MARDİN -Mardinliler her gün doğumunda ve batımında şehrin güney yamacında 'deniz manzarası' izliyor. Mardin'de şehrin güneyinde boylu boyunca uzanan 'Kuzey Mezopotamya' topraklarının gittikçe koyulaşan maviliği tıpkı denizi andırıyor.
Özellikle gün doğumunda ve gün batımında daha da belirginleşen görüntü, tarihi kente adeta 'sahil kasabası' kimliği kazandırıyor.
Tarih boyunca Asur, Akad, Sümer, Babil ve Urartular gibi medeniyetlere ev sahipliği yapmış olan bölgenin kuzey yamacındaki Mardin, ziyaretçilerine eşsiz manzaralar sunuyor.
Çeşitli toplumların bıraktığı kültürel mirasla birlikte adeta bir 'açık hava müzesi'ni andıran kente 'deniz manzarası' ise ayrı bir ilginçlik katıyor. Geceleri güneydeki tarlaların ortasında yanan tek tük ışıklar ve Suriye sınırındaki köylerin silüetleri, Mezopotamya topraklarına çöken koyu mavilikle birlikte, 'denizde yol alan gemilerin ışıkları'na dönüşüyor.
Mardin halkı, şehrin güneyi hakkında yol tarifleri yaparken, kentlerinin adeta 'sahil kasabası'na dönüşen silüetine gönderme yaparak 'sahil yolu' ifadesini kullanıyor.
Mardin Kalesi, Deyrulzafaran Süryani Kadim Manastırı ve Erdoba Evleri noktalarından güneye bakınca, Mezopotamya ayrı ayrı renkler oluşturuyor.
Amerikalıların Mardin Kalesi'nin tepe noktasına kurduğu istasyon vasıtasıyla, Basra Körfezi'ne kadar uzanan bölgedeki tüm bilgi alışverişini kontrol edebildiği de yöredeki söylentiler arasında.
