MALİYE BAKANI YANLIŞ YAPTI

İsmail Emen
13 Haziran 2009 Cumartesi 11:52
Ben Kalkınma Bankasında genel müdür iken, ANAP Genel Kurultayı yapıldı Mesut Yılmaz Ekrem Pakdemirlinin desteği ile Parti Başkanı oldu. Kısa zamanda yeni ANAP Hükümeti Mesut Yılmaz Başkanlığında kuruldu. Bende şahsen çok memnun oldum. Çünkü Mesut Bey ile eskiden gelen bir dostluğumuz vardı. Onun başbakanlığına çok memnun oldum. Ancak o günleri yaşayanlar hatırlayacaklardır. Yeni hükümet gerçekte Cumhurbaşkanı Özal karşıtı bir yapılanma içinde idi. Bu nedenle benim bağlı olduğum Işın Çelebi, Güneş Taner gibi Özalcı epey bakan kabine dışı kaldılar. Desteğinden dolayı da Pakdemirli, Ekonomiden sorumlu başbakan yardımcısı olarak ekonominin direksiyonuna oturdu.
Görmenizi isterdim. Vay efendim meğer Pakdemirli ve ekibi bu günleri bekliyorlarmış. İstanbulu yeniden fethedermişcesine bir çıkarma yapıp, Işın Çelebinin makam odasını guruh halinde ele geçirdiler. her şeye el kondu.Her yere yerleştiler. Dış Ticaret Müşteşarlığı döneminden kalma ne kadar emekli müşavir takımı varsa etrafa doluştular. Bağlı kuruluşlardaki uzantılar harekete geçtiler. Fısıltı gazetesi çalışmaya başladı. Gizli imzasız mektuplar gelmeğe, akıl ögretmeğe, merak etme biz tarikattan sana destek çıkacağız gibi notlar birbiri ardına gelmeğe başladı.
Yani bu tarikat olayları AKP döneminin değil, daha eskilerden itibaren vardır ve devlete daha o günlerde Pakdemirli tarafından bayağı güçlü sızdırılmıştır.Biz tabii fazla dayanamadık, ayrılmak zorunda kaldık. İşin gülünç tarafı, Çelebide benden hiç memnun değildi. Her istediğine hayır diyen biri yerine o da her dediğini yapacak birini arıyordu. Bana söz geçiremeyince içeriden çalışmaya başlamış, bypas yaparak igenel müdür yardımcısı bir bayanı kullanmağa başlamıştı.Benimlede arada bir küsüyor eşdost araya girip bizi barıştırıyordu..
Ben İstanbulda iken birgün karşılaştığım zengin muhafazakar bir işadamı, tüh yahu bana niçin haber vermedin dedi. O bizdendir. Hallederdik dedi.
Karım bu halime kızıyor. Adam dünyanın parasını bırakıp Ankaraya geldin. Bunun için mi diye başımın etini yiyor. İstanbuldan eski patron bırak gel çekme bu sıkıntıları diyordu. Köşk kararnameyi imzalamıyor. Can Pulak ve Köşkteki arkadaşlar Engin Güner, Hüseyin Aksoy sakın istifa etme diyor falan filan.
Sonunda görevden el çektirildim ve istifa etmek durumunda kaldım. İstanbula döndüğümün ikinci günü Anap Hükümeti istifa edip seçime gitme kararı aldı. Bu da onların hezimeti oldu.
Ne tesadüf üç gün sonrada Tansu Çillerden tekrar Ankara daveti aldım. Ama bu sıkıntılara alışık olmayan karım katiyen dedi.
Anlatmak istediğim şu;
İktidar değişmedi ama bakanlar değişti. Bu gibi durumlarda işin yürümesi esastır. Mehmet Şimşek, bırakın Maliye Bakanlığını, Türkiyeye yabancı bir insan. Daha düzgün Türkçe konuşmağa yeni başladı. Öyle Kemal Derviş gibi bir deha da değil. Maliyeyi tanıması en az bir yıl sürer. Ben 10 yıl çalıştım tanıyamadım. İşi yürütmek istiyen Bakan, mevcut karoları tutar ki düzen işlesin. Bunu hiç değilse kendi alışıncaya kadar yapar. Müsteşar Hasan Basri Aktan ayrılmak istese bile rica edersin bir müddet daha kal denir, o da memnuniyetle kalır.
İş liyakat ise Hasan Basri Göktan birkaç Mehmet Şimşek eder. Hesap Uzmanıdır. Maliyenin kitabını yazmıştır. Yıllarca bu teşkilatta kazandığı deneyimi Mehmet Şimşekin kazanabilmesi için pardon ama birkaç fırın ekmek yemesi lazım.
Bakın yanlış bir ifade kullanmak istemiyorum. Maliye Bakanı mutlaka maliyeci olacak diye bir kural yok. Öyleki ben bakanlıkta çalıştığım dönemde 7-8 bakan ile çalıştım. Hepimizin en beğendiği bakan, maliyeci değil Hukukçu olan rahmetli Cihat Bilgehandı.
Önemli olan dirayetli ve sözünü dinleten bir yönetici olmasıdır. Elinin altındaki değerleri kullanabilmesidir.
Hasan Basri Aktan gibi insanları yetiştirebilmek bu ülkenin en zor işlerinden biridir
Ve çok azdır bunların sayısı. Ama yurtdışında beş on yıl bulunup, elçilikte veya Merrill Lynch gibi yatırım şirketlerinde tercümanlık veya ekonomist olarak çalışmış olan herhalde yüzlerce türk genci bulabiliriz, Türkiyeye döüklerinde bankalarda iş bulmakta bile zorlanıyorlar.
Kaldı ki hatırlatayım, Aktana AKPden milletveikili seçimlerinde teklif yapıldığını hatırlıyorum ama görevini bırakmadı. Bıraksa idi müşteşarlığa layık görmediğiniz Aktan, herhalde bugün Bakan olurdu.
AKP Hükümeti kendine muti ve yıllarca hizmet etmiş yetişmiş değerleri kolayca harcamamalıdır. RTE bu konuda Babacan veya Mehmet Şimşek gibi bakanları tayinlerde serbest bırakırsa önemli bakanlıklar bu bakanların çelik çomak oynadığı arkadaşları ile dolar. Devlet bazı zaaflara tahammül ediyor ama daha fazlasına edemez gibime geliyor.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2005 Türkiye Turizm
