MERKELİN ARDINDAN

İsmail Emen
26 Şubat 2013 Salı 15:52
Alman Şansölyesi Angela Merkel yurdumuzu ziyaret etti. Gerekli askeri, turistik ve siyasi ziyaretini bitirerek ülkesine döndü. Türk ve ilgili dünya kamuoyunun merak ettiği nokta Türkiye'nib AB sürecinde bir gelişme olacak mı sorusu idi. Tıpkı beklendiği gibi oldu. Bir adım daha atılması konusunda mutabakat sağlandı. Ama gözlerimiz bir ay önce bazı Avrupa ülkelerini gezerken kükreyen ve AB'ye Sanghay alternatifini gösteren Başbakan Erdoğan'ı aradı ama bulamadı. Merkel'in yanında pisipisi gibi Erdoğan gördük.
Bugün gazetelerde Die Welt aktarmalı bir haber verdi. Özü ”Türkiye'nin AB'ye alınmayacağını Merkel'de biliyor, Erdoğan'da biliyor”.
Onlar biliyor mu bilmiyorum ama biz sade vatandaşlar 50 yılda bunu ögrendik. Kızı istersin, 50 yıl ayak sürerse karşı taraf niyeti yok demektir.
Esasen, ne sende ne de kızda hayır kalır.
Türkiye'nin hali bu. İlk müracaatımızın üzerinden tam 50 yıl geçmiş. Bizden sonra kimler üstümüze basıp geçmişler ortada hepsi. Yakında dogu-batı bütün Avrupa ülkeleri üye olacak. Biz hala kapıda bekliyor olacağız.
Bundan 13 sene önce Harvard'da iken bir bayan Alman arkadaşım vardı aynı sınıfta. Birlikte Avrupa Birliği dersini alıyorduk. Almanya'daki erkek arkadaşı türk olduğu için benden birkaç kelime türkçe ögrenmeye çalışıyordu. Şimdilerde Brüksel'de AB misyonunda önemli bir pozisyonu var.
Ona bir yemekte sormuştum. “Bizi AB'ye alırlar mı? “ diyerek. Üzülerek "Hayır" demişti. Bugün gibi hatırlıyorum. İki neden göstermişti. O tarihlerde 70 milyona yaklaşan tarım ağırlıklı nüfusumuz. İkincisi müslüman olmamız. AB'de yönetim nüfüsa dayalı oy hakkına göre saptanır. Biz eğer üye olursak hemen hemen Almanya ile aynı oya sahip olacağız. Halbuki bugün Almanya ve Fransa birlikte bütün AB'ye hükmedebiliyorlar. Biz bu dengeleri bozacak bir alternatifiz. Dün konusuda pekçok açıdan önemli. Laura “bakın kaç ülke var biliyorsunuz. Hepsi ayrı dil, ayrı kültür ama tek müsterek tarafları hepsinin hiristiyan olmaları. Bu kuralı bozmak istemiyorlar.” demişti.
Merkel'in ardından bütün bunları düşündüm. Gerçekten Merkel'de Erdoğan'da Türkiye'nin AB 'ye alınmıyacağını biliyorlar. Ama her ikisininde ihtimal varmış gibi götürmekte menfaatleri var. Erdoğan AB etiketini kullanarak orduyu etkisizleştirme sürecini başlattı.
Ekonomik ilişkilerini geliştirdi. Hiçbir zaman üyelik konusunda samimi olmadığını hepimiz biliyorduk.Ama AB hayali ile geçen her yıl ülkeyi batıya yaklaştıran adımları geliştirdi. Modern bir ülke olmanın adımları atıldı.
Merkel'de diğer AB liderleri gibi iyi bir ticari ve askeri ortağı yanlarında tutmanın rahatlığını yaşadılar. Merkel'i bu sene seçim bekliyor. Zor geçecek bir seçim. Eylül ayında yapılacak seçimden sonra Şansölye olarak kalırsa asıl o zaman gerçek dişlerini gösterecek bir Merkel görüyorum ben. Onun için seçimleri beklemek zorundayız.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2005 Türkiye Turizm
