Ölümsüz ağaç için ideal; vakıf ve müze

Bir doktor, hipokrat yemini etmiş. Bilgi ve deneyimlerini sporculara şifa dağıtmak için geliştirmiş. Yıllarca onların kaslarını, adalelerini, dizkapaklarını onarmış. Her zaman da o sporcuların manen yanında olmuş.
İzmir’i Ege’yi evi bellemiş ve gönül vermiş zeytin ağacına, zeytine ve yağına…
Başarılarla dopdolu meslek hayatı başlangıcından itibaren tarih anımsatan, geçmiş kokan her objeye ilgi duymuş.
Bu duygunun kendisini bir koleksiyoner yapacağını başında tabii ki bilmiyormuş. Yapımı eskilere dayanan, el emeği göz nuru her parçayı, eskiye tarihlenmiş her makine parçasını, bir eşi daha olmayan ahşaptan yapılmış sonsuz vida presleri ve tabii zeytin ve zeytinyağı ile ilgiliyse toplamaya devam etmiş.
Onlarca, yüzlerce parça biriktirmiş, evinde, deposunda, muayenehanesinde.
Yaşam durmadığından hayat arkadaşını seçmiş, bir erkek bir kız evlatları olmuş. Genleri inatçılığını, inancının peşinden gitmesini gerektirdiğinden, dışarıdan doçentlik alan doktor unvanını bile elde etmiş.
Birkaç tane geniş zeytinlik, bir çiftlik, birkaç arazi ve nihayet Urla-Alaçatı karayolunun 20’nci kilometresinde 20 dönüm içerisinde kocaman bir bina yapmış.
Bizde en çok akıl vermek moda olduğundan “Otel yap” diyen de olmuş, “Yurt yap” diyen de…
Ancak “Müze yapacağım” diyen yine kendisi olmuş…
Size kısaca, dostluğundan, arkadaşlığından zevk aldığım ve kıvanç duyduğum Doç.Dr.Levent Köstem’den söz ettim.
İlk tanıştığımız günden itibaren de Kültür-Eğitim Ve “Müzecilik konularıyla ilgili bir vakıf kuralım” kararı aldık.
Biraz fazla gereksiz, zaman kaybettirici uğraş vermekle birlikte Köstem Kültür Eğitim ve Müzecilik Vakfı’nı oluşturduk, kurduk, tescil ve ilan ettirdik…..
Onlarca, yüzlerce insanların görüşüne hazır müze materyali, 4500 M2 kapalı alanda yer alıyor.
İçersinde sabun müzesi, ahşap oyuncak atölyesi, seramik atölyesi, konferans salonları, zeytinyağı fabrikası ve de zeytinyağı ile yapılacak ürünlerin satılacağı modern bir lokanta bulunuyor.
Müze 20 dönümlük nefis bir gölet ve peyzaj düzenlemesi içerisindeki bahçede ziyaretçilerini bekliyor olacak.
Engelli çocuklarımızın hayata kazandırılmasının da hedeflendiği birçok eğitim programını bu müze çatısı altında yürüteceğiz.
Uluslararası benzeri vakıflar aracılığı ile ortak çalışma projelerine imzalar atacağız.
Bu yaşayan müze dünyanın en büyük zeytinyağı müzesi olacak.
Zeytinin anavatanı ülkemizin adını tüm dünyaya tanıtacak.
Bilinen en eski zeytinyağı işliğinin bu bölgede olduğunu bizim anlatmamıza gerek yok…
Çünkü tüm Akdeniz bölgesi bu gerçeği büyük bir kıskançlıkla yıllardır gözlüyor.
Klozomenai başlı başına bir fenomen…
Ege’nin nefis klimasında yaz-kış bu müze hizmet verecek. Çocuklar hem eğlenecek hem öğrenecekler. Hasat şenliklerini beraber yapıp, zeytinyağını beraber sıkacağız.
Kendi sıktıkları nefis doğal zeytinyağı ile ev yapımı domates salçasının birlikteliğinin enfes lezzetini, civar köylerde yapılan köy ekmekleri eşliğinde yiyerek yeni lezzetler keşfedecekler.
Ege otları ve zeytinyağı büyükleri de büyüleyecek.
Kültür ve Turizm Bakanlığı, Başbakanlık Tanıtım Ajansı, İzmir Valiliği, İzmir Sanayi ve Ticaret Odası, İzka Uluslar arası Zeytinyağı Konseyi böyle bir projenin varlığından haberdar…
Biz vakıf olarak onlardan gelecek tüm destekleri yerinde kullanmak plânları yapıyor.
Türkiye’nin büyük kuruluşları böyle bir müzeyi ülkeye kazandırdığımız için kutluyor ve destekliyorlar.
Köstem Kültür Eğitim ve Müzecilik Vakfı bu muhteşem müze projesiyle başlattığı çalışmalarını, tüm ülkeye ve dünyaya yayma karar ve kararlılığındadır.
Tüm bölge halkının katılımı ile oluşturacağı ortak zeytin yetiştiriciliği, zeytin yapımı projeleri, zeytin yaprağının değerlendirileceği sağlık reçeteleri, zeytin ve zeytinyağı ile ilgili ulusal uluslar arası konferanslar, paneller, toplantılar hep bu vakıf çatısı altında hedeflenen çalışmaları oluşturuyor.
2014 yılında açılmasını hedeflediğimiz müze, bilseniz bizleri şimdiden nasıl heyecanlandırıp, keyiflendiriyor.