Mng Turizm’den sikayet var….
17Temmuz -24 Temmuz tarihleri arasında Mng Turizm ve Jolly Tur un birleşimi ile Barcelona & Güney Fransa & Paris turuna katılma hatasında bulunduk.17 Temmuz itibariyle İstanbul Sabiha Gökçen havaalanına ayak bastık.
3 arkadaş keyifli bir tatil geçireceğimizi umarak bu yolculuğa hazırlandık. Havaalanına girişimizle birlikte şaşkınlıklarımız başladı. Tur firmasından hiç kimse yoktu. Buluşma saatinden önce gelmiştik ancak uçağa binene rehberimizle karşılaşmadık bile. Kendi aramızda ne kadar garip bir durum olduğunu düşünürken dakikalar geçti ve uçak kalktı.

Uçak kalktıktan sonra önümüzden biri kalktı ve tur rehberi olduğunu söyledi. Onca zaman bizim konuşmalarımızı duyup hiçbir tepki veya açıklama yapmadan uzun uzun dinlemiş. Gerçekten ilginçti. Biraz mahcup olduk o an için; ancak sonraki davranışlarını düşününce bize karşıİlk durağımız Barcelona idi. Barcelona da sanayi bölgesinin içinde bir otelde kaldık. İstanbulun İkitellisi. Ankara’nında Ostim’i gibi bir bölge; Taksiden başka bir ulaşımın olmadığı, tırların içinde bir alan.
Başımıza gelecekleri bilmediğimiz için, bu otele bile tepki göstermiştik o anlarda. Daha sonra bu sanayi bölgesindeki oteli arayacağımız kimin aklına gelirdi ki?
3. günümüzde Barcelona dan Güney Fransa’ya doğru yol adık. Tur firmasının Barcelona dan güney fransaya doğru geçerken ekstre turları vardı. Tamemen isteğe bağlı olarak konulmuş turlar. Biz turlara katılmadığımız için de tur rehberimiz tarafından da bir güzel dışlandık. Otobüsteki herkese tatillerinin nasıl geçtiğini sorup sıra bize geldiğinde kafasını çevirip yerine dönmesi vs.
Güney Fransa da kalacağımız otel son anda belli olmuştu. Vize aşamasında bile ısrarla otelin neresi olduğunu sorduğumuzda henüz belli olmadığını iletmişlerdi. Tur firması Marsilya da Companile isimli bir otelde konaklamamızı ayarlamıştı. Marsilyanın tabiri caizse dağında bir otele götürdüler. Aslında otele gelmeden başımıza gelecekleri anlamalıydık. Tur rehberi otobüsümüzü benzinlikte durdurdu ve yiyecek içecek almamızı, oralarda böyle şeyleri zor bulabileceğimizi söyledi. Tabi biz neyle karşı karşıya kalacağımızı bilmediğimiz için söylediklerini ciddiye almadık..
Otele yerleştikten sonra şehir merkezine ineriz en kötü de otelde yeriz diye düşündük. Zira 9 civarı otele geldik. Odaların dağıtılması vs..
Bizim itirazlarımız saat 10 u buldu. Saat 10 da dediler ki resturant kapalı. Yiyecek içecek satışı yok. Suyumuz bile yoktu. Sinir kat sayımız arttıkça artıyordu.Companile'e Otel demek aslında zordu. Çünkü kamp alanı ve vahşi yaşam alanı gibi bir yerdi aslında. Eminim çadırda kendi eşyalarımızla kalsak daha da konforlu olurdu. kaldı ki çadırda kalmak bu hayatta yapacağım en son işlerden biri olacaktır.
27 yaşında bir çok tura, dünyanın farklı yerlerinde bir çok otelde kalan bir insan olarak ömrümde kepenkli bir otelde, bu koşullarda, sefil bir şekilde kalmamıştım.Bir yandan otel odamızla ilgili mücadeleye devam ediyorduk. Bir yandan da Resepsiyonistten öğreniyorduk ki meğerse 3 kişilik standartlarda büyük odaları hiç yokmuş. Yani tur firması bize turu satarken zaten ilk başta kötü niyetli davranmış. Tamam, çok büyük bir oda beklentimiz asla olmadı. Ancak ahır gibi bir alanda da kalacağımız aklımızın ucundan geçmemişti.
Dakikalar, saatler geçtikçe çözüme ulaşamıyorduk. Sanki sınırdışı edilmiş kaçak birer mülteciydik. Aç, susuz, sersefil bir halde otelin lobisinde kalmıştık.! Gerçe eminim ki kaçak mültecilerin bile koşulları daha medenidir!
Bizim şaşırmalarımızın, tepkilerimizin tartışmalarımızın neticesinde odamızı ayırmayı önerdiler. Ancak hangimiz farklı oda da kalacaktık?! Biz ne olursa olsun yabancı bir ülkede olan 3 genç kızdık. Allah'ın dağında, böcekler ve türevi hayvanlar içinde birbirimizden ayrılamazdık. Güvenliğimizin hiçbir şekilde olmadığı bir otelde bu teklifi kabul dahi edemezdik.
Bunca sinir stresten sonra alerjilerimiz kendilerini göstermeye başladı. Bize kimse böyle doğal bir ortamda kalacağımızı söylememişti. (Hani tur programında 3*4 yıldız diyince insan bir standart bekliyor. Ama emin olun Türkiye deki resepsiyonlar bile buradan daha kaliteli ve temizdir.) Her yerimiz kıpkırmızı oldu. Benim o kadar doğal bir ortamda bulunmam zaten sağlığım için zaten zararlıydı; Ve sonucunda da her yerim kıpkırmızı oldu. Yüzümün aldığı kırmızı rengi şu an hatırlıyorum da.
vet galiba ben tatile gelmiştim. Ama tatilden çok eziyete dönüşmüştü.En son artık yorgun ve pes etmiş halde, gecenin 11 inde, köpek kulübesi kadar bir alana koyulduk. Odada adım atacak alan yoktu. 3. Yatağı; daha doğrusu çekyatı, tuvaletin önüne bir güzel koymuşlardı. Çekyatın pisliğini ve kalitesizliğini söylemiyorum bile;Bizler insanız. Hayvan değiliz sonucunda. Belirli standartları olan insanlara tuvaletin önüne yatak konması ne demek? Tuvalete yatağın üstünden atlayarak geçilebiliyordu. Oda da köğek bağlasan durmazdı ama gecenin o saatinde yapabileceğimiz hiçbir şey yoktu. her yerde böcek, kertenkele ve vahşi tasmasız köpekler...
3.çekyatta yatabilecek biri yoktu. Bizde 2 kişilik yatakta 3 kisi gözümüzü kırpmadan tüm gece durduk. .
Tur rehberi bize o gün bu tatilin bizim gibi insanlar için uygun olmadığını söyledi. Halbuki biz bu tatile belirli standartlarının olduğu düşüncesiyle katılmış ve bunun neticesinde de bu tatil için gayet yüklü paralar ödemiştik.
Ancak nereden bilebilirdik ki tur şirketinin bize bunları yaşatabileceğini?!
Ad Soyad: efsane cengiz
Tel: 05369860557
E-Posta: ef_slayer@yahoo.com
IP: 31.145.7.234