SEVİLEN BARMEN MİAMİ BARLARINI ANLATIYOR

MIAMİ - Yerel gece hayatı fenomeni Giovanny Gutierrez, sizi South Beach'in buzlu daiquirilerinin ötesine, Miami'nin kokteyl bar kültürünü gerçekten şekillendiren gizli barlara götürüyor. Miami'ye giden veya orada ev alıp yerleşin Türklerin en sevdiği kokteyller bu bu barda yapılıyor.
Barmenleri eğitmek, kokteyl menüleri hazırlamak veya gastronomi dünyasının önde gelen isimleriyle röportaj yapmak gibi çeşitli alanlarda faaliyet gösteren ödüllü miksolojist Giovanny Gutierrez, Miami'nin gece hayatını keşfetmeyi kendine misyon edinmiş durumda. Ve şehrin barlarının, ünlü kokteyllerinde kullanılan tropikal meyveler kadar çeşitli olduğuna inanıyor.

Küba doğumlu, Miami'de yaşayan Giovanny Gutierrez, Chat Chow TV'nin kurucusu ve sunucusudur . Miksoloji uzmanı ve kokteyl danışmanı olan Gutierrez, premium romlar için Bacardi Ulusal Elçisi olup, dünyanın dört bir yanında yiyecek ve içecek etkinliklerine ev sahipliği yapıyor.

Gutierrez, "Miami'de her duruma, herkese ve her temaya uygun bir içecek var," diyor. "[ Miami Vice dizisinin çekim mekanlarından biri olan] Mac's Club Deuce gibi eski tarz salaş barlardan, Kuzey Amerika'nın En İyi 100 Barı listesine giren sofistike mekanlara kadar her şey mevcut ."

Ama her zaman böyle değildi. Gutierrez, "Eskiden insanlar çilekli daiquiri veya piña colada içer, sonra da bunları buzlu bir makinede karıştırırlardı" diye hatırlıyor. Buzlu, şuruplu içecekler, çiçek desenli tişörtler ve pembe flamingolar kadar Miami klişelerini tanımlıyordu. "Şimdi daha üst düzeydeyiz, daha kozmopolitiz. Ulusal düzeyde oynuyoruz."

Şehrin artık meşhur olan içki kültürünün, kendine özgü Latin lezzet profili sayesinde öne çıktığına inanıyor. "Küba kahvesinden guavaya, çarkıfelek meyvesinden ekşi elmaya kadar bu malzemeleri seviyoruz ve onlarla yaratıcı oluyoruz. Kimse onları bizim kadar kullanmıyor."

İşte Gutierrez'in Miami'deki favori kokteyl barları.

Little Havana'daki Café La Trova, eski usul kantiner üniformalarından tropikal içeceklerine kadar eski Miami havasını sunuyor

1. En iyi Miami deneyimi: Café La Trova

Gutierrez'e göre, Little Havana'daki Café La Trova, Miami'nin ruhunu yansıtıyor. "Latin müziği, tropikal içecekler, atmosfer; şehrin özünü tam olarak yansıtıyor."

Şöyle bir sahne canlandırıyor: "Cuma veya Cumartesi gecesini hayal edin. İçeri giriyorsunuz. Sizi otantik üniformalarıyla Kübalı barmenler olan cantineros karşılıyor . Sonra solda insanlar dans ediyor, diğerleri barda içki içiyor ve diğerleri de arkada yemek yiyor."

"Burada rom her şeyin kralı. ABD'deki en büyük rom pazarı biziz, bu yüzden [tam bir Miami kokteyli için] her zaman iyi bir seçim."

Peru ceviche'si ve Küba sandviç empanadaları gibi zengin bir İspanyol mutfağı menüsü bulunuyor; ayrıca her gece canlı müzik performansları düzenleniyor ve genellikle Buena Vista Social Club grubu ve 1999 yapımı aynı adlı belgeseliyle ünlü Küba müzik türü trova çalınıyor . "Ama cuma veya cumartesi gecesi geç saatlerde arka taraf 80'ler tarzı bir odaya dönüşüyor ve çok eğlenceli oluyor."

"Orada olduğumda mutlaka bir Mojito içmeliyim," diye ekliyor Gutierrez. "Ve sonra da bir Presidente, eski bir rom martini içmeliyim. Kokteyllerde beyaz vermut kullanılan tarihteki ilk içeceklerden biri ve çok, çok kuru, bu yüzden Küba tarzı romun özelliklerini ortaya koyuyor. Çok zarif bir kokteyl."

Şampanya her zaman şenliklidir ve özellikle de ünlülerin uğrak yeri olan tarihi Surf Club Şampanya Barı'nda bu durum daha da belirgindir 

2. En iyi zamansız klasik: Surf Club'daki Şampanya Barı

Zamansız bir zarafet için Gutierrez, Miami Beach'in hemen kuzeyindeki Surfside'da bulunan Four Seasons Hotel at the Surf Club'daki Şampanya Barı'nı öneriyor . "Büyülü, gösterişli ve lüks. İçeri girdiğinizde kendinizi harika hissediyorsunuz." Bu mekan, daha önce 1930'da açılan ve Frank Sinatra, Elizabeth Taylor ve Winston Churchill gibi isimleri ağırlayan seçkin bir sosyal kulüp olan Surf Club'ın görkemli kemerli fuayesi olarak hizmet vermişti.

Gutierrez, barın şampanya bazlı kokteyllerine bayılıyor. "Şampanyalı bir içki çok özeldir. Köpüklü yapısı her zaman lezzetlidir ve günün her saati için uygundur," diyor. "Lychee'yi [St Germain likörü, liçi, şeri, votka ve şampanya ile yapılır] veya Honey'i [Japon viskisi, miso, bal acı özü ve Lallier şampanyası ile yapılır] deneyin."

Gazlı olmayan birçok başka seçenek de var. "Guava'yı çok seviyorum. İçinde guava, burbon ve çavdar var – tam bir Miami içeceği. Cosmopolitan [votka, portakal likörü, kızılcık ve misket limonu ile] da inanılmaz."

Bu eski çamaşırhaneden şık bir kokteyl bara dönüştürülen mekana sadece yerel halk uğruyor

3. En iyi gizli hazine: Amelia'nın 1931'i

Eskiden çamaşırhane olan ve şimdilerde kokteyl bara dönüştürülen Amelia's 1931 , West Kendall'ın yerleşim bölgesindeki sıradan bir alışveriş merkezinin içinde gizlenmiş durumda.

" Cote Miami'nin happy hour'ı gizli bir sır. Tasarım Bölgesi'nde yer alıyor ve her gün 17:00-19:00 saatleri arasında 8,88 dolara (6,74 sterlin) kokteyller ve ıstakoz kızartması ve tavuk nugget gibi 8,88 dolarlık atıştırmalıklar sunuyor. Bu fiyata, Michelin yıldızlı bir mekanda muhteşem bir deneyim yaşayabilirsiniz."

"Burada kaliteli kokteyller yapılıyor, ancak birçok turist banliyöde, ulaşılması zor bir yerde olduğu için asla oraya gitmez," diyor Gutierrez. Barın iç mekanı üç bölüme ayrılmış: "Küba-Miami esintileri taşıyan modern bir lokanta, uyumsuz yastıklar, perdeler ve ilk komünyon resimleriyle dekore edilmiş bir büyükannenin evi" ve "kabinlerin arkasında aynalı kemerler, hasır oturma yerli bar tabureleri ve Fransız tarzı bir tavan bulunan" loş bir yemek odası.

Hafta içi bile, yerli halktan kalabalıklar canlı müzik, Latin-Asya füzyon yemekleri ve tabii ki kokteyller için Amelia's'a geliyor. Gutierrez, Silk Stalkings'i öne çıkarıyor. "Bu, piña colada ve çilekli daiquiri'nin klasik bir karışımı, ancak berraklaştırıyorlar, kavrulmuş kahve çekirdekleri ekliyorlar ve büyük bir buz küpüyle servis ediyorlar." Taze ananas suyu ve çilek, Havana Club Blanco romu ve baharat karışımlarının, Miami'nin klişeleşmiş buzlu içeceklerine sofistike bir yorum kattığını açıklıyor.

Gutierrez, barda servis edilen ve taze limon suyu, portakal çiçeği balı şurubu ve rendelenmiş hindistan cevizi ile yapılan Yass Queen kokteylini kastederek, "Ayrıca fincanda votka ile tatlandırılmış Earl Grey çayı da sunuyorlar" diyor.

Asya esintili Bar Kaiju'da, devasa oyun kartı menüsü kokteyller kadar yaratıcı 

4. Yenilikçi kokteyller için en iyisi: Bar Kaiju

Gutierrez , "Eğer kokteyl meraklısıysanız ve laktik fermantasyon ve ev yapımı karbonasyon gibi modern teknikleri görmek istiyorsanız, Little River'daki Citadel'de bulunan Kaiju'ya gidin ," diyor. Ortamı ise "Asya'da anime posterleriyle kaplı, kırmızı ışıklı küçük bir bar" olarak tanımlıyor.

"Küçük Havana'da bir tur yapın. Sangwich'te öğle yemeğiyle başlayın veya bir Küba usulü mini hamburgerci arayın. Salao'da bir içki alın , ardından dans etmek ve Mojito içmek için Ball & Chain'e gidin . Dondurma için Azucar'a uğrayın ve akşam yemeği ve Küba kokteylleri için La Trova'da turu tamamlayın ."

Bu konsept barın sıra dışı menüsü, canavar takas kartlarından oluşuyor. Gutierrez, "Her kokteyl bir canavarla temsil ediliyor. İnsanlar kartları topluyor ve onlarla oynuyor" diyor. Canavar savaşları oynamak için normal boyutlu kart paketleri satın alınabiliyor.

Ancak Gutierrez, içeceklerin kendisinden daha çok etkilenmiş durumda. "Kaiju, yoğurt, tepache [fermente ananas kabukları] veya şurup [sirke bazlı bir şurup] gibi alışılmadık teknikler ve malzemelerle cesur ve deneysel, güçlü tatlara yöneliyor."

Gutierrez, viski, mango, köri ve hindistan cevizi içeren Chukwa'yı sipariş etmeyi öneriyor. "Hint restoranlarındaki mango lassi'yi düşünün. Bu, onun ince, neredeyse şeffaf, berraklaştırılmış bir versiyonu."

Ayrıca Maskinganna'yı (berraklaştırılmış espresso martini) ve Güije'yi de seviyor; Güije, "mojo criollo [Küba marinadı], defne yaprağı, biber, sarımsak ve rom ile yapılıyor. Sıradışı ve lezzetli. Çok farklı bir tadı var."

Yeni mekan ViceVersa, şık, otantik Milano havası ve içecekleriyle Gutierrez'i etkiledi

5. En iyi yeni gelen: ViceVersa

2024 yılında Miami şehir merkezindeki Elser Oteli'nin lobisinde açılan ViceVersa, Kuzey Amerika'nın En İyi 100 Barı listesinde 56. sırayı alarak büyük bir etki yarattı. Gutierrez, sahibi ve baş barmen Valentino Longo'nun kendi Mi-To'sunu, yani Milan Campari ve Torino vermutunun karışımını, americano, negroni ve negroni sbagliato kokteyllerinin tabanı olarak kullanmasını takdir ediyor. "Onun Mi-To karışımı eşsiz... bu yüzden her içki klasik bir kokteyl gibi geliyor, ama onun kendi yorumu."

Gutierrez, özellikle Longo'nun "gerçek" negroni sbagliato'suna bayılıyor; İtalya'nın Milano şehrindeki Bar Basso'da servis edilen orijinal negronilerden esinlenerek hazırlanan bu içecek , Gutierrez'in "aşırı büyük bir şampanya kadehi" olarak tanımladığı bir bardakta servis ediliyor.