SARAR 70.İNCİ YILINI KUTLAYACAK

Hey gidi seneler hey. Eskişehir'in yukarı mahallesinden Abdurrahman Sarar'ın çarşıdaki 13 metrekarelik terzi dükkânından dev bir tesis nasıl doğduğunun hikayesini önümüzdeki yıl bol bol dinleriz.
Çünkü Eskişehir'in medarı iftiharı Sarar kurulduğu 1944 yılından , 70.inci kuruluş yılını kutlayacağı 2014 yılına nasıl geldi.
Bu benimde yakinen şahit olduğum müthiş bir başarı hikayesidir.
Dünya Gazetesinde bu haberi okuyunca hafızam çocukluk yıllarıma gerilere gitti.
Yukarı mahalleden Eskişehir'in Çarşı'sına her gün elinde sefertası ile bir çocuk, terzi olan babasına yemek götürürdü.
Porsuk nehri Eskişehir'i ikiye böler.
Yukarısına “yukarı mahalle”, aşağısına “aşağı mahalle” denir. İkisinin ortasında şehrin downtown diyebileceğimiz geniş bir düzlükte yer alan hareketli alanları, çarşısı, pazarı yer alır.
Porsuk nehri şehrin içinden süzüle süzüle akar gider.
Yediler-Pazaryeri dediğimiz kısımdan itibaren hafif bir meyille yükselen irtifada şehrin yukarı mahallesi başlar.
Parkı, Lisesi ve Odunpazarı dediğimiz yaşam merkezi burada yeralır.
Tarihi Eskişehir buradadır. Evleri ve Kurşunlu Camii ve Külliyesi ile tarih buradadır.
Eksik olmasın Belediye Başkanı ağabeyimiz Yılmaz Büyükerşen buraları restore ettirdi ve turistik olarak çok güzel bir mekan olan Tarihi Odunpazarı Evleri ve içinde saklambaç oynadığımız Kurşunlu Camii ve Külliyesi ortaya çıktı.
Çocukluğumun geçtiği bu güzel yerlerden Kurşunlu Camii Külliyesi içinde İmaret, Aşevi, Kervansaray, Şadırvan, Cami, Sıbyan mektebi, Medrese, kervansaray ve mevlevihane bulunuyor.
Osmanlının ilk Mimarbaşı olan Acem Ali'nin eseri olarak bilinir. Sinan daha sonra Mimarbaşı olmuştur.
Bunları niye yazıyorum.
İşte Sarar'ın kurucusu Abdurrahman amca buraların çocuğudur. Oğlu Cemalettin Sarar'da buralarda büyümüştür.
Yukarı Mahalle'de manav dediğimiz Eskişehir'in yerlileri oturur. Daha sonraki göçlerle büyüyen Eskişehir'de yerleşim daha sonra Porsuk nehrinin aşağılarında gelişmiştir.
Ama hatırlarım Porsuk bir taştı mı bütün aşağı mahalle seller altında kalırdı. Bizim bütün akrabaların sel zamanı bizim yukarı mahalledeki evimize geldiklerini hatırlarım.
İşte bu Odunpazarı ve Akcami dediğimiz bölgedeki tarihi mekanda oturan Sarar ailesinin büyük oğlu hergün elinde seferetası ile terzi olan babasına yemek götürürdü.
Çarşı'da 13 metrekarelik küçük bir terzi dükkânı düşünün.
İçinde önce bir dikiş makinesi, sonra iki, sonra üç…
Bakar ki peder bey işi büyütmek gerekiyor. Olayı atölyeye taşır. Konfeksiyon sektörünün geleceğini gören baba Abdurrahman amca bunun hayallerini kurmağa başlar ve hazır olmak gerektiğini düşünür.
O yılların Eskişehir'inin burjuvası Firuz Kanatlı Un Fabrikası, Zeytinoğlu, TuzcularToptan Gıda, Tüccar Terzi Sarar, Erden Şekerleme, Otomobilci Aziz Bolel, Kasap Abdullah, Alanyalılar züccaciye gibi eşraftır.
Ülkenin değişim sürecinde bunlardan bir kısmı yukarı, bir kısmı aşağı gitti.
Yukarı çıkanlar başta Zeytinoğlu olmak üzere değişimi yakalayan Firuz Bey Eti Bisküvilerini kurdu. Sarar aynı şekilde konfeksiyon sürecini yakaladı. Diğerleri kaybolup gittiler.
İşte gelecek yıl 70.inci kuruluş yılını kutlayacak olan Sarar böyle bir kuruluş.
O günlerin çocuğu babasına sefertası ile yemek götüren Cemalettin Sarar firma ile büyüdü ve onunla firma ülkenin en önde gelen tesislerinden biri haline geldi.
Bugün beş kıtada 49 farklı ülkede ürünleri satılıyor.
Türkiye Kalkınma Bankası'nda iken ziyaretimde kredi ister misin dediğimde “özvarlıkla “ çalışıyorum” demişti.
Nice yıllara Sarar.