06 Aralık 2025
  • İstanbul15°C
  • Ankara10°C
  • Antalya8°C

BÜYÜMEK ÜZERİNE

İsmail Emen

20 Mart 2012 Salı 21:59

Bizim gibi eski kuşak sayılabilecek yaşa ulaşanlar, Ülkemizin nereden gelip nereye gittiğini, kimlerin neydi ne olduklarını hatırlarlar. Yeri geldikçe de anekdot misali gençlere anlatırlar. Ülkenin nereden gelip nereye gittiğini anlatmak adamın başını belaya sokabilir. Onun için işin o tarafına dokunmayalım da kimlerin nereden gelip nereye gittiğini hatırlamaya çalışalım.
Bir Sabancı Grubunu kuran rahmetli Hacı Ömer Sabancı'nın Kayseri'nin bir köyünden Adana'ya göçü ile başlayan macerası...
Vehbi Koç'un 1920'lerdeki aktar dükkânı veya kurtlu peynirleri ayıklayıp satması artık unutulan anekdotlar haline geldi. Hepsinin temelinde alın teri ve zekâ ama en fazlası çalışkanlık olan bu örnekler üniversitelerde yeri geldikçe anlatılmalı derim her zaman.
Öteden beri başarılı olmuş insanların biyografilerine meraklıyımdır. Özellikle yurtdışında, Amerika'da kitapçılarda bol miktarda bu türde yayınlar vardır. Bizde de yavaş yavaş o aşamaya gelinecek herhalde. Şimdilik başarılı olmuş insanlar kendi hayatlarını yazdırıyor ve yayınlıyorlar. Çok da iyi oluyor.
Hepsinden alınacak o kadar ders var ki… Okurken yapılanlara hayranlık duyuyorsunuz. Geçtiğimiz günlerde Selçuk Ecza Deposu'nu kuran Ahmet Keleşoğlu'nun hayat hikayesini okudum. Konya Ermenek'li bir gencin 1958 yılında Konya'da ilaç dağıtımı üzerine kurduğu küçücük kollektif şirket, bugün ülke ilaç dağıtımının yüzde 40'a yakınını kontrol eden bir dev halini alırken kurucu Ahmet Keleşoğlu'nun ayrıca turizm ve inşaat konusundaki yatırımları aldı başını gitti. Ülkenin saylı zenginleri arasına küçük bir depoculuktan giriverdi. Sahifelerini yutarcasına okuduğum kitabı bütün gençlerimize tavsiye ederim.
Bu yazıyı niye yazdım.
Bugün gazetelere göz gezdirirken Torunlar Grubunun Başkent Gaz yolu ile enerjiye de girme hazırlığı içinde olduklarını okudum. Benim bankacılıktan tanıdığım ve uzun yıllar Eminönü bölgesinde müşterim olan Torunlar Gıda'yı yurtdışından yaptıkları şeker ithalatları ile tanımıştım. Sonra Ülkenin önde gelen şeker fabrikalarını özelleştirmeden aldılar. Sonra inşaat işine girdiler. Önemli arsaları kapattılar. Hemen hemen her özelleştirmede boy göstermeğe başladılar.
Başta İstanbul olmak üzere ülkenin büyük şehirlerinde AVM ve konut işlerine girdiler. İki kardeş Kavacık'ta yaptıkları Plaza'dan yatırımlarını takip ediyorlar. Bu arada İmam Hatip'ten sınıf arkadaşımız dedikleri Sn. Başbakan'ın gezilerini de hiç kaçırmıyorlar. Allah versin. Şimdide Enerji sektöründen pay alma yarışındalar.
Dedikoduyu severiz. Onları tanıyanların yalancısıyım. Babalarının bir zamanlar Mısır Çarşısının arkasında oturma yeri olmayan küçücük bir köfteci dükkânı varmış ve bu iki delikanlı etraftaki esnafa köfte-ekmek servisi yaparmış. Bütün çocuklukları babalarına destekle geçmiş. Sezar’ın hakkı Sezar’a…
Yazımda hiçbir kinaye aramayın. Ben çalışma ve başarı diye buna derim. Asıl okunması gereken başarı öyküleri babalarının servetinden değil kendi tırnaklarından buralara çıkanlarda. Selçuk Ecza gibi yahut Torunlar gibi mucizelerde. Böylelerine şapka çıkarılır.