MURAT EMEN-EMEN&EMEN
Haftanın Ekonomik Görünümü 11-16 Temmuz 2011
İSTANBUL- Başbakan Recep Tayip Erdoğan’ın açıkladığı hükümet programında en önemli konu olarak ekonominin soğutulmaya devam edileceği yer aldı. Bu arada işsizliğin azaltılması için esnek çalışma politikaları devreye gireceği belirtildi.
Başbakan Erdoğan’ın geçtiğimiz TBMM’de okuduğu 61.inci Hükümet Programından satırbaşları şöyle:
•Ekonomi soğutulmaya devam edecek,
•Çalışma hayatının en önemli sorunu olan kıdem tazminatı için fon kurulacak.
•İşsizliğin azaltılması için esnek çalışma politikaları devreye girecek.
•Özel sektörümüzün ve hane halkımızın borçlanmalarında daha makul miktarları, daha uzun vadeyi ve para birimi olarak TL’yi tercih etmeleri teşvik edilecek
•Merkez Bankasının bağımsızlığı devam edecek ,
• Kayıtdışılıkla mücadele edilecek
•Dalgalı kur rejimi ve enflasyon hedeflemesine devam edilecek,
•Doğrudan vergi toplamaya yönelik adımlar atılacak. Böylece kamu açıkları vatandaşın şikayet ettiği, dolaylı vergiler yerine gelir ve kurumlar vergisinden oluşan doğrudan vergilerle finanse edilecek.
İç Ekonomik Haberler :
•Bankacılıkta aktif büyüklük 1.1 trilyon lira
Türk bankacılık sektörünün aktif büyüklüğü Mayıs 2011 itibariyle 1 trilyon 115 milyar 396 milyon lira oldu. BDDK’nın kesinleşmemiş verilerine göre, 2011 yılı Mayıs ayı "Türk Bankacılık Sektörü Ana Göstergelerini" aşağıdaki gibi.
•Türk bankacılık sektörünün aktif büyüklüğü Mayıs 2011 itibariyle bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 26,8 artışla 1 trilyon 115 milyar 396 milyon lira oldu. Sektörün aktif toplamı son bir yıllık dönemde 236 milyar 87 milyon lira artış gösterdi.
•Mayıs 2011 itibariyle aktif kalemler içerisinde krediler, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 36,2 artarak 598 milyar 421 milyon liraya ulaştı. Menkul değerler bakiyesi de 279 milyar 618 milyon lira oldu.
•2010 yıl sonuna göre krediler yüzde 13,8 artarken, takipteki alacaklar (brüt) yüzde 6 ve menkul değerler yüzde 2,9 oranında azaldı. Sektörün Mayıs 2011 döneminde karı ise 8 milyar 430 milyon lira düzeyinde olurken,
•Dönem karı bir yıl öncesine kıyasla 1 milyar 899 milyon lira tutarında oldu ve yüzde 18,4 oranında azalış gösterdi.
•Sektörün Mayıs 2010 döneminde yüzde 19,5 seviyesinde olan sermaye yeterliliği standart oranı ise Mayıs 2011 tarihi itibarıyla yüzde 17,4 düzeyinde gerçekleşti.
•İnşaat sektöründe bu yılın ilk çeyreğinde üretim ve cirolar arttı
•İlk üç ayda ciroda yüzde 12,4 artış meydana geldi. Bina inşaatı sektörü ciro endeksi yüzde 10,9 artarken, bina dışı inşaat sektörü ciro endeksi 62,5'ten 72,2'ye yükseldi.
•İnşaat sektörü üretim endeksi ise söz konusu dönemde yüzde 16,3 arttı. Bina üretim endeksi ilk 3 ayda yüzde 18,7 artarak 81,2'den 96,3'e çıkarken, bina dışı inşaat üretim endeksi de yüzde 8,3 artarak 128,3'ten 139'a yükseldi.
•Mali Piyasalar
İMKB enflasyon ve Moody’s ile yüzde 1.46 prim yaparak haftaya başladı.
Enflasyonun haziranda TÜFE’de beklentilerin altında gerçekleşmesi ve kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s’in BDDK’nın attığı adımlara yönelik açıklamasının destek verdiği İMKB endeksi, ABD piyasalarının kapalı olduğu hafta başında yüzde 1.46 yükselişle 64.186 puandan kapandı. Moody’s, BDDK tarafından alınan tüketici kredileri için bankaların ayırması gereken karşılık oranlarını artıran tedbirlerin kredi notu açısından olumlu olduğunu kaydetti.
Bu arada, bankacılık sektörü kredi toplamı 24 Haziran’da geçen yılsonuna göre yüzde 15.7, yıllık bazda ise yüzde 36.1 artarak 619.5 milyar lira ile büyümede hız kesmezken, yılsonu için hedeflenen yüzde 25 kredi büyümesi için yeni önlemler beklentisi hafta boyunca devam etti
Çin ısınan ekonomisini soğutma adına sürpriz şekilde faiz artırdı.I Bu durum Türkiye'yi de kapsayan gelişen piyasalarda satışların desteklenmesine sebep oldu. Asyada devam eden soğutma çalışmaları ile Avrupa’nın devamlı başağrısı olan borç sarmalı göz önüne alınınca bütün gözler kurtarıcı olarak ABD ekonomisine bakıyor.
•Yunanistan’ın borçları silinmeden kurtuluş yok
Beklendiği gibi ECB toplantısından 0.25 faiz artırımı çıktı. Ancak bu artışın Yunanistan gibi zayıf AB ülkelerinde baskı yaratacağı da konuşuluyor.
Yunanistan her kurtulduğunda Avrupalıların sırtındaki yük biraz daha artıyor. Asıl can sıkan bu borçların hiçbir zaman ödenmeyeceğinden herkesin emin olması. Yunanistan’ın borçları silinmedikçe bu sorun yeniden gündeme gelmeye devam edecek deniyor. Yunanistan sorunu beklemeye geçerken Moddy’s aniden Portekiz’in kredi notunu düşürdü.
•İçeride ise hafta başında TCMB'nin son sunumuyla faiz artırımı beklentilerinin ötelenmesi TL'deki zayıf seyri devam ettirdi. Kriz Kahini Prof. Roubini’nin Türkiye ile ilgili “faiz artırmanın zamanı” yorumu geçtiğimiz hafta piyasaları etkiledi.
•Avrupa’da ECB’nin faiz açıklamaları ile karamsar hava dağılmış gibi. Faiz artışı beklendiği için dalgalanma yaratmadı. Portekiz’e herhangi bir risk alınmadan destek verileceği mesajı, yukarı yönlü enflasyon beklentileri ile birleşince, bankanın sene sonuna kadar faizlerde yeni bir artırım yapma olasılığının satın alınmasına sebep oldu. ABD’den gelen olumlu istihdam verilerinin de desteği ile piyasalardaki risk algısı zayıfladı.
•Kısa vadede dolar/TL paritesine baktığımızda, paritedeki yükselişle geri çekilen USD/TL 1.62’nin altında işlem görüyor. Kısa vadede paritedeki yükselişe ek olarak cari açığı engellemek için atılabilecek olası adımlar TL.ye destek verebilir. Ancak yükselen cari açık endişeleri bunu kalıcı yapmayabilir. Üstelik sıkılaştırma adımlarına ihtiyaç olmadığı algısıda TL.için negatif beklentiler.
•Orta ve uzun vadede atılabilecek muhtemel adımlar TL’nin değer kaybını sınırlayabilir. Çünkü her akım endişeleri yok edici tedbir niteliğinde. Olumlu tedbir olarak algılanacaktır. Ancak kredi büyümesi yanında enflasyonun yükselmesi aksi etki yaratacaktır.
•Piyasaların Yönü:
AB kısa vadede borç endişelerini çözünce döviz gevşedi ve yarı yarıya euro/dolar’dan oluşan döviz sepeti çıktığı 2’nin üzerinden 1.95-2.0 bandına geri döndü. Normal koşullarda bu band korunacak diye bekleniyor.
•IMKB yükseliş trendinde idi. Ancak olaylar Avrupa borsalarındaki yükselişi göstermesine engel oldu. Şike olayları, yemin boykotunun yansımaları ve oluşan tereddütler güçlü iktidar imajının üstüne çıktı. Yükselişin güçlenmesi için endeksin 65-66bin aralığının üstüne çıkması lazım. Yemin boykotunun çözülmesini beklediğimiz bu u hafta piyasalar özellikle dış alımlarla endeksi yukarı çekebilir.
•FB ve şike olayları külüp kağıtlarını düşürdü. Özellikle FB hisse senetlerinin düşmesinin son noktasında toplanacak hale geliyor. Bekleme süresi çok fazla olmayacaktır. Bu benim inancım.
Dış ekonomik haberlerden satır başları:
•Avrupa Merkez Bankası faizleri 0.25 artırdı
Yükselen enflasyon tehlikesine karşı bu yıl ibeklentilere uygun olarak kinci defa faiz artırma kararı aldı ve ECB 0.25 puan faiz artırdı.Faiz artırımının başta Yunanistan olmak üzere, ekonomik durumu kritik olan AB ülkelerinde baskıyı artırması bekleniyor.
•'Kredi derecelendirme kuruluşları sorgulanmalı'
Avrupa Komisyonu başkanı Manuel Barosso, uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarının güvenilirliğinin sorgulanabileceğini söyledi.
Komisyon, kredi derecelendirme kuruluşu Moody's'in dün Portekiz'in borçlarını 'değersiz' statüsüne düşürmesine tepki gösterdi.
Portekiz hükümeti de Moody's değerlendirmesinde kemer sıkma tedbirlerine verilen güçlü desteğin gözardı edildiği kanısında olduğu açıklamıştı.
Bugün içinde benzer bir tepki de Yunanistan'dan geldi.
Yunanistan dışişleri bakanı Stavros Lambridinis kredi değerlendirme kuruluşlarının Yunanistan'ı da etkileyen borç krizi boyunca takındıkları tavır "delililik" olarak değerlendirdi.
Dışişleri bakanı Lambridinis derecelendirme kuruluşlarının halihazırda zor olan durumu daha da beter hale getirdiklerini söyledi.
Üç büyük kredi derecelendirme kuruluşu olan Standard & Poor's, Moody's ve Fitch, Yunanistan ve Portekiz'in kredi notlarını borç krizi boyunca birkaç kez düşürmüştü.
•"Kerameti kendinden menkul bir çılgınlık"
Portekiz'in kredi notunun Moody's tarafından düşürülmesi ardından Avrupa Komisyonu sözcüsü Amadeu Altafaj tarfından yapılan açıklamada "Moody's tarafından yapılan değerlendirmenin zamanlaması da olasılıklara dayalı ve gerçeklerden uzak tahmini de sorgulanmalı" denildi.
Altafaj, Moody's'in Portekiz'e dair değerlendirmesinin, kredi derecelendirme kuruluşlarının davranışlarının mercek altına alınmasının gerekliliğini bir kez daha ortaya koyduğunu belirtti.
Komsiyon başkanı Barosso ise Moody's'in spekülasyonlarla dolu finans ortamına yeni bir spekülasyon daha eklediğini söyledi.
Barosso hiçbir kredi derecelendirme kuruluşunun Avrupa'da bulunmadığına da dikkat çekerken, pazarlarda Avrupa'ya dair konuların ele alınışında taraflı bir yaklaşım olduğunu söyledi.
Bugün Berlin'deki bir konferansta konuşan Yunanistan dışişleri bakanı Lambridinis, Moodys'in Portekiz'e dair değerlendirmesinin ülkede uygulanmakta olan reformaları dikkate almadığını eleştirisinde bulundu.
Lambridinis, "Moody's Portekiz'in ikinci bir yardım paketine ihtiyacı olduğu ön kabulü ile hareket etti" ve "bu kerameti kendinden menkul bir çılgınlıktır" dedi.
•Japonya neden kaybediyor*
Son yıllarda ekonomik ve doğal sorunlar yaşayan dünyanın eski devi Japonya'da en büyük problem muhafazakarlık ve çekingenlik. Daima istikrar, güven ve sakinlik arayan bir ülke. Fakat dünya hızla değişiyor. Japonya geleneksel alışkanlıklarına bağlılığını sürdürürken, diğer ülkeler büyüyorlar.
Pekçok Japon'un kabul ettiği hata, gelişmekte olan ülkeleri dikkate almamaları. Halbuki bu ülkelerdeki şirketlerden öğrenecekleri çok şey var amöa ihmal ediliyor. Sebebine gelince Japon hala eski şaşaasının, eski büyüklüğünün etkisinde onları küçümsüyor.
Japonya'nın başka önemli bir hatası bireyselliğe gereken önemi vermemesi.. Japonya'da insanlar herkes aynıdır diye düşünüyorlar. En temel hata bu. Japon firmalarının yapması gereken, harp sonrası (özellikle 1949) yıllarındaki ruha geri dönmeleri ve yarattıkları Japon Mucizesini tekrar yaratacak havayı yakalamaları. Ama yapılan hatalardan ders alınması ve değişen dünyanın yeni koşullarına ve yeni rakiplere ayak uydurmaları gerekiyor.
•Japon Ekonomisinin son durumu:
Japonya Maliye Bakanlığı, Mayıs ayında cari hesap fazlasının bir yıl öncesine kıyasla yüzde 51,7 oranında düşerek 590,7 milyar yene (7,27 milyar dolar) indiğini açıkladı.
Bu sayılar, Japon ekonomisinin hala deprem felaketinin etkilerini yaşadığını, bununla birlikte, beklenenden daha hızlı toparlandığını gösteriyor. Nisan ayında cari hesap fazlasındaki düşüş yüzde 69,5 oranındaydı.
Japonya'da tedarik zincirinde düzelme kaydediliyor ve imalatçılar dönüş yapıyorsa da dışsatımlarda yaşanan sıkıntı sürüyor. Son veriler, Japonya'nın dışsatımlarının Mayıs ayında yüzde 9,8 oranında düştüğünü gösteriyor. Dışalımlar ise enerji maliyetindeki artış nedeniyle yüzde 14,7 oranında arttı. Maliye Bakanlığı, bu rakamların, gelmiş geçmiş en büyük ikinci ticaret açığına işaret ettiğini belirtti.
* Mc Kinsey&Company bu haftaki sayısında “ Dare to Err” hataya cesaret başlığı ile Japonya'nın geleceğini irdeliyor.
•News of the World gazetesinin kapanmasıyla 160 yıllık bir tarih de sona eriyor.
Pazar günleri çıkan bulvar gazetesi ilk kez 1 Ekim 1843'te Londra'da basılmıştı - ama bu Pazar, yani 10 Temmuz 2011 günü son baskısını yapacak.
Gazeteyi kapatma kararı telefon dinleme ve polis memurlarına rüşvet verme iddialarının üzerine geliyor. News of the World gazetesinin sahibi News International şirketi; ve bu şirket Amerikalı medya devi Rupert Murdoch'a ait News Corporation'un parçası. News of the World'un haftalık satışları ortalama 2 milyon 800 bin baskıyı aşıyor.
Şirket, İngilizce yayımlanan gazeteler arasında en fazla okunanın News of the World olduğunu iddia ediyor.
"Gazete Murdoch tarafından satın alındıktan sonra gözle görülür ölçüde değişti."
News International'ın genel müdürü James Murdoch, gazetenin bugüne dek "İngiltere'nin en büyük reklam verenlerinin desteğini aldığını" ve "suçla mücadele, yanlışları bir bir ortaya dökme ve ülke gündemini çizmiş olmaktan gurur verici bir geçmişe sahip olduğunu" savundu. Genellikle zengin ve ünlülerin adının karıştığı bir çok seks skandalını ele almasıyla ün kazandı.
Bulvar gazeteleri tarihçisi Chris Horrie, News of the World için "İngiliz gazete tarihinin önemli bir parçasıydı. 19'uncu yüzyılda yarı okur-yazar nüfusa sunulan gazeteler arasında en fazla tedavülde olandı" diyor.
Ancak Horrie, 20'inci yüzyılda Murdoch tarafından satın alındıktan sonra gazetenin gözle görülür ölçüde değiştiğini söylüyor.
Horrie'ye göre Murdoch döneminde News of the World, "parayla haber toplayan gazeteciler ve bu anlayışa dayalı gazeteciliğe yöneldi."
Olaylar hafta boyunca yaşanıyordu, özel haber niteliği taşımıyordu.
Ancak News of the World, tüm ünlülere, siyasetçilere ilişkin haberleri satın alıp Pazar gününe yığıyordu.
Horrie'ye göre "bu 1980'li yılların parayla habercilik anlayışıydı."
Hem önemi hem de dağıtımı açısından bakıldığında Pazar günleri yayımlanan bulvar gazetelerinin bir numarasıydı.
•Skype'la anlaşan Facebook'ta görüntülü sohbet başlıyor
Sosyal paylaşım sitesi Facebook, internet üzerinden sesli ve görüntülü konuşma imkânı veren Skype ile anlaştıklarını ve bundan böyle Facebook'un sohbet kısmında görüntülü iletişimin de sağlanacağını açıkladı.
Bu Skype ile Facebook'un ilk bir araya gelişi değil. Facebook hâlihazırda Skype'ın internet üzerinden mesajlaşma teknolojisinden kısmen yararlanıyor.
Bir süre önce Skype'ı satın alacağı duyurulan Microsoft, Facebook'ta da büyük hisseye sahip.
Facebook'taki sohbet kutucuğu aynı anda yalnızca iki kişinin görüntülü sohbet etmesine imkân tanırken, Google+'nın sisteminin altyapısı ise birkaç kişilik video aramalarına izin veriyor.
•Çin ve Hindistan faiz artırdı
Çin ve Hindistan sıkılaştırma politikalarına devam ediyor. Bu hafta Çin’de enflasyon açıklaması var.
Geçen haftanın siyasal ve sosyal durumuna göz atarsak;
• Bu haftabaşı CHP ve BDP’nin yemin boykotunun çözüleceğine ve TBMM’nin bütçe müzakerelerine tam kadro girmelerini bekliyoruz. Yemin boykotu konusunda CHP’nin tavrını destekledik. Yapılması gereken bir davranıştı. Bize göre boykot biraz şike soruşturmasının gölgesinde kaldı. Ülkemiz için bu da normal. Uzlaşılarak sorunun çözülmesi de başarıdır. Uzlaşmada ve TBMM’nin gereken çözümü üretmesinde haksız yere ve uzun süre tutukluluk hali yaşayanlara da çözüm bulunmasını ümit ediyoruz. Mesele sadece 2 veya 3 tutuklulunun sorunu değildir. Önemli olan Türk adaletinde keyfiliğin önüne geçilmesidir.
• Şike soruşturması devam ediyor. Kabak Aziz Yıldırım ve FB’nin başına patladı. Bizde bu tür olaylar ve tepkileri hep böyle olur. 2001 yılında da Bankacılık krizinde aynı tepki gösterilmiş ve 25 banka kapatılmıştı. Kapatılan bankaların sorunu o yılın sorunumu idi. Hayır. Yıllarca göz yumulan holding bankacılığına birden bire sert tepki verildi ve kabak o dönemin başına patladı. Aynı şekilde şike de ben kendimi bildim bileli profesyonel futbolda vardır ve ses çıkarılmazdı. Yapanın yanına kar kalırdı. Bu sefer öyle olmadı. Nisan ayında çıkan yasanın önemi kavranamadı. Gene geçiştirilir diye önemsenmedi. Kabak FB’nin ve Başkanının başına patladı. Ha bu arada internet medyasında bu konuda neler dolaşıyor neler!
Esenlikle Kalın
(DİKKAT: Haftalık ekonomik yorum Emen&Emen tarafından turkiyeturizm.com için hazırlanmaktadır. İzinsiz kopyalanıp kaynak gösterilmeden kullanılamaz. Aksi takdirde Basın Yasası ve Telif Hakları Yasası'na göre yasal işlem yapılacaktır)



































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.