18 Nisan 2024
  • İstanbul16°C
  • Ankara15°C
  • Antalya16°C

COVİD-19 VE ORTA DOĞU TURİZMİ

Dr. Cüneyt Mengü

13 Temmuz 2020 Pazartesi 09:00

Uluslararası turizm endüstrisi ülkelerin ekonomik yaşamları için vaz geçilmez faaliyet alanlarından birisini teşkil etmektedir.
Bu endüstrinin gelişmesi, arzu edilen seviyelere ulaşması bir ülkenin diğer ülkelerle normal ve olumlu diplomatik ilişkiler içerisinde olmasına, ülke içerisinde de sağlık ve güvenlik unsurlarının en üst seviyede tutulmasına bağlıdır.
Son aylar içerisinde meydana gelen Covid-19 Pandemisi ülkemiz dâhil dünya ülke ekonomilerini olumsuz yönde etkilemiştir.
Pandemi ülkemizin makro ve mikro ekonomilerini ciddi boyutta rahatsız etmiş ve bundan en fazla turizm sektörü zarar görmüştür.

Ülkemiz açısından uluslararası turizmin kısa zamanda canlanacağından söz edilmektedir. Ancak, uluslararası turizmin kademeli bir şekilde rayına oturması ülkeden ülkeye, hatta bölgeden bölgeye farklılıklar göstermektedir.
Konuya Orta Doğu ülkeleri açısından bakıldığında geçmişte yaşanan tecrübelere dayanarak Orta Doğulu turistlerin ziyaret edecekleri ülkelerdeki terör ve krizlerden fazla etkilenmedikleri görülmektedir. Ancak Covid-19 pandemisi ne ekonomik krizlere ne de terör olaylarına benzememektedir.
Öncelikle hava koridoru kurulan Ortadoğu ülkeleri ile karşılıklı hareketliliğin başlaması gerekmektedir. Bu bağlamda Ürdün, Lübnan, Fas, Tunus, Cezayir, Kuveyt ve Bahreyn’e öncelik verilmelidir. Bu arada turist gelişlerini beklediğimiz ülke veya ülkelerin uygulayacakları kısıtlamalar da önem arz edecektir. Örneğin turistin ülkesine geri dönüşünde karantina uygulanması büyük engel teşkil edecektir.

Bilindiği üzere pandemi nedeniyle ülkemizde bir dizi yasaklar getirilmiştir. Ancak bu yasaklara çok fazla uyulmadığına dair ülkemiz ile ilgili bir algı oluşmuştur. Bu nedenle yasak kararları ile ilgili olarak denetlemeler daha da sıkılaştırılmalı ve Türk halkının kurallara riayet ettiğine dair dünya kamuoyunda bir algı oluşturulması sağlanmalıdır.

Yolcu sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için sertifikasyon kuruluşları tarafından havayollarına, havalimanlarına, konaklama tesislerine, yeme-içme tesislerine sağlık ve hijyen adına verilecek sertifikaların seyahat acentalarına da yasal zorunluluk olarak verilmesini öneriyoruz.

Sonuç olarak; Kültür ve Turizm Bakanlığımız ve Dış İşleri Bakanlığımız birlikte hareket edilerek, siyasi nedenlerden dolayı Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri dışındaki diğer Orta Doğu ülkeleri ile gerekli çalışmaların yapılması yararlı olacaktır. Bu konuda Orta Doğu ülkeleri ile geniş kapsamlı iş yapan acentaların oluşturduğu Orta Doğu Turizmini Geliştirme Derneği (ODDER) Başkanı olarak ben ve acentacı arkadaşlarım her türlü desteği vermeye hazırız.