• BIST 10275.75
  • Altın 4249.623
  • Dolar 39.9417
  • Euro 47.0311
  • İstanbul 22 °C
  • Ankara 19 °C
  • Antalya 23 °C

Mevlana ve Konfüçyus’ün hoşgörüsü

Mevlana ve Konfüçyus’ün hoşgörüsü
TCCA’nın sempozyumunda Konfiçyüs ve Mevlana’nın yüzyılllar öncesinden dünyaya “hoşgörü” ve “barış” mesajları verdiği hatırlatıldı.

ÖZKAN ALTINTAŞ-TÜRKİYE TURİZM
İSTANBUL-
Türk-Çin Kültürel İşbirliği Dayanışma ve Diyalog Derneği, TCCA tarafından İstanbul Gönen Hotel’de düzenlenen “Doğudan Batıya Konfüçyüs ve Mevlana Hoşgörü Sempozyumu”nda “hoşgörü”nün dünyaya barış getireceği ve iki kültürün birbirlerine olan yakınlığı konuşuldu. Konfiçyüs ve Mevlana’nın yüzyılllar öncesinden dünyaya “hoşgörü” ve “barış” mesajları verdiği belirtilerek günümüzde de aynı görüşlerin değerini koruduğu, uyulması gerektiği belirtildi.

cin-toplanti2.jpg

cin-t1.jpg

cin-konsolos.jpg

cin-konsolos-yardimcisi2.jpg

con-konsolos-yardimcisi.jpg

cin-konsolosluk.jpg

cin-grup-.jpg

ÖNEMLİ KATILIM OLDU
Seminere Çin Halk Cumhuriyeti İstanbul Başkonsolosu Gu Jinggi, İstanbul Kültür ve Turizm Müdür Yardımcısı Yusuf Bolat, Nanjing Üniversitesi’nden Prof.Dr. Bai Li, Kırıkkale Üniversitesi’nden Prof.Dr. Adnan Karaismailoğlu, Din Bilimci Tie Guoxi, Gazi Üniversitesi’nden Doç.Dr. Giray Fidan, Selçuk Üniversitesi’nden Prof.Dr. Mustafa Demirci, Doç.Dr. Nuri Şimşekler, Boğaziçi Üniversitesi’nden Tenda Meriç, Mevlana Müzesi Müdürü Yardımcısı Dr. Naci Bakırcı, TV yapımcısı Çoşkun Aral katıldı.

kadir-tanridagli.jpg

TANRIDAĞLI: DÜNYAYA BARIŞ VE HOŞGÖRÜ MESAJLARI VERDİLER
TCCA Başkanı ve İstanbul Rehber Odası - İRO Yönetim Kurulu Üyesi Abdülkadır Tanrıdağlı toplantının açılışında Türkiye ile Çin arasında çok eskilere dayanan kültür işbirliği bulunulduğunu belirterek “Toplumsal davranışlarımızda Mevlana ve Konfiçyüs’ün görüşlerini uygun olarak benzemektedir. Birbirlerinden binlerce kilometre uzakta bulunan iki önemli düşünürün ortaya koyduğu ortak değerler iki kültürü gelişmesine büyük katkı yapmıştır. Her ikiside dünya barış için hoşgörünün teme l bir görüş olduğu konusunda birleşmişlerdir”dedi.

yusuf-bolat.jpg

YUSUF BOLAT: İKİ KADIM MEDENİYET
Kültür ve Turizm İl Müdür Yardımcısı Yusuf Bolat Türk ve Çin’in iki kadım medeniyet olduğunu belirterek , asırlar süren dostluğun gelişerek devam ettiğini belirtti.

gu-jinggi.jpg

GU JINGGI: TÜRK VE ÇIN KÜLTÜRLERI IKI DÜŞÜNÜRDE BIRLEŞIYOR
Çin Halk Cumhuriyeti İstanbul Başkonsolosu Gu Jinggi, Türkiye ile Çin’in her alanda işbirliği içinde olduğunu belirterek asırlar boyu birlikte yaşamanın getirdiği ortak değerlerin Konfiçyüs ile Mevlana’nın söylemlerinde ‘hoşgörü” olarak buluştuğunu söyledi.

tie-guoxi.jpg

ÇİN KÜLTÜRÜNE ZENGİNLİK GETİRDİ
Din Bilimci Tie Guoxi Konfiçyüs’ün her görüşe, her düşünceye hoşgörü gösterilmesi gerektiğini belirterek söyledini şyle sürdürdü: “Onun görüşleri Çin kültürünün zenginliğini sağlamıştır. Farklı fikirlere saygı duyulmasını sağlamıştır. Konfiçyüs’ün söylemlerini öğrencileri kitaplarda toplamıştır. Söylemleri arasında yer alan uzak diyarlardan gelenleri ağırlamak bize memnuniyet verir şeklindeki görüşlerini Çin Olimpiyatları’nda bütün dünyaya anlattık. Konfiçyüs’ün İnsanlığın barış içinde yaşamasını istediği hayat düşüncesi vardı. Herkesin mutlu yaşamasını isterdi. Onun hoşgörü düşüncesi günümüzdeki misafirperverliğin temelidir. Her görüşe hoşgörü gösterilmesi gerektiğini söylemiştir. Bu Çin kültürüne zenginlik getirmiştr ve farklı fikirlere hoşgörü getirilmesini sağlamıştır..”

cin-mevlana.jpg

cin-t2.jpg

İSLAMİYET’İN ÇİN KÜLTÜRÜNE KATKISI BÜYÜKTÜR
İslamiyet Çin’e girdikten sonra büyük değişim olduğunu belirten Tie Guoxi “Bin yılda çok gelişme oldu. Halen 25 bin müslümanın yaşadığı Çin’de 40 bin cami bulunuyor. İslamiyetin hoşgörüsü geleneksel Çin kültürü içindeki yerini buldu. İki kültürün kaynaşmasıyla ortaya daha sağlıklı ve sağlam işbirliği oluştu. Allah’ın salami, merhabası hoşgörünün temelidir. Hepimizin barış içinde birbirine hoşgörü göstererek yaşaması gerekmektedir” dedi.

coskun-aral.jpg

ÇOŞKUN ARAL: FİLLER TEPİŞİYOR, ÇİMENLER EZİLİYOR
Gazeteci Çoşkun Aral “Sözün Bittiği Yer” adlı kiabımda savaş ve silahı insanlık için ne kadar tehlikeli olduğunu gösteren bir kitap yazdığını belirterek şöyle konuştu: “Konfüçyüs: neden birbirimizi öldürüyoruz. Zaten öleceğiz” diyerek savaşa karşı olduğunu belirtmiştir. Mevlana ise yaşadığı Berth’ten Moğol saldırısı sonucu ailesiyle birlikte kaçarak güvenli gördüğü Anadolu’ya giden bir savaş mazlumudur. Mevlana “Aslan ile ceylanın bir arada yaşadığı bir dünya olabilir” diyerek barış özlemini dile getiriyor. Konfüçyüs ‘İnsanın korkularından arınarak, önce kendisine, ailesine ve dünyaya bilgilerini yayması gerekir’ diyor. Çin bilgiye ilgi duyan, araştırmaci ve merakli ve devletin bunları desteklediği bir toplumdur. Mevlana Celaleddin Rumi “İlim Çinde’de olsa gidin’ diyerek bilgiye verdiği önemi göstermiştir. İki bilgenin sözlerini sağlam antatsaydık dünyada daha iyi şeyler olurdu. ‘İnsanların küçüldüğü, gölgelerinin büyüdüğü zaman, güneşin battığı zamandır ‘ şeklindeki sözler günümüzü anlatıyor. Bu sözler hoşgörüyü unutmamak gerektiğini belirtiyor. Fillerin tepiştiği, çimenlerin ve içinde yaşayan insanları ezildiği bir dönemdeyiz. Dileğimiz, dünyaya bilgi, adalet ve hukukun hakim olmasıdır. İyi ki 2500 sene önce çin’de Konfiçyus ve Anadolu’da Mevlana vardı. Ancak bunların sözlerinden ders almak gerekiyor.”

adnan-karaismailoglu.jpg

KONFÜÇYUANİZM 20. YÜZYILDA DEĞER KAZANDI

Daha sonra söz alan Kırıkkale Üniversitesi’nden Prof.Dr. Adnan Karaismailoğlu, Çin ve Türk kültürü ile Mevlana ile Konfiçyüs’ün her iki toplumun kültürlerine etkisi üzerine konuşma yaptı.
 Prof.Dr. Adnan Karaismailoğlu konuşmacıların Konfüçyüs ve Mevlana’nın musikiye olan ilgilerine dikkat çekiltiğinii belirterek sözlerini şöyle sürdürdü:
Bilgeler müzikle bir duyuşa, yükselişe işaret etmişlerdir. Örnek olarak Mevlana sema için der ki “Sen semaın suretine bak, derviş onda arştan gelen nidayı dinler.” Surete, görsel olana takılıp kalmak eksikliktir. Bilgeler hep yücelmeyi, değer kazanmayı öğütlemiştir.
Mevlana insana uygun olanın sevgi ve incelik olduğunu belirtir: “Sevgi ve incelik insan özelliğidir; öfke ve aşırı istek hayvan özelliğidir.” İnsan anlaşma ve yakınlaşma çabası içinde olmalıdır. Bu anlayışta olanlar için anlaşma yolları vardır: “Konuşmasız, imasız ve yazısız gönülden gönüle yüz binlerce tercüman yükselir.” Onun şu rubaisi ne kadar sade ve ikna edicidir: “Arkadaşıyla iyi geçinen arkadaşsız kalmaz; müşteriye iyi davranan iflas etmez. Ay karanlıktan ürkmediği için böyle parlak oldu; gül dikenle uzlaştığı için böyle güzel kokulu oldu.”

Mevlana’nın bir Türkçe beyti şu şekildedir: “Ol çicegi kim yazıda buldun; Kimseye virme hasmına virgil.” Düşmana dahi iyilikle muameleyi anlatıyor Mevlana. Çayırda bulduğun çiçeği hasmına, düşmanına ver derken iyilikle nice düşmanların dost olduğunu anlatmaktadır. Dost olmazsa da kini azalır diye eklemektedir.
Beraber bulunmayı, erdemden söz etmeyi, iyilikten yana konuşmayı, bu ve benzeri buluşmaları önemsek gerekir: “Gel birbirimizin kıymetini bilelim; sonra ansızız birbirimizden ayrı kalmayalım.” Mevlana’nın bu beyitle başlayan bir gazeli, şiiri çok duygulu ve etkileyicidir. Bu şiirin bir beyti de şöyledir: “Ben ölünce beni hoşça anacaksın; niçin ölü severiz de, diriye düşmanız.” Bir diğer beyti de şu şekildedir: “Ölümümden sonra mezarıma gelip toprağımı öpeceksin; şimdi aynıyız/diriyiz, gel yanağımı öp.” Bu duygusallık ve ince düşünüş insana yakışır.
Her yeni günde, ayda, yeni yılda daha olgun olmayı öğütler: “Her gün yeni bir konak aşmak ne güzel; solmadan, bozulmadan bir akarsu gibi.” Bunun için de adım atmak, çaba göstermek gerekir. Bir Arapça beytinin anlamı şöyledir: “Ey gönlü rahatsız kişi! İlaç için harekete geç. Bütün çare, mizacı/alışkanlıkları değiştirmektir.”
Sözü böyle sürdürmek, Mevlana’nın binlerce beyti tutan şiirlerinden yararlanmak elbette mümkündür. 

tendu-meric.jpg

Boğaziçi Üniversitesi’nden Yi Liu, Çin’in tarihi geçmişine bakıldığında 20’inci yüzyılda yeni bir Konfiçyuanizm görüşünün değer kazandığını belirterek çalışmalarını şöyle özetledi: “Konfiçyüs iyi bir düşünür, ancak kötü bir siyasetçi idi. Aslından Çin’in ilk eğitimcisidir. Konfiçyüs’ün bir din olup olmadığını iyi anlamak için Hristiyanlık ve İslamiyeti’de anlamak lazımdır. O dönemdeki yöneticiler Hristiyanlığın ülkede yayılmaması için Konfiyuanizmi kullanarak , görüşlerinin ve öğrencileri ile yayılmasını sağlayarak bir nevi din haline getirmeye çalıştılar. Kültür inkilabı döneminde ise Konfüçyuanizim ordan yoketilmeye çalışıldı. Yurt dışındaki Çinliler bunu bir din olarak Kabul ederler. Endonezya’da 4 değişik dinini bir çeşidi olarak kabul ediliyor.  

Bu haber toplam 0 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2005 Türkiye Turizm | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.