İSTANBUL 2010 VE KAÇAN FIRSATLAR

Ali Yalnız
11 Ocak 2011 Salı 22:23
İstanbul 2010 AKB Ajansının proje sürecinde geldiği son durum ise şu şekildeymiş:
Ajansa proje başvurularının alınmaya başlandığı Mayıs 2008den itibaren, yaşanan aşırı yoğunluk nedeniyle Yürütme Kurulu tarafından alınan 9 Mayıs 2009 tarihli karar ile proje alımlarının durdurulmasına kadar başvurusu alınan toplam 1990 projeden 1579u Yürütme Kuruluna sunulmuş ve değerlendirme sonrasında 375 proje kabul edilmiştir. Bu 375 proje için toplam 286.020.597 TLlik bir bütçe ayrılmış. (kaynak: www.istanbul2010.org/HABER/GP_566189 )
İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı kurulduğu günden beri İstanbulun kültür mirası ve sanatsal değerlerini korumak ve geliştirmek amaçlı projelere harcanmak üzere kullanması için muazzam bir bütçeyle donatıldı. Bu ajans tarafından gerçekleştirilen ve halen süregiden yüzlerce irili ufaklı projeyi bugün takdirle izliyoruz ancak anlayamadığımız bir şey var. İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansının başlıca hedefleri arasında Kültür turizmi pazarından aldığı payı artırmak amacıyla İstanbulu Kültür ve Sanatla tanıtmak, eşsiz değerlerini ön plana çıkarmak ve Kültürel mirası koruma gibi önemli maddeler olmasına rağmen Kültür turizminin gözbebeği Sultanahmette dişe dokunur önemli bir proje gerçekleştirilememiştir.
Örneğin; Four Seasons Hotelinin arka tarafında bulunan büyük Roma Sarayı kazı ve restorasyon çalışmaları yarım kalmış durumdadır. Basından takip edebildiğimiz kadarıyla mahkeme kararıyla otelin tarihi kalıntılar üzerine yeni eklemeler yapabilmesi durdurulmuş ancak görüldüğü kadarıyla kazı çalışmaları ve alanın halka açılması da süresiz ertelenmiş görülüyor. Muazzam dev bir bütçeye sahip olan İstanbul 2010 ajansının burayı neden bir türlü göremediğini ve burayı ihya etmek için herhangi bir projenin yapılmamış olmasını bir turizmci olarak anlamamız gerçekten mümkün değil. Halbuki Ajans bunu yapabilseydi, diğer yaptığı yüzlerce güzel proje zamanla unutulup gidecek olmasına rağmen tarihe geçebilirdi.
Sultanahmet bölgesinde ki bir diğer ihmal edilen bölge ise Hipodrom civarıdır. Bu bölge trafiğe kapatıldıktan sonra bugünlerde Fatih Belediyesi tarafından yoğun bir çalışma temposuyla granit taşlarla döşeniyor. Peki bu Hipodrom ve çevresinin gerçekten ihtiyacı bu mudur ? Bu alan taş döşenmesi yerine Arkeolojik kazı alanı ilan edilse ve 1 yıl boyunca güzel bir kazı çalışması yapılsa tüm Dünyanın ilgisini çekecek muazzam derecede önemli kalıntılar ortaya çıkacaktır. Zaten yapılması gereken kazının derinliği topu topu 2-3 metredir ve tamamı hafriyat görünüyor. Bir düşünün bu toprak atılsa ve Hipodrom ortaya çıkarılsa, altındaki dehlizler temizlense, tüneller bulunsa vs vs
Tüm Dünya ajansları bu haberi günlerce verir ve Türkiye, Kültür Turizmi adına milyonlarca dolar harcasa bile yapamayacağı tanıtımı yapmış olurdu. Üstelik tüm bu anlattığımız proje için 5 milyon dolarlık bir fonun yetip te artacağını bile söylüyorlar.
Bir diğer ihmal edilen önemli eser ise Sultanahmet Camiinin dış yüzeyi restorasyonudur. Ajansın burası için de ayıracağı birkaç milyon dolarlık bütçe bu muazzam eserin tüm güzelliğinin ortaya çıkmasına yetecektir. Arka tarafında, Arasta çarşısının üstü otopark olarak kullanılıyor ve birkaç tane de kimin oturduğu belli olmayan gecekondu vari derme çatma klübeler var. Buralar nedense çok ihmal edilmiş durumda.
Ajansın projeleri kapsamında yapılan Ramazan İstanbul projesi için 8 milyon 667 bin 583 TL bütçe desteği verdiği söyleniyor. Yapılan iyi şeylerin yanında bir de çarçur edilen bu inanılmaz kaynaklara bakınca yukarıdaki 3 önemli proje için bir şeyler yapılmadığını görmek gerçekten çok üzücü bir durum. Un var, yağ var, şeker var ancak helva yapacak kişiyi ne yazık ki bulamıyoruz.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2005 Türkiye Turizm
