06 Aralık 2025
  • İstanbul15°C
  • Ankara10°C
  • Antalya8°C

CEM KOZLU VE 'LİDERİN TAKIM ÇANTASI'

İsmail Emen

14 Haziran 2009 Pazar 21:21

Son günlerde okuduğum en güzel kitaplardan biri Cem Kozlu’nun yeni kitabı. Okudukça ben de onunla birlikte gerilere, onu tanıdığım 1980’li yıllara, onun Komili ve THY dönemlerine geri döndüm. İlk kozlu methini o Komili’de iken sınıf arkadaşı Faruk Sayıt’tan duymuştum. Pazarlamada bir dahi dediğini anımsıyorum.

Özal dönemi daha sık görüşme imkanı bulduğumuz yıllar oldu. Galiba Pakdemirli’nin Ulaştırma Bakanlığı döneminde THY’nin başına geldi. Sonra Cengiz Tuncer ile devam etti. Ben Kalkınma Bankası’nda iken adım bir ara Ulaştırma Bakanlığı müşteşarlığına geçmişti. Onunda THY Genel Müdürü olduğu günler. Rahmetli Cengiz Tuncer, Mülkiye’den sınıf arkadaşım, o istemiş ve de Sn. Özal ile görüşmüştü Müşteşarlığım için. Ancak Müşteşarlığa adam bulunur ama TKB için adam bulmak zor cevabı almıştı.
Cem Kozlu Bakanın çok sevdiği bir insandı. Tahminim benimle ilgili düşüncelerinden bahsetmiş Cem’e. O da bir gün elinde çikolata çıkageldi ziyaretime. Müşteşarlığımdan memnun olacağını söyledi. Hayırlısı filan dedik . Sohbet ettik epey.
Onun siyasete girip milletvekili olduğu dönemler. ANAP’ın muhalefette olduğu yıllara rastladı. Meclis sarmadı böyle aktif bir insanı ve siyaseti bıraktı. Mesut Bey’in ısrarına rağmen siyaseti bıraktı. Muhtar Kent’in delaletiyle Coca-Cola’ya geçti. Bu tavsiyede de muhakkak ki onun geçmiş başarılılarının özellikle Komili deneyiminin katkısı vardı. O iyi bir yönetici idi ve verimli yıllarını meclis’te muhalefet yaparak ve oturarak geçiremezdi. Doğruda yaptı. İz bırakan sempatik bir insan olarak bugün danışmanlık kariyerine devam ediyor. Derslerimde talebelerime örnek olarak gösterdiğim bir insandır. İnşallah bir dersime davet edip onu dinleme imkanına kavuşacağız.

Kitap sadece liderler için değil, bence bütün yöneticiler müstesna bir el kitabı. Ben ötedenberi meraklıyımdır bu tür kitaplara. Peter Drucker, Chester L. Karras veya Stephan Cavoy’un bu tür kitapları elimden düşmezdi.

Kozlu’nun kitabı ile ilgili verdiği bir röportajdan alıntıları size nakletmek isterim.
"Kozlu, 'Liderin Takım Çantası' kitabında iş yaşamında başarıyı getiren tecrübelerini paylaşıyor. Kozlu'nun takım çantasında Mevlânâ'dan Peter Drucker'a birçok önemli düşünürün kitabı da bulunuyor. Pek çok kişiye liderlik dersi veren Kozlu'nun lideri ise rahmetli Turgut Özal. "Özal, çok da insanca liderlik yapardı. Duyarlı bir kişiydi. Çok hatıram vardır onunla." diyor.

Bunları uygulamakla sonunda başarılı olunacağını iddia etmiyorum. Liderlik neticede bir üsluptur, ama herkes kendi üslubunu, kendi kıyafeti gibi kendisine uyacak şekilde seçmelidir. Liderleri örnek almayı da doğru bulmuyorum. Çünkü insan tipleri farklı. Her lider herkese uymaz.

Liderle yöneticiyi ayırmak lazım. Yönetici bir makama atanmış, yetkilerle donatılmış. Ona kurumsal yetkilerin ötesinde güç veren olay, birden fazla insanın, özellikleri nedeniyle, inanıp peşinden gitmesidir. Risk alabilme ve karar alabilme cesareti gerekiyor. Yanlış olmasın diye karar almakta geciken birisinin lider olması mümkün değil. Ama kararlarında yanlış oranı yüksek olduğunda o da başarısız bir lider olur. Başarıyı yakalamış insanların hiçbiri para kazanmak için yola çıkmamış, hepsinin bir heyecanı ve tutkusu var.

Yöneticiye ne gerekiyor başarı için?
Bir yönetim kontrol listesi uygulanmalı. Veri toplayacak, analiz yapacak, tartışacak, karar alacak, planlayacak, takip edecek ve uygulayacak. Güzel! Hepimiz bunu biliyoruz, ama iş hayatımda çoğu kez bunların doğru sıralamayla ve eksiksiz yapıldığını görmedim. Ne yapıyoruz? Kestirmeden gidiyoruz. Benim çantamda simgesel araçlar var. Onlardan birisi de bir orkestra şefinin batonu. O da liderin bir koordinasyon görevi olduğuna işaret ediyor.
İnsan bu sonuçlara sıfır kilometrede varmıyor. Takım çantasının rolü, bunları devamlı bana hatırlatması. İş hayatının önemli bir bölümü planların uygulanmasından çok, beklenmeyen olayları fırsata dönüştürme gayretidir.”

Yazımı bitirirken  Kozlu ile ilgili bir anımı anlatmak isterim.

Bir Antalya toplantısı dönüşü Antalya Havaalanında sabahın beşinde uçak beklemeyi “ This is a nighmare” diye şikayet eden yabancı turistin serzenişini, yani başka uçak yokmu da beni sabahın dördünde yollara döküyorsunuz” şikayetini iletmek ve hemde sohbet için, randevusuz uçaktan inince makamına uğramıştım. Henüz gelmemişti. Çayımı içerken geldi ve bir dakika müsaade deyip belindeki kemer ve tabancayı çıkardı. Kozlu gibi naif bir adam ve tabanca. Şaşkınlığımı görünce izah etmek lüzümünu duydu. Sendika görüşmeleri ve işten çıkarmalar varmış. Tehdidler alıyormuş. Onun için tabanca taşımasını özellikle istemişler falan.

Belirtmek istediğim liderin dertleri çok. Başarı kolay değil. Ama yapılmayacak şey de değil. Bu tür kitapları yazabilecek bu nadir insana daha da derken saygı ve sevgilerimi sunuyorum.