AB'DEN YUNANİSTAN'A SIKI KONTROL İSTEĞİ

MURAT EMEN/EMEN&EMEN
Haftanın Ekonomik Görünümü 20-26 Şubat 2012
İSTANBUL- Yunanistan ile euro bölgesi arasındaki gerilim yükseliyor
Euro bölgesi başkanı Jean-Claude Juncker, Yunanistan'ın mali politikalarının daha sıkı kontrol etmek istediklerini söyledi.
Euro bölgesi maliye bakanları toplantısının ardından açıklama yapan Lüksemburg Başbakanı Juncker, Yunanistan'la önemli ilerleme kaydettiklerini ve 130 milyar euroluk borç paketi konusunda gelecek hafta başında karar almayı umduklarını da belirtti.
Bu arada, Yunanistan Cumhurbaşkanı Karolos Papulias, Alman Maliye Bakanı Wolfgang Schauble'nin 'ülkesiyle alay etmesini' kabul edemeyeceğini söyledi.
Yunanistan ile Almanya arasındaki gerilim karşılıklı son açıklamalarla yükselirken, iki ülke kamuoyunda da birbirine karşı düşmanlığın yükseldiği bildiriliyor.
Alman kamuoyunun önemli bir kesimi Yunanistan'a mali yardıma karşı çıkarken, Yunan kamuoyunda ise Almanya'nın ülkeyi bir sömürge gibi yönettiği fikirleri hakim oluyor.
Atina, Troyka olarak bilinen Avrupa Birliği, Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Avrupa Merkez Bankası'dan 130 milyar euroluk kurtarma paketi alamazsa, Mart ayı ortasında yapması gereken 14,5 milyar euroluk tahvil ödemelerini yapamayacak.
Bu durumda Yunanistan'ın iflası ve eurodan çıkarılması gündeme gelebilecek.Bu konudaki özellikle eurodan çıkarılması hakkındaki beklentilerde giderek güçleniyor.
BBC'nin Brüksel'deki muhabiri Chris Morris, Troyka ile anlaşmanın Yunanistan'ın euro bölgesi içinde kalmak için son şansı olabileceğini belirtiyor.



ALMANYA 'ATEŞLE OYNUYOR'
Yunan Maliye Bakanı Evangelos Venizelos, bazı ülkelerin Yunanistan'ı Euro bölgesinden çıkarmak istediklerini söyledi.
Venizelos söz konusu Euro bölgesi ülkelerinin "ateşle oynadığını" savundu.
Evangelos Venizelos, bu açıklamayı Euro bölgesi maliye bakanlarının Yunanistan'a verilmesi planlanan 130 milyar Euro'luk kredi konusunda yapacağı telekonferans öncesinde yaptı.
Yunanistan bu parayı alabilmek için yeterince kesintiye gideceği konusunda Avrupa Birliği ve IMF'yi ikna etmek zorunda. Kurtarma paketi kapsamında Yunanistan'ın bankalara olan borcundan 100 milyar Euro daha silinmesi de öngörülüyor.
Yunanistan Parlamentosu kurtarma paketi için şart koşulan kemer sıkma önlemlerini Pazar günü onaylamıştı. Ancak Euro bölgesi maliye bakanları yapılacak kesintilerin içeriği konusunda daha fazla ayrıntıya ihtiyaç duyulduğunu söylüyor.
Maliye bakanları ayrıca Nisan'da yapılacak seçimlerde kim kazanırsa kazansın, ana siyasi partilerin kesintileri uygulayacağı konusunda taahhütte bulunmasını istiyor.

MUHALEFET GÜVENCE VERDİ '
İki büyük siyasi parti, bu konuda güvence verdi.
Muhafazakar Yeni Demokrasi Partisi'nin Başkanı Antonis Samaras, seçimi kazanmaları halinde programın hedeflerine bağlı kalacaklarını belirtti.
Yunanistan Maliye Bakanı Venizelos ise, kemer sıkma önlemleri konusunda açıklığa kavuşturulacak çok az şeyin kaldığını ve bunları telekonferanstan önce tamamlayacaklarını söyledi.
"Euro bölgesi içinde birçoğu bizi artık istemiyor" diyen Venizelos,Cumhurbaşkanıarolos Papulyas'ın "sembolik ve onurlu" bir kararla maaşından feragat ettiğini açıkladı. Yunan cumhurbaşkanının yıllık maaşının 280 bin Euro olduğu belirtiliyor.

MOODY'S 6 AVRUPA ÜLKESİNİN KREDİ NOTUNU DÜŞÜRDÜ
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody's 6 Avrupa ülkesinin kredi notunu düşürdü.

Moody's yaptığı açıklamada İtalya'nın kredi notunu ''A2''den ''A3''e, İspanya'nın kredi notunu ''A1''den ''A3''e, Portekiz'in kredi notunu ''Ba2''den ''Ba3''e, Slovakya ve Slovenya'nın kredi notlarını ''A1''den ''A2''ye ve Malta'nın kredi notunu ''A2''den ''A3''e indirdiğini bildirdi.

İspanya'nın kredi notunu iki kademe, diğer 5 ülkenin kredi notlarını ise birer kademe düşüren kuruluş, bu ülkelerin kredi notlarının görünümünü ise ''negatif'' olarak belirledi.

Fransa, İngiltere ve Avusturya'nın ''Aaa'' olan kredi notunu koruyan kuruluş, bu üç ülkenin kredi notları görünümünü ise ''durağan''dan ''negatif''e çevirdi. Moody's, Avro Bölgesi kurtarma fonu Avrupa Finansal İstikrar Fonu'nun (EFSF) ''Aaa'' olan kredi notunu korudu.

Avrupa'nın 6 ülkesinin kredi notunu düşürmesine Avrupa Birliği (AB) finansal reformlarıyla ilgili belirsizliği, bölgenin zayıf ekonomik görünümü ve kırılgan piyasalardaki baskıyı gerekçe gösteren Moody's, ''kredi notları değerlendirmesinin sınırlı kalmasının, Avrupalı siyasetçilerin reformları kabul etmede ve uygulamada kademeli ilerleme sağlamalarını yansıttığını, ayrıca önemli makroekonomik ve mali dengesizlikleri çözme arzusunu ve taahhüdünü gösterdiğini'' ifade etti.

Kredi notu indirimlerine rağmen, göreli olarak iyimser bir bakış da çizen Moody's, Avrupalı siyasetçilerin ekonomik reformları ilerletmesini beklediğini ve kurtarma paketleri nedeniyle herhangi bir hükümet değişikliği tahmin etmediğini kaydetti.
Almanya, Danimarka, Finlandiya, Hollanda ve Lüksemburg'un ''Aaa'' olan kredi notlarını değiştirmeyen kuruluş, Avro Bölgesi'nin bir bütün olarak önemli ekonomik ve finansal güce sahip olduğuna inanmaya devam edeceğini bildirdi.

MOODY'S'TEN 17 BANKAYA UYARI
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody's, küresel sermaye piyasalarında faaliyet gösteren 17 banka ve finansal kuruluşun kredi notlarını olası indirim için izlemeye aldığı bildirildi.
Moody's yaptığı açıklamada, ''sermaye piyasaları şirketlerinin, daha kırılgan fonlama koşulları, geniş kredi faiz farkları, artan düzenleyici kurallar ve daha zorlu faaliyet koşulları gibi güçlüklerle mücadele ettiğini'' belirti.
İsviçreli UBS ve Credit Suisse ve Amerikalı Morgan Stanley'in kredi notlarını üç kademe indirebileceğini belirten Moody's, Amerikalı Goldman Sachs, JPMorgan Chase ve Citigroup ile Alman Deutsche Bank'ın kredi notlarını iki kademe düşürebileceği uyarısında bulundu.
İngiliz Barclays, HSBC, Fransız BNP Paribas, Credit Agricole, Avustralyalı Macquarie Group ve Kanadalı Royal Bank of Canada'nın kredi notlarının iki kademe, Amerikalı Bank of America, Japon Nomura Holding, İngiliz Royal Bank of Scotland ve Fransız Societe Generale'in kredi notlarının da birer kademe indirilebileceği kaydedildi.

ORTADOĞU

SAVULUN DEMOKRASİ GELİYOR

Arap baharı hüsran olmaya devam ediyor. Sıra Suriye’de. Demokrasi getireceğiz diyenler şimdiye kadar karışıklıktan başka bir şey getirmediler. Senaryolarını şimdi Suriye üzerine yönelttiler. Arkasından İran ve sonrada sırada Türkiye var. Böl-yönet metodunu uygulayan batı dünyasının gizli güçleri petrol bölgesini kontrol altına almak istiyor.İslam dünyasında Şii-Sünni ayrımını kullananlar şimdiye kadar başarılı gidiyorlar.

Türkiye’nin Suriye üzerine oynanacak oyunların dışında kalması gerekiyor. AKP Hükümeti bakalım buna muaffak olabilecek mi? Nato Genel Sekreteri geçtiğimiz hafta birtakım temaslar için Ankara’da idi. Bilinen o ki Suriye ile başlayacak müdahale olayı sınırlı kalmayacaktır.

PİYASALAR

AVRUPA’NIN SIKINTILARI GİDEREK KÖTÜLEŞİYOR.

The Times Gazetesinin başyazısı böyle diyor.

AB kurtarma Fonunun artırımı konusunda yapılan 30 Ocak toplantısı tam bir fiyasko oldu. Onun yerine 27 üyenin 25’i kendilerini ekonomik durağanlığa karşı mali teşvik kullanmalarını kanuni olarak kısıtlayan bir anlaşmaya imza attılar. Çok tehlikeli bir durum. Dünya ekonomisinin %20’sini oluşturan bu 25 ülkenin kendilerini uzun süreli durağanlığa mahküm etmeleri başta ABD ve Çin olmak üzere dünyanın önde gelen ticarete odaklı ekonomilerini rahatsız etti.
AB’nin en büyük ekonomisi ve kurtarma paketine en fazla katkıda bulunan ülke olan Almanya,Avrupa’daki krizin nasıl yönetileceğini belirliyor.

Merkel’den daha bilge bir lider, komşularının belini bükecek kısıtlamalar yerine büyüyerek borçtan kurtulmalarına yardım eder ve böylece daha güçlü bir AB yaratırdı. Daha bilge bir lider ayrıca Almanlara, ihracata bağımlı olan ekonomilerinin koşularından gelecek talebe ihtiyacı olduğunu hatırlatırtdı.

Almanya’nın sergilediği zayıf liderliğin Yunanistan, İrlanda, Portekiz, İspanya, İtalya, Belçika ve Fransa üzerindeki maliyeti gittikçe yükseliyor.
Sonuç olarak Almanya ekonomik büyüme yerine kemer sıkma politisında ısrarına devam ederse kendisi küresel piyasalardaki bir aydır devam eden uygun ode, kaçınılmaz olarak ekonomik sıkıntı çekmeğe başlayacak.
Küresel piyasalardaki bir aydır süren pozitif hava, acaba ekonomiler iyiyemi gidiyor sorusunu sorduruyor. Ancak bu sorunun cevabı pek olumlu değil.amerika’dabiraz kıpırdanma var. İşsizlik düşmüş gözüküyor. Avrupa ekonomisi Almanya dahil, her geçen gün biraz daha yavaşlıyor. Çin konut sektöründeki balon ve yükselen enflasyon nedeniyle frene sert bastı.

TÜRKİYE’YE GELİNCE,
Geçtiğimiz hafta siyaset kırılgan bir hava arzederken, ekonomi olumlu ama çok yavaş bir trend izledi.
Dolar 1.77TL.yi denedi. Dışarda paritenin dolar aleyhine gerilemesiyle Perşembe gününü 1.7690’dan kapattı. Cuma kapanışı ise beklentilerin aksine 1.7545, Euro 2.3061 oldu. Parite 1.3149 olarak gerçekleşti.Bu hafta 1.75-1.77 bandında seyreden bir dolar kuru göreceğiz.
Faize gelince; Yunanistan krizinin geçen haftaki bilinmezliği piyasaları gerdi. Bileşik faiz 9.50’lere kadar çıktı. Perşembe gününü 9.44’den kapatan piyasa cuöma akşamı 9.24 olarak kapandı.
Beklentiler TCMB’nin yeniden likiditeyi sıkması yönünde. Hazinenin borçlanmaları şimdilik ara verdi. Bu hareket beklenebilir.Faizlerde yukarı hareket beklenmiyor.
Borsa’ya gelince- 9 ocak ile 9 şubat arasında ilginç bir rally yaşadı. 9 ocak’ta 49.263 seviyesini gören borsa 9 şubat itibariyle 61.687 seviyesini gördü. Bir ayda TL bazında %25, dolar bazında %34 değer kazanan endeks, bu tarihi takip eden beş iş gününde 61 nin altında kaldı. Bu da borsanın bir soluklanma dönemine girdiğinin işareti. Tekrar hareketi biraz zaman alacaktır. Bununda nedeni özellikle FED cenahında likiditenin daha fazla artırılmaması şeklinde bir görüşün kuvvet kazandığı sinyalleri var.
Esenlikle Kalın.