DEMOKRASİNİN KURTULUŞ REÇETESİ
Cumhurbaşkanlığı seçimleri yaklaşırken Türkiye'nin içinde bulunduğu sorunlar, deprem ve bunların halka yansımaları konuşuluyor.

01 Nisan 2023 Cumartesi 02:36
İSTANBUL- Cumhurbaşkanlığı seçimleri yaklaşırken Türkiye'nin içinde bulunduğu sorunlar, deprem ve bunların halka yansımaları konuşuluyor. Ünlü ekonomist, Daron Acemoğlu ile yazar Cihat Tokgöz, Oksijende yayınlanan yazılarında Türk demokrasisinin kurtuluş reçetesini şöyle verdi: Erdoğan'ın gönderilmesi, inşaat sektörünün baronları karşısında durulması ve temel kurumların restorasyonuna girişilmesi gerek.
Şubat ayında Türkiye'de en az 50 bin, Suriye'nin kuzeyinde de en az 7 bin kişinin ölümüne yol açan yıkıcı depremler, 14 Mayıs'taki kritik cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimleri öncesi ülkedeki derin sorunları ortaya serdi. Türkiye'nin hükümet değişiminden fazlasına ihtiyaç duyduğu açık. Siyaset ve ekonomide köklü dönüşüme ihtiyacı var. Bu da çok güçlü inşaat lobisine karşı durmak ve yaralı demokrasinin yeniden inşasına girişmek demek.
Depremler elbette doğal afetti ancak inşaat ve diğer sektörlerdeki yozlaşma yıkım yarattı. Bu gerçeğe rağmen güçlü lider Erdoğan yetkililerin hazırlıksız yakalandığını kabul etse de ağır bilançonun sorumluluğunu doğaya yükledi. Halktan artık her şeyin kontrol altına alındığına inanması ve afet sonrası yeniden inşa sürecinde Erdoğan'a güvenmesi isteniyor.
Ancak unutulmaması gereken bir şey var: 1999'da İzmit'te yaşanan 7.6 büyüklüğündeki depremde ölü sayısının çok fazla olması (yaklaşık 18 bin) genellikle inşaatların ve şehir planlamasının niteliksiz olmasına bağlanmıştı. Hükümet bu duruma müdahale etmek için yüksek riskli bölgelerde yeni inşaatları önleyecek son derece gelişmiş yapı kuralları ve yönetmeliklerini uygulamaya koymuştu.
BELEDİYELERDE UYGUNSUZ İLİŞKİLER
O halde son depremlerde neden 18 binden fazla bina yıkıldı ve 280 binden fazlası ağır hasar aldı? Kısa cevap belli: Yapı yönetmeliklerine uyulmadığı için. Yıkılan binaların birçoğu 1999'dan sonra inşa edilmesine rağmen sağlam değildi. Zayıf temellerde gereken minimum çimento miktarı kullanılmamıştı çünkü belediyeler ve müfettişler müteahhitlerin kötü uygulamalarını görmezden gelmişti.
Yolsuzluk ve yozlaşma Türkiye'de inşaat lobisinin son yirmi yıldaki muazzam yükselişinin sadece bir boyutu. Şu anda inşaat sektörü toplam sabit sermaye yatırımlarının yüzde 40'tan fazlasını oluşturuyor. Sektörün siyasi nüfuzu daha da yüksek. İnşaat şirketleri bütün büyük siyasi partilerin önde gelen bağışçıları arasında ve hangi partiden olursa olsun belediyelerle uygunsuz derecede yakın ilişkileri var.
İnşaat sektörünün getirdiği yozlaşma birçok ülkede ciddi sorun ancak Türkiye'deki durum özellikle vahim. Sektör ekonomiye göre oran- tısız biçimde büyük olmakla kalmıyor. Erdoğan'ın yirmi yıllık otokratik yönetimiyle ciddi şekilde zayıflattığı demokratik kurumları da suistimal ediyor.
AÇIKTAN MUHALEFET TEHLİKELİ
Erdoğan hükümetinin 2018'deki tuhaf "imar affı" inşaat lobisinin gücünü gözler önüne seriyor. Af sayesinde mülk sahiplerine sadece ek vergi ödeyerek binalarını yönetmeliğe uygun şekilde yıkma veya güçlendirme zorunluluğundan kurtulma imkanı verildi. Buna fay hattında, sulak arazilerde, havzalar- da ve diğer yüksek riskli alanlardaki yapılar da dahildi.
Son depremlerde en büyük yıkımı yaşayan on şehirde tam 294 bin bina aftan yararlanmıştı. Affın öldürücülüğünü değerlendirmek için henüz elimizde kesin veri yok ancak bu binalardan birçoğunun çökerek ölümlere yol açtığını varsaymak ma kul. 1999'da çıkarılan ve 2021'deki cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle artırılan "deprem vergisinin" amacı binaların depreme dayanıklılığını artıracak iyileştirmeleri finanse etmekti. Ancak bu vergilerin nereye gittiğine dair ciddi bir belirsizlik var.
Bu kadar ağır bir can kaybı bilançosu ve evsiz kalan yüz binlerce insan düşünülünce Türkiye'deki seçmenin 14 Mayıs'ta hükümete büyük ölçüde sırt çevirmesi beklenebilir. Ancak medya ve sivil toplumun ulusal ve yerel siyasetçilerden hesap sormaya istekli olduğuna dair fazla emare yok. En azından şimdilik. 1999'da çoğu basın organı depremin yarattığı hasanı hükümetin başarısızlığı olarak göstermişti. Bugünse Türk medyasında depremin "takdir-i ilahi" olduğu, dolayısıyla Erdoğan ve hükümetinin suçlanamayacağı yönünde neredeyse fikir birliği var.
Böylesi yayınlar şaşırtıcı değil. Erdoğan yıllar içinde TV kanalları ve yüksek tirajlı gazeteler de dahil olmak üzere neredeyse bütün basına hakim. Açıktan muhalefet giderek tehlikeli hale geliyor. Eleştirel haber yapan gazeteciler sürekli hapse atılıyor. Erdoğan'a karşı çıkan internet siteleri ve sosyal medya platformları kapatılıyor.
Meclisin Ekim 2022'de geçirdiği "sansür yasası" online sansürü daha da derinleştirdi. Hükümet yasadan yararlanarak depremlerin ertesinde sosyal medya sitelerine erişimi engelledi ve dolaylı olarak kurtarma çalışmalarını zorlaştırdı.
Medya hakimiyetinin baş döndürücü seviyeye ulaşması ve bunun yol açtığı kutuplaşma sonucu muhalif partiler ve siyasetçiler özellikle yolsuzlukları ve hükümetin yetersizliğini anlatacaklan zaman seçmene ulaşmakta zorlanıyor.
TRİBÜNDEN YÜKSELEN SES
Ancak muhalefet partilerinden oluşan koalisyon seçimi kazansa bile Türkiye'nin sorunları sadece hükümet değişimiyle çözülmeyecek. Ülkedeki kurumların yeniden inşası şart. Bunun için de inşaat lobisi olması gereken boyuta çekilmeli.
Geniş kapsamlı, dönüştürücü bir değişim ihtimali yüksek görünmese de Erdoğan'ın medya ve devlet kurumları üzerindeki hakimiyeti yeniden seçilmesine yetmeyebilir. Medyaya yansımasa bile seçmende bariz bir değişim arzusu var. Bu ses stadyumlarda duyuluyor. Ülkenin en büyük takımlarının son maçlarında tribünlerden "Yalan yalan yalan; dolan, dolan dolan; 20 sene oldu, istifa" sesleri yükseldi.
Medya elbette olayı geçiştirdi. Erdoğan yanlısı yetkililer ve gazeteciler tepkileri terör eylemi sayarak karaladı. Kulüplere para cezası verildi ve taraftarlarının deplasman maçlarına gitmesi yasaklandı. Yine de aynı görüşler sandıkta büyük ölçüde yankı bulacaktır.
Siyasi değişim talebi beklenmedik yerlerde ortaya çıkabilir ve bu bir kez oldu mu milyonlarca insana umut verebilir. Gerçek değişim için yeni bir hükümetten ziyade buna ihtiyaç var. Türklerin demokrasiyi yeniden inşa etmek için Erdoğan'ı göndermesi, inşaat sektörünün karşısına dikilmesi ve temel kurumların restorasyonuna girişmesi gerek. Belki de işe medyadan başlanmalı.
Taş Tepeler’de yeni bulgular Neolitik Döneme ışık tutuyorKültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, projenin bu sezon ulaşılan sonuçlarının bölgenin ritüellerine ve sembolik dünyasına dair bilimsel çerçeveyi zenginleştirdiğini açıkladı.05 Aralık 2025 Cuma 16:00TURİZM
Yapay zekâ turizmde geliri artıracak, maliyetleri azaltacakTurizmde oyunun kurallarının değiştiğine dikkati çeken Yılmaz Barçın, rekabetin artık "en iyi otel, en iyi hizmet" iddiasından öteye geçerek veri yönetimine evrildiğini belirtti.05 Aralık 2025 Cuma 15:00TURİZM
Gran Canaria'da yankesici alarmıGran Canaria Profesyonel Turist Rehberleri Derneği, adanın birçok turistik bölgesinde yankesicilerin sayısındaki endişe verici artış konusunda ciddi bir uyarıda bulundu .05 Aralık 2025 Cuma 14:00TURİZM
Dertour, Hotelplan ile birleşti, İsviçre'de 17 acentesini kapatıyorLaura Meyer beş yıl sonra şirketten ayrılıyor. İsviçre'deki şube ağının 137'den 120'ye düşürülmesi ve ekonomik performansı en kötü olanların kapatılması bekleniyor05 Aralık 2025 Cuma 13:00ACENTELER
Hollandalıların İspanya'ya seyahat talebi düşüşe geçtiHollanda Seyahat Acenteleri ve Tur Operatörleri Birliği'nin (ANVR) aylık anketine göre ortaya çıktı .Hollanda'nın ilgisi uzun mesafeli destinasyonlara ve Doğu Avrupa'ya kayıyor05 Aralık 2025 Cuma 12:00TURİZM
Dünya Milyarderleri Listesi, 2025'in En ZenginleriForbes'un yıllık Dünya Milyarderleri listesine bu yıl dünya genelinde rekor sayıda 3.028 kişi girdi; bu sayı geçen yıla göre 247 kişi daha fazla. 16 trilyon dolar değerinde milyarder nüfusu ilk kez 3.000 sınırını aştı.05 Aralık 2025 Cuma 11:00GÜNDEM
Şekerci Cafer Erol, Cartier’i geçip Londra’ya girdiŞekerci Cafer Erol, geçen yıl Londra’nın en gözde caddelerinden Knightsbridge’te, Harrods’ın yanında mağaza açtı. Mağaza için açık artırmada mücevher devi Cartier’i geride bıraktı ve yıllık 1.2 milyon pound kira bedeliyle anlaşmayı yapan taraf oldu.05 Aralık 2025 Cuma 10:30YEME İÇME
Vergi teklifi yasalaştı; cezalar arttı!TBMM Genel Kurulu'nda Vergi Kanunları ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi kabul edilerek yasalaştı. Teklif toplam 40 maddeden oluşuyor.05 Aralık 2025 Cuma 10:00GÜNDEM
Pos vurgununa önlem geliyor!İddialara göre, POS cihazları kara para aklamada kullanılıyor. MASAK ve BDDK'nın da bu yönde tespitleri soruşturma dosyalarına girdi.05 Aralık 2025 Cuma 09:00GÜNDEM
Emlak vergisi önceki yılın iki katını geçemeyecekTBMM'de kabul edilen kanun teklifiyle, emlak vergisinde üst sınır belirlendi. Buna göre 2026 yılındaki vergi değerinin bir önceki yılın iki katını geçemeyeceğini kararlaştırdı.05 Aralık 2025 Cuma 07:00GÜNDEM
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2005 Türkiye Turizm











Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.