EKONOMİ NEREYE GİDİYOR?

İsmail Emen
01 Ağustos 2009 Cumartesi 21:14
Ülke olarak Las Vegastayız. Dünya zenginleri ile aynı masalarda kumar oynuyoruz. Sanal alemin cazibesinde onların kurallarına uygun elimizdeki avucumuzdakini ortaya koymuşuz. Döviz ve faiz kıskacında, onlara ayak uydurmaya çalışıyoruz. Bankalarımızı kontrol ediyorlar. Telekominasyon ve enerjimizi ellerinde tutuyorlar. Büyük şirketlerimize ortak olmuşlar. Mallarını satıyorlar, dost gözüküyorlar ama aralarına almıyorlar. Bunu anlamak mümkün değil. Buna argo tabiriyle kertmek denir. Bu oyunla elimizdeki avucumuzdaki de gidecek tıpkı kumarda kaybedenler gibi.
Neyi yanlış yapıyoruz diye sık sık düşünüyorum. Ekonominin temeli üretmekten geçer. Üretkenseniz iddia sahibi olursunuz. Eğer tüketen konumuna geçerseniz kısa zamanda gerçekten tükenirsiniz.
Üretmek için yıllarca ihtiyacımız olan teknolojyi dışarıda aradık. Yabancı sermaye peşinde koştuk. Ne zaman yabancı sermaye geldi ise dirildik, ayağa kalktık. Gelen yabancı sermaye ile fabrikalar yaptık. Rekabetçi ortama ayak uydurmaya çalıştık ve dünyanın 17inci büyük ekonomisi olduk.
Bir zaman geldi ki gelen yabancı sermaye, düşük kur,yüksek faiz kurgusuna girdi. Getirdiğinden fazlasını götürdü. Sandık ki her şey eskisi gibi. Ama öyle değildi. Eskiden gelen yabancı sermaye yatırıma yönelirdi. Şimdilerde plasman amaçlı geliyor. Kısa vadeli geliyor. Sıkıştı mı da kaçıp gidiyor. Bu güvensiz ortamda kimse kalıcı yatırıma yönelmedi. Sanayici kaybolurken, spekülatör, döviz ve faizle oynayan bir zümre ortaya çıktı. Bunlar gerekli yatırım fonlarını, üretime değil, borsaya, hazine bonosuna yönelttiler. Tıpkı yabancılar gibi.
Yatırım yerine gayrimenkul yatırımına, alış veriş merkezlerine ve lüks konutlara yönettiler. İş merkezleri yapıldı. Gökdelenler dikildi. Tıpkı 1990ların uzakdoğusu gibi. Hani Japon ve uzakdoğunun büyük bankalarını kaosa sürükleyen furya gibi. Büyük şehirlerimiz, alışveriş merkezleri ile dolarken yabancı marka istilasına uğradık ve tam manasıyla marka hayranı tüketen bir toplum olduk.
Şimdilerde işsizlik çok büyük boyutlarda. Yeni iş sahaları açılmadığı gibi, mevcutlar kapanıyor. Ekonomi küçülüyor. Ortada gözüken bir tedbir yok. Kimse başta medya olmak üzere kimse bunları gündeme getirmiyor. Tedbir yerine bilmeyenlerin elinde, düzgün giden işlerde bozuluyor. Tam turizmden para kazanacağız. Sezon açılırken KDV oranları artırılıyor. Birileri sanki turizme düşman. Bindiği dalı kesiyor. Her şey iyi giderken, Taksimin göbeğinde güpegündüz turist öldürülüyor. Antalya, Alanya yöresinde her gün bir olay oluyor. Gık diyen yok.
Ülkeyi ekonomi çıkmazına sokanlar, olan çareyi kullanamayanlar ülkeyi bölecek fikirler üretiyorlar. İşgalle meşguller. Aydınları susturmakla meşguller. Gerçi kime aydın diyeceğimi de şaşırdım. Kimi okuyacağımı da şaşırdım. Ekonomisti siyaset yazıyor. Siyasetçisi spor yazıyor. Bu iş bu kadar kolay mı sahi. Kimisi tesettür deniyor. Kendini kaybedeni de magazin sahifelerinde boy gösteriyor. Kimse kendinden sonraki çocuklarını düşünmüyor. Yahu üretim diye bir şey vardı göreniniz var mı diye sormuyor. Dua edelim ki Allahın sevgili kuluyuz. Hala ayaktayız. Ama nereye kadar?
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2005 Türkiye Turizm
