06 Aralık 2025
  • İstanbul14°C
  • Ankara10°C
  • Antalya8°C

MÜLKİYE'DEN ARKADAŞIM HASAN CEMAL

İsmail Emen

20 Mart 2013 Çarşamba 20:30

Hasan Cemal Mülkiye'den arkadaşım. Mülkiyenin yakışıklı Gagarin Hasan'ı. Gazetecilik kanına işlemiş bir Mülkiyeli.
Basamakları teker teker yılmadan pişe pişe çıkmış bir basın gazisi. Türkiye'nin en yoğun ve karanlık günlerini yaşamış değerli bir kalem.
Bir zamanların Cumhuriyet'in genel yayın yönetmeni. Aydın Dogan'ın transfer etmek için nasıl uğraştığını bilenlerdenim. Ona tamam geleceğim deyipte gitmeyenlerinden.
Gazeteciliğe yeni bir ufuk getiren bir yazar. Yazıları ve kitapları ile inandığı yolda istediğini yapan bir kıymet. Şimdi yazmıyor. Sen köşene çekil dediler.
Medya-Siyaset üçgeninin menfaatlerinin kesiştiği noktada harcanmak zorunda kalan bir kalem. Tıpkı Bekir Çoşkun, Emin Çölaşan ve diğerleri gibi.
Siyasetin basına müdahalesi çok eskiye gitmiyor. 1990'larda başlayan bir süreç.
Hatırladığım kadarıyla iş adamlarının medya dünyasına ilgi duymasıyla ve siyasete yön vermeğe çalışmaları ile ivme kazanan bir süreç. İşte o zaman köşe yazarları dediğimiz “sahibini sesi” tiplerin türediği dönem. Sahip olduğu medya gücünü, kişisel menfaatleri doğrultusunda kullanıp, yoktan varolan tiplerin türediği dönem.
Bana göre gerçek gazete patronluğu Erol Simavi ile bitti.
Ondan sonra işadamı medya sahipleri türedi ve ip orada koptu.
Son numaramız yandaş medya süreci.
Hükümetler medyayı kontrol etmek için, yandaş zenginine gazete kurdurdu veya mevcutları satın almalarını önerdi. Bu ivme çok çok gelişti.
Merkez Medya dediğimiz çekirdek neredeyse kayboldu. Direnmeye çalışanlarında üstüne gidilerek, sindirilme politikası başlatıldı.
“Karışmam ha” zihniyeti belki en kolay yöntem.
Ama Erdoğan'a gelinceye kadar bu yönteme kimse başvurmadı. Ama devletin imkânlarını bu amaç için kullanmanın başlaması ile medya patronları gölgelerinden bile korkar hale geldiler.
Kabahatli hükümetler mi?
Hayır bu yolu açanlar gene medya patronları.
Birkaç büyük gazete ülkeyi yönetmeğe soyundular.
Bu işin raconu böylece bozuldu ve arkası çorap söküğü gibi geldi.
En son kurbanı Hasan Cemal.
Arkadaşım Hasan Cemal, doğrularından şaşmayan, zamanında Erdoğan'a destek çıkmış, kürt sorununa ilk çomak sokanlardan.
Şimdi yazamıyor.
Bu basın özgürlüğü değil. Siyasetin geçmişten ders alarak hiç gitmemesi gereken bir yol.
Ama kudret ve güç insanı yanıltıyor.
Nereye kadar!
Sevgili Hasan'a Bir şey olmaz bir müddet yazmazsa. Belki bu fırsat deyip değerli bir kitabı bu araya sıkıştırır. Ama olan ülkeme oluyor. Bu damlalar ağırlaşmaya başladı.
Neyi seyredeceğime karışanlar, kimi okuyacağım ada karışmaya başladılar.
Yanlışlık burada.