CAMİ REHBERLERİ NE ANLATACAK ?

Habere göre, Başbakan Yardımcısı Bozdağ, Bu yıl Diyanet'ten 250 kadronun cami rehberliği için ayrılacağını söyledi. Bu seçilen kişiler Sultanahmet, Süleymaniye, Fatih gibi tarihi camilerde rehberler görev yapacak.
Muhtemelen bu 250 kişi bir başlangıç ve sayı daha sonra kademeli olarak artırılarak tüm camilere bu rehberlerden bir tane görevlendirecekler.
Her ne kadar profesyonel tur rehberlerini kızdırsa da, ilk bakışta bu proje fena görünmüyor zira bir turizm ülkesi olan Türkiye’de özellikle turistik bölgelerde ki camiler yabancılar tarafından ziyaret edilmek isteniyor.
Rehberli turistler için sorun yok ancak rehbersiz olarak gezen bireysel turistler için durum biraz farklı. Hayatında ilk defa camiye gelen, diğer dinlerden bir turist içeride ne yapacağını, nerede duracağını, nasıl davranacağını bilemiyor. Sadece duvarlara, süslemelere bakıyor. Oysa adam Müslümanlığı daha yakından tanımak istiyor, duvarlarda ki Arapça yazıların anlamını merak ediyor, İslam hakkında birşeyler öğrenmek istiyor ve gerçekten memleketinde medya yoluyla kendisine aktarılan bilgilerde anlatıldığı gibi mi öğrenmek istiyor. Zaten bunu istediği içinde onca ülke içinde yıllık tatilini Türkiye gibi Müslüman bir ülke de geçirmek istiyor.
Böyle bireysel ziyaretçilere yardımcı olacak, kendilerine yüzeysel olarak dini bilgiler verecek, ve bunu turistin anlayabileceği bir lisandan anlatabilecek görevlilerin – ki bunlara ister rehber ister görevli diyelim,- faydalı olabileceğini düşünüyorum. Bu iş cami imamlarının işi değil ve zaten yapamazlar da. Bu görevliler bu işi yapabilir.
Profesyonel turist rehberlerinin bazı endişeleri var. İş kaybına yol açabileceğini düşünerek kendilerine alternatif oluşturulmasını istemiyorlar. Oysa bunların rehberli turistlerle ilgisi olmadığını düşünüyorum. Rehbersiz gezen turistler düşünülerek hazırlanan bir proje olduğunu düşünüyorum ve gereklidir, iyi de olur diyorum.
Ancak şöyle bir durum da söz konusu. Biz profesyonel rehberler camiileri anlatırken mimari özellikler yanında İslam dinini de Hz. Muhammedi de anlatıyoruz. Ayrıca turist Türkiye de ki Müslümanların kendi dinini nasıl gördüğünü de öğrenmek istiyor. İşte burada profesyonelliğimizi konuşturuyoruz. Örneğin yüzyıllar boyunca birbiriyle savaşmış iki dini kıyaslarken gayet özenli ve dikkatli kelimeler seçerek kimseyi rencide etmeden görevimizi yerine getiriyoruz. Biz rehberler İslam dışındaki diğer tüm dinler hakkında az çok biraz bilgimiz olduğu için kıyas yapabilme şansına sahibiz ve bunu gayet objektif şekilde yapabiliyoruz.
Oysa ki İmam hatip mezunu kişilerden oluşan bu cami rehberlerinden kaç tanesi masanın üzerine Eski Ahit, Yeni Ahit ve Kur’an ı Kerimi koyarak hep birlikte okumuş, kıyaslamış, benzerliklerini ve ayrıştığı konuları objektif olarak değerlendirmiş olabilir ki ? Bu nedenle bu kişiler sadece İslam propogandası yapıyor olacaklar. “Bir Hristiyan veya Yahudi turiste” İslam gelmiş geçmiş en büyük ve gerçek dindir” diye konuşmaya başlayan bir camii rehberini hiçbir yabancı ciddiye almaz, dinlemek istemez ve hatta kızgınlığını belli eder ya da kendi aralarında gülüşmeye başlarlar, zira din gibi hassas konularda bilgiyi veren kişinin objektifliği çok önemlidir.
Sonuç olarak, proje güzel ancak uygulama nasıl olacak bekleyip göreceğiz. Bence en mantıklı olanı bu cami rehberlerini İmam hatiplilerden değil de mevcut kokartlı rehberleri bir sınava tabii tutarak içlerinden istenen kriterleri tutturanları bu projede görevlendirmektir. Zaten iş arayan bir sürü rehber var ve seve seve bu işe talip olacak bir çok rehber çıkacaktır.
Rehber odalarının bu öneriyi ilgili bakanlığa sunması gereklidir.

CAMİ REHBERLERİ YAZISI İÇİN GELEN YORUMLARA AÇIKLAMA

Cami rehberine ne gerek var deniyor. Bana sorarsanız gerek var. Turistik bölgelerde ki camilere gitmek isteyen bir çok bireysel ve rehbersiz gezen yabancı turist var ve bu kişilere İngilizce bilen bir görevlinin yardımcı olmasından daha güzel ne olabilir? Ben bile duvarlarda ki yazıların Türkçesini hep merak etmişimdir.
x
Birçok kişinin aklında acaba bu düzenleme İmam Hatiplilere iş olanağı yaratmak için mi kurgulandı diye bir düşünce var. Bakın Diyanete bağlı cami sayısı 80.000’ e yakındır. İstihdam edilmesi düşünülen cami rehberi sayısı –şimdilik- 250’dir. İmam Hatiplilere iş olanağı yaratmak isteseler küçük bir kararnameyle her camiye bir İmam yardımcısı atıyoruz derler ve bir anda 80.000 kişiye iş olanağı yaratılmış olur. Ellerini tutan mı var? Dolayısıyla amacın bu olduğunu düşünmüyorum.
x
Dünya da örneği yok…olmasın; olması da gerekmez. Hristiyanların herşeyi biz Müslümanlardan daha iyi düşündüğü ve yaptığını söylemek ne kadar doğrudur? Örneğin bazen sinagoglarda bir görevli karşılıyor, güzel anlatıyor, gezdiriyor ve adamın anlattıkları içinde bilmediğim bir şey yok ama gene de mimikleri, hareketleri, konuşmasına yansıyan heyecanı vs bana çok eğlenceli geliyor . Önemli olan kendimize güvenmek ve doğru olanı tespit edip yapmak, gerisi tırıvırı…Bugün bir zamanlar 18 milyon kilometrekarelik geniş coğrafyaya hükmetmiş Türklerin aktardığı ve Türklere ait soyut kültürel mirası sahiplenmiş birçok Türk olmayan ülke ve milyonlarca insanı var. Atamızın dediği gibi “Önce kendimize güvenicez!”.
x
Cami Rehberleri rehberlere altertnatif midir ? Hiç alakası yok. Milli Saraylarda ki rehberler bize alternatif mi oldular; bilakis yardımcı oluyorlar. Ben bu güne kadar bu kişilerin hiç bir zararını görmedim. Bilakis bu kişiler gezdirdikten sonra bana dönen müşterim benim servisimi bu görevlilerle kıyaslıyor ve değerim durup dururken artıyor. :) Bu da işin güzel bir tarafı.
X
Tabii şunu da eklemek zorundayım. Yukardaki proje suistimal edilmedikçe gayet güzel bir düşüncedir. Ancak ilerde bir garabete dönüşebilir mi bakın onu bilemem. Olabilir de olmayabilir de.