• BIST 9693.46
  • Altın 2496.161
  • Dolar 32.4971
  • Euro 34.5977
  • İstanbul 12 °C
  • Ankara 11 °C
  • Antalya 18 °C

Turizmde krizi nasıl fırsata çevirdi?

Turizmde krizi nasıl fırsata çevirdi?
Hürriyet yazarı Gila Benmayor, turizm sektörünün sıkıntı çektiği dönemde yeni marka yaratarak krizi fırsata çeviren Ece Tonbul’u yazdı.

İSTANBUL- Hürriyet yazarı Gila Benmayor, turizm sektörünün sıkıntı çektiği dönemde yeni marka yaratarak krizi fırsata çeviren Ece Tonbul’u yazdı.

Gile Benmayor’un “Turizmde krizi nasıl fırsata çevirdi?” başlıklı yazısı şöyle:

Turizm sektörünün kredi borçlarıyla boğuştuğu ve hatta turizm yatırımlarının yurt dışına yöneldiği bir dönemde otelcilikte son trend “boho chic” tarzında yeni bir marka, Club Marvy’yi yaratmaya cesaret eden Ece Tonbul ile krizi nasıl fırsata çevirdiğini konuşuyoruz.

Diana Otel Yatırımları Yönetim Kurulu Başkanı Ece Tonbul, 40 yıl önce Kuşadası’nda Diana Turizm’i kurmuş olan, sektörün duayen isimlerinden Hasan Tonbul’un kızı.

Fırsat bulmuşken Kuşadası’ndaki organik çiftliğinde ziyaret ettiğim Hasan Tonbul ile eski günleri anıyoruz.

Kuşadası, yazları nüfusu 1 milyona ulaşmadan ve kötü yapılaşmaya yenik düşmeden önce Türkiye’nin turizmde parlayan yıldızıydı.

Bu küçük balıkçı köyünün kaderi 1960’lı kruvaziyer limanının inşa edilmesiyle değişmişti.

Fransızların ünlü tatil köyü Club Med ilk Kuşadası’nda kapılarını açmıştı.

1970’ların sonu, 1980’lerin başı ise Kuşadası halkının çoğunlukla zeytinlik olan arazilerini yazlık ev yapan kooperatiflere sattığı yıllar idi.

1970’li yıllarda rehber olarak turizm sektörüne adım atan Hasan Tonbul, Diana Turizmi kurduğu yıllarda neler yaptıklarını anlatıyor.

Şirket kiraladığı feribot ile ilk kez Samos’tan Kuşadası’na yabancı turist taşımış ve otobüslerle Efes’e götürmüş.

Diana Turizm Brüksel’den İzmir’e ilk charter uçağını indiren şirket.

Turizmde ilklere imza atan Hasan Tonbul’un iki çocuğu da doğal olarak aynı sektörde devam etmiş.

Turizmde krizi nasıl fırsata çevirdiÇEKİRDEKTEN TURİZMCİ

Nitekim TÜRSAB Yönetim Kurulu üyesi Burak Tonbul Diana Seyahat Acentası’nın başında, kızı Ece Tonbul ise Diana Otel Yatırımları Yönetim Kurulu Başkanı.

Sohbetimizde, “çekirdekten yetiştim” diyor.

“11-12 yaşlarından itibaren Diana çatısı altındaki otellerde yaz aylarında her işi yaptım. Çamaşırhaneden, mutfağa kadar her yerde çalıştım. Hizmet sektöründe empati yapmayı öğrendim” diye ekliyor.

Diana’ya bağlı Paloma Grubu’nun sahip olduğu ya da işlettiği otellerin sayısı 2000’lı yılların başında 20’nin üzerinde.

Şimdi bu sayı 11’e düşmüş ancak grup yeni markası Club Marvy ile ayrı bir yolculuğa yelken açmış.

Modada iyi bilinen, şık bohem tarz için kullanılan “boho” nun otelcilikte ne anlama geldiğini Ece Tonbul’a tabii ki sordum.

YENİ TREND: BOHO TARZI

“Göze batmayan bir lüks denebilir. Dekorasyonda, mutfakta yerel ürünler ön planda. Plajlarımız doğal. Bazı lüks oteller gibi Mısır’dan, Maldivler’den beyaz kum getirtmedik. Peyzajda yöreye ait olmayan tek bir bitki dahi yok” diye bir çırpıda sayıyor.

“Otelin tüm tekstil malzemelerini kadim bir tekstil geçmişi olan Buldan’da özel yaptırdık” diye ekliyor.

Tarif ettiği şey aynı zamanda “sürdürülebilir turizme” de giriyor.

Zira Club Marvy’nin aydınlık, müzeye kayıtlı antik küplerin de olduğu geniş lobisinde saz örgü aydınlatmalar Sökeli sepet örme ustalarına yaptırılmış.

Otelin bazı bölümlerinde, tavanlarındaki hasırlar ise Tireli hasır ustalarının elinden çıkmış.

Buldan’ın artık can çekişmekte olan iki atölyesinde yaptırılmış yatak örtüleri, havlular şık ama abartısız odalara ayrı bir hava katmış.

Tonbul, otelin olduğu Özdere yöresinde, artık üreticisine gelir getirmeyen mandarinaları da değerlendirilmiş.

Balçova ve Bornova’da özel termal fırınlarda kurutulup misafirlere ikram ediliyor.

“Turizm yöredeki insanlara bir değer sağlamak zorunda. Biz Club Marvy’de hem bunu yaptık, hem slow yaşamın sürdüğü küçük bir Ege kasabası yarattık” diyor Tonbul.

20 MİLYON EURO MALİYET

Uzun yıllar 180 dönüm arazide Paloma Club Sultan olarak hizmet veren 340 odalı tesis, 5 aylık restorasyondan sonra mimar Fahrettin Aykut imzasıyla ile bambaşka bir şeye dönüşmüş.

Türkiye’de en kolay yapılan “yık baştan yap” yerine, var olanı en iyi bir şekilde değerlendirerek yeni bir marka yaratan Ece Tonbul’a yenilemenin maliyetini sordum.

“20 milyon euro civarında” diyor ve “bunun büyük bir bölümü öz kaynak” diye ilave ediyor.

Son verilere göre turizm sektörünün bankalara olan kredi borcu 2,5 yılda yüzde 70 oranında arttığı dönemde önemli bir rakam bu.

Ancak çekirdekten yetişmiş, yurt dışında ekonomi okuduktan sonra gastronomi mastırı yapmış olan Ece Tonbul maliyeti hem yabancı hem yerli turistlerle birkaç yıl içerisinde amorti edeceğine inanıyor.

Elinde çantası vaktinin büyük bir bölümünü yabancı tur operatörleriyle geçiren Tonbul’un yeni markasında benim gibi organik düşkünleri için özel “organik büfe” var.

Ürünleri sağlayan organik çiftliğin arkasındaki isim anne Gürsel Tonbul ise başka bir yazı konusu.
 

Bu haber toplam 0 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2005 Türkiye Turizm | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.