Çevre ile turizmi birlikte düşünmek gerek. Ne turizm çevresiz olabilir nede çevre turizmsiz... İkisini birbirinden ayırdınız mı,kaş yapalım derken göz çıkarırsınız.
Türkiye yıllardır bu hatayı yapıyor.Çevreyi Orman Bakanlığına bağlayınca,ne doğal güzelliklerimiz yeterince korunabiliyor nede turizmimiz gelişebiliyor. Ayrıca her iki konunun da çok patronu var.Devletin farklı kurumları görev yapmak isterken,hem çevrenin hem de turizmin önünü kesiyor.
Oysa biz Çevre Bakanlığını kurarken, müstakil görev yapmasını düşünmüştük.Ancak öyle olursa,dünyanın çeşitli fonlarından yararlanmak mümkündü.Evet bürokrasi biraz artacak,şikayetler sürecekti ama,uluslararası fonların desteği de böyle gelecekti işte.Ama öyle olmadı,ölü doğan bakanlık kısa bir süre sonra sağından solundan budanıp, Orman Bakanlığına aşılandı.
Orman teşkilatı ormanlarımızı koruyamıyor ki,çevreyi korusun.Bir koltuğa iki karpuzu sığdırmaya kalkışınca,olanlar çevreye dolayısıyla da turizme oldu.Madem Çevre Bakanlığı bir yere bağlanacaktı,Ormana değil de turizme bağlansaydı ya..Böylece işler ahenk içinde yürür,şikayetler de bu derece artmazdı.
Koylarımızı korumamız milli bir ödevdir. Ama bunu gel de, Orman ve Çevre Bakanı Veysel Eroğluna anlat. Herşeyi parti gözlüğüyle seyretmeye çalışan bu zat,(üstelik de Çevre Profesörü olduğu söyleniyor)koylardan çoğunun Özel Çevre Koruma Kurumunun sınırları içinde kaldığının bile farkında değil.Eğer farkında olsaydı,Gökovanın Mazı koyunda yapılmak istenen otele karşı çıkardı.
Her zaman söylüyorum, dantel gibi koylarımızı imara açmamak ve korumak,turizme yatırımın en büyüğüdür.Artık sahillerimiz otele doydu.Üstelik dünyada artık büyük otellerin devri de kapandı.Şimdi küçük oteller,butik otelleri,pansiyonlar filan revaçta. .Sahil yatırımlarının yerini,içerlerdeki golf, sağlık, spor, kültür, termal gibi değişik yatırımlar alıyor dünyada.Bu değişikliği görmemiz ve ona göre hareket etmemiz lazım.
Büyük tesisler çevreyi zorlamaya başladı.Doğal güzelliklerimize bu beton yığınlarıyla zarar veriyoruz.Oysa devlet,hala büyük tesislerden medet umuyor,yatırımcıları buna yönlendiriyor.Doğu ve Güneydoğu turizminde belki büyük otellere ihtiyaç var ama, Ege ve Güneyde yeterli. Artık dolduramıyoruz otellerimizi,yataklarımızın çoğu boş.Üstelik de sezon giderek kısalıyor.Bunları dikkate almak ve dünyadaki gelişmelere paralel hareket etmek lazım.
Dünya çevreyi korumayı ön plana hatta ilk plana aldı.Devletler daha çevreci,daha küçük, daha yeşil modeller yaratmaya çalışıyorlar. Golfün dünyada bu kadar tırmanmasının sebebi belki de bu. Golfe karşı çıkanlar, aslında yeşile karşı çıkıyorlar.Deniz suyu ile sulanan,çimlerine artık ilaç vermeye gerek kalmayan gölfün kime ne zararı olabilir ki?Ama Türkiyede bilen de konuşuyor, bilmeyen de..Üstelik hayatlarında golfü görmeyen,tanımayan,bilmeyenler daha çok konuşuyor.
Koylarımızın bulunduğu alanlara sadece otel değil,artık ev yapma izni de verilmemesi gerekiyor.Buralarda yeni köylerin kurulmasını,eskilerinin de büyümesini kesinlikle engellemek lazım.Özellikle Gökova ve Hisarönü için söylüyorum, buralardaki orman köylerinin hiçbirinde kanalizasyon yok.Denizleri iyice kirleniyor, yakında Haliçe benzeyecek çoğu.Ayrıca orman köylerindeki seraların sayıları iyice artıyor.Seraların odunla ısındığını düşünürseniz, ormanların nasıl bir tehlikeyle karşı karşıya kaldığını daha kolay anlarsınız.
Turizmde çeşitlilik söz konusu ya, yatırımcının başına gelenlerden de bahsedelim biraz.Başta Çevre olmak üzere,tüm kurumlar yatırımcıya yükleniyor.Nedense güzele düşman bizim bürokratlar.Güzel bir şey mi yaptınız,doğayla uyuma dikkat mi ettiniz,mahvoldunuz demektir.Yapılanı anlaması ,dünya görüşlerindeki farklar nedeniyle mümkün olmayan deneyimsiz memurlar,yatırımcıların analarından emdikleri sütü burunlarından getiriyorlar.
Bodrumdan çıkıp, şöyle bir Kuşadası,Şirince üzerinden Ayvalıka gideyim dedim. Gördüklerim ve duyduklarım karşısında pişman oldum desem yeridir.Yatırımcılar çok dertli,Orman-Çevre-Turizm Bakanlıkları ile belediyeleri her telden akortsuz çalan eski orkestralara benzetiyorlar.Tek ortak özelliklerinin ise,yatırımcıyı yokuşa sürerek ağlatmak olduğunu söylüyorlar.
Şirincede Oya Narinin Güllü Konaklarını görseniz bayılırsınız.Bu kadar mı güzel olur bir butik otel..?
Çiçekler içinde, müthiş bilinçli dekore edilmiş, lavanta kokulu bu konağımızı yaparken, ne sıkıntılar çekmişler. İnsan duyarken üzülüyor, utanıyor. Ödül vereceklerine, ceza kesip duruyorlar devamlı. Anıtlar Kurulu bahçeye döşenen 3-4 metrelik kayrak yolu söktürmek istiyor hala.
Kuşadası Pamucak beldesinde oteller suyu viski fiyatına alıyorlar.Suya İzmirin beş katı para ödüyorlar.Maden suyu olsa, bu kadar para verilmez.İçlerinde sezonda bir trilyona yakın fatura ödemek zorunda kalacaklar bile var.Neredeyse mütevazi küçük bir otel parasına eşit.. Pamucakın suyu İzmir Belediyesine aitmiş. Onun için ödemeyi buraya yapıyorlar. Pamucak nire, İzmir nire.?
Akıl sır ermiyor işte..
Ayvalıkta Ortunç oteli var. Eskiden tahta barakalarda ağırlarlarmış konuklarını. Şimdi güçlendirme izni almışlar ve iki katlı, doğayla müthiş uyumlu mükemmel bir tesis yapmışlar. İnanılmaz güzel bir peyzaja sahip,ormanla bütünlük kazanan bu butik otelin de başı dertte. Çevreciler geliyor, ormancılar geliyor, Anıtlar Kurulu memurları geliyor,gelen gelene... Adamlar turistlere hizmet mi versinler, memurlara dert mi anlatsınlar?
İşin ilginç yanı, tesiste kalan Bayındırlık Bakanı, birkaç gün önce şeref defterine güzel şeyler yazarak, bu butik oteli övüyor, sektöre ve ülkeye örnek gösteriyor, sahiplerini yürekten kutluyor. Bakanı böyle düşünüyor ama,sığ görüşlü memurları yasaları farklı yorumlayarak basıyorlar cezayı.Aynı memurlar, 100 metre ilerdeki bir kampingin çevreye duyarsız konum ve yönetimini pas geçiyorlar, 300 metre ötedeki milletvekillerine ait Doğaköy sitesindeki yasalara aykırılıkları görmezden geliyorlar.Ama Ortunçu ellerinden gelse ortadan kaldıracaklar.
Bütün bunlar, Turizm-Orman ve Çevre üçgeninin doğru dürüst ve uyum içinde çalışmamasından kaynaklanıyor. Yapılacak iş, çevreyi ormandan alıp turizme bağlamak ve kararları hem ülkeyi ve hem de yatırımcıları zarara uğratmadan oluşturmaktır.
- BIST 11007.37
- Altın 5762.713
- Dolar 42.5743
- Euro 49.6247
- İstanbul 9 °C
- Ankara 7 °C
- Antalya 8 °C
- Aileler mutfaklarını 'ev restoranı'na çeviriyorlar
- Kızıllı, “palamut turizmi” için turistleri bekliyor
- Side antik kentte yaşlı Almanlar için kültür turları başladı
- Akseki'nin Çimili Keçi Peyniri Coğrafi İşaretli oldu
- IIFF'nin bu yılki teması: “Sürdürülebilirlik"
- Dünyanın en iyi 100 şehri içinde İstanbul yer aldı
- Marsilya’da 1 Euro’ya gurme yemekler yiyebilirsiniz!
- Turistik Tuz Ekspresi 10 bin ziyaretçiyi Çankırı’ya taşıdı
- 2026'da iş seyahatleri ve MICE nereye gidiyor?
- Noel tatilinin gözdesi Antalya'ya Alman ve Rus akını
- Antalya'ya 1 milyar 350 milyon TL'lik dev otel yatırımı geliyor
- Karavanla denize sürüklenen Rus turistler kurtarıldı
- Üç otel Conde Nast Johansens üyeliğine kabul edildi
- Avrupa turizm devinin 2026 rotasında Antalya öne çıkıyor
- Mustafa Kemal Atatürk’ün Bilecik’e gelişi canlandırıldı
Çevreyi turizme bağlamak

Can Pulak / Gazeteci
Bu yazı toplam 3117 defa okunmuştur.
Yazarın Diğer Yazıları
- Akıntıya kürek çekmeyelim30 Kasım 2025 Pazar 19:51
- Bir Papa eksikti!29 Kasım 2025 Cumartesi 19:55
- Bir dokun bin ah işit!11 Kasım 2025 Salı 12:10
- Yerel yönetimler ve Bodrum08 Kasım 2025 Cumartesi 09:15
- Sesimizi duyan var mı?05 Kasım 2025 Çarşamba 19:53
- 102. yılı kutlarken29 Ekim 2025 Çarşamba 01:49
- Atina’da üç gün26 Ekim 2025 Pazar 01:47
- İyisiyle kötüsüyle Bodrum17 Ekim 2025 Cuma 23:41
- Siyaset, uçaklar ve alanlar15 Ekim 2025 Çarşamba 23:46
- Sevinç- keder ve…07 Ekim 2025 Salı 07:03
- Yaza veda ederken...20 Eylül 2025 Cumartesi 18:51
SON EKLENEN GALERİLER
Körfez ülkeleri gazetecileri İstanbul’u yeniden keşfetti
Turizmde kalitenin simgesi, “Skalite ‘25” ödülleri verildi
Kongreye ulaşım ve konaklamayı TÜRSAB karşılayacak
WTM London 2025'te nitelikli alıcı sayısında %11'lik artış
Amerika’nın İran’ı bombalama maliyeti 100 milyar dolar
12 günlük savaşın İsrail ve İran'a maliyeti nedir?
Türk Mutfağı Haftası Kapadokya’da “Yoğurt” kitabıyla taçlandı
Yurt dışına çıkmak isteyen Türklerin 3.5 milyarı çöp oldu
TÜRSAB başkanı belli, koltukta oturuyor, kutluyorum
TUROYD’un yeni Başkanı Tayfun Sancar oldu


- 11:00 - Aileler mutfaklarını 'ev restoranı'na çeviriyorlar
- 10:00 - Kızıllı, “palamut turizmi” için turistleri bekliyor
- 09:00 - Side antik kentte yaşlı Almanlar için kültür turları başladı
- 14:00 - Akseki'nin Çimili Keçi Peyniri Coğrafi İşaretli oldu
- 13:00 - IIFF'nin bu yılki teması: “Sürdürülebilirlik"
- 12:00 - Dünyanın en iyi 100 şehri içinde İstanbul yer aldı
- 11:00 - Marsilya’da 1 Euro’ya gurme yemekler yiyebilirsiniz!
- 10:00 - Turistik Tuz Ekspresi 10 bin ziyaretçiyi Çankırı’ya taşıdı
- 09:00 - 2026'da iş seyahatleri ve MICE nereye gidiyor?
- 08:00 - Noel tatilinin gözdesi Antalya'ya Alman ve Rus akını
- 07:00 - Antalya'ya 1 milyar 350 milyon TL'lik dev otel yatırımı geliyor
- 06:00 - Karavanla denize sürüklenen Rus turistler kurtarıldı
- 05:00 - Üç otel Conde Nast Johansens üyeliğine kabul edildi
- 04:00 - Avrupa turizm devinin 2026 rotasında Antalya öne çıkıyor
- 03:00 - Mustafa Kemal Atatürk’ün Bilecik’e gelişi canlandırıldı
Tüm Hakları Saklıdır © 2005 Türkiye Turizm | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
























