KOCABIYIK'IN TÜSİAD ÜYELİĞİNDEN İSTİFASI

Bugünlerde gazetelerde gördüğüm bu haberin üzerinde durmak gerekriğine inanıyorum. Sn. Kocabıyık kurucusu ve başkanlar kurulu üyesi olduğu TÜSİAD üyeliğinden istifa etmiş.
Yılların sanayicisi Kocabıyık. sıradan bir insan değil ve istifasının gerekçesi ilginç. “Yeni arkadaşlarla bizim fikirlerimiz uyuşmuyor” diyor. Bu kısa cümlenin derinliği fazla. Bu takıntı ilk değil Sn. Kocabıyık için.Daha öncede anlaşamadığı konularda sesini yükseltmiş bir iş adamı . Bu defa istifa ederek ayrılıyor ve kendisine teklif edilen şeref üyeliğini kabul etmiyor.

Asım Bey'e göre; TÜSİAD'a hakim olan yeni nesil veya genç jenerasyon,sosyal ve ekonomik konularda babalarından oldukça farklı düşünüyor. Bu düşüncelerini daha önce “Demokrasi raporu” na ağır şekilde muhalefet ederken de söylemiş ve rapora karşı çıkmıştı.

“Siz aileleriniz tarafından yurtdışında okumaya gönderildiniz. Sonra gelip ya 1 ay ya da 4 ay askerlik yaptınız. Üstüne babalarınızın kurduğu işin başına geçip babalarınızın binbirgüçlükle kurduğu TÜSİAD'ın üyeleri oldunuz. Babalarınızın TÜSİAD'ını harcamak kolay” demişti. Raporun içeriğinde MGK'nın anayasal kuruluş olmaktan çıkarılması, askeri otoritenin sivil otoriteye bağlanması gibi ilginç öneriler demokratikleşme adı altında TÜSİAD'ca tasvip ediliyordu. TÜSİAD'ın zor şartlarda kurulduğunu ve çok önemli bir SKT olduğunu, ancak rapora destek veren genç sanayicilerin kolaycılığa kaçtığını öne sürmüştü.

Bu istifa TÜSİAD açısından önemli mesajlar içeren bir ayrılıştır. Tıpkı İnan Kıraç'ın , Yalım Erez'in istifası gibi hatta bana göre daha da önemlidir. Sn. Kocabıyık, TÜSİAD'ın eski TÜSİAD olmadığını, gençlerin elinde ve yönetiminde önemini yitirdiğini görüyor. Kendisine bir başkan bile bulamayan, sırası gelenin kaçtığı, iktidara karşı çıkmaktan korkan insanlar grubu haline geldiğinin farkında.
Bir Hisarcıklıoğlu kadar bile iktidarı tenkit etmekten uzak yapısı ile, derneğin esasen işadamları derneği değil, işadamlarının adamları derneği haline geldiğinin farkındalıktır onu ayıran neden. Üzülerek ayrılırken ifade etmekten çekinmediği şey, TÜSİAD'ı yöneten  genç jenerasyonun, uzun yıllar yurtdışında yaşadıkları ve bir ayakları devamlı dışarda olduğu için ülkelerini ve bu ülke için askerin ne anlama geldiğini yeteri kadar hazmedemedikleridir.

1971 yılında TÜSİAD'ın kurulduğu zamanı anımsıyorum. Feyyaz Berker'in başkan, Güngör Uras'ın Genel Sekreter olarak görev aldığı yıllar. Gelişim sürecindeki Türkiye için “TÜSİAD ne düşünüyor” önemli bir nokta idi. Tam sahife verdikleri ilanlarla iktidara karşı çıktıkları dönemler herzaman hatırdadır.
Rahmetli Koçman'ın yaşadığı sıkıntılar hala hatırdadır. Ama yandaşlık rüzgarı ile birlikte, ayrışma TÜSİAD'ıda ayrıştırdı galiba. Hiçbir dinamiği kalmadı. Bir sosyal aktivitesini, bir çıkışını bu zor günlerde göremez isek ne zaman göreceğiz! diyenlerin sayısı artıyor. Anayasa değiştirilmek isteniyor. Yargı kuşatılmak isteniyor.
Ama TÜSİAD'dan tıs yok. Bundan sonrada pek olmayacak galiba.