerine anlatamadığımızı ve işbirliği içinde olmadığımızı kabul edelim.
Evet, yarışlar yapılıyor ama yetiştirme amacından uzak.
Atlet o yaşta ve daha okulda iken yetişir.
Külüplere de istediğimiz gibi sokamadık.
Futbolun yanında üvey evlat muamelesi gören spor branşı olmaktan öte gitmiyor.
Gazetelerde atletizmi sevdirecek, gençleri heveslendirecek yazılar görmek, rahmetli Koryürekten sonra bitti. TRT-3 ve NTV dışında ilgi gösteren kanalda yok zaten.
Takıldığım konulardan biri bağımsız kuruluşlar olan federasyonlara seçtiğimiz başkanlar.
Galiba şimdi Mehmet Terzi var atletizmin başında.
Eski ve başarılı bir atlet. Kendisini spora adamış biri. O kadar...
Ama başkanlık bana göre yöneticilik demektir.
Yöneticinin atlet olması gerekmez.
Lisan bilen, yurtdışı deneyimleri olan, altyapı çalışmalarına yatkın ve en önemlisi yönetim sanatını bilen profesyonel yöneticiler var.
Bakınız NBAye... Stern yıllardır profesyonel bir başkan olarak düşünerek, planlayarak ve de yöneterek harikalar yaratıyor.
Eski ve başarılı bir basketbolcu mu?
Hayır! Ama kendisi ve yardımcıları profesyonel yönetici.
Yok mu etrafında eski basketbolcular.
Var tabii ama danışman veya teknik komitede görevli olarak.
Bazı spor dallarındaki geri kalmışlığımızı ben bu yanlış uygulamada buluyorum.
Bunu güreşte ve atletizm de yıllardır yapıyoruz.
Amatörce yaklaşıyoruz ve dernek yönetir gibi yönetiyoruz. Eski bir güreşcinin veya atletin ellerine bırakıyoruz güzelim spor dallarını.
İşlenmemiş potansiyelde eriyip gidiyor.
Ondan sonrada niçin başarılı olamadık diye düşünüyoruz.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2005 Türkiye Turizm
