Tunus'a turizmcilerin destek heyeti

ANTALYA- Almanya merkezli tur operatörü Germany Fans GmbH 'yı kuran Hüseyin Baraner, “Tunus’ta turistlere yapılan saldırıcdünya turizm pazarında hem manevi, hem de maddi anlamda şok etkisi yarattı”dedi.
Dünya turizmcilerinin Tunus'la dayanışma sergilemeye mecbur olduğunu belirten Baraner, destek için Avrupa'dan ve Türkiye'den iki ayrı heyet olarak Tunus'a gideceklerini açıkladı.

Avrupa'da tüm dinamikleri zorlayıp Tunus'un yanında olduklarını gösteren bir altyapı oluşturacaklarını belirten Baraner "Bunu başarırsak insanlar Tunus'a gelmeye devam eder. Eğer turizm faaliyeti devam ederse, aksi durumda olası işsizliğin Tunuslu gençler üzerinde yaratacağı travma ortadan kalkar. Ben kendim 1 aya kadar gideceğim. Yıl içinde Almanya ve Türkiye merkezli iki ayrı delegasyonun da Tunus'ta olmasını planlıyoruz."dedi.

Öger ve TUI gibi dünyanın önde gelen tur operatörü şirketlerde üst düzey yöneticilik ve danışmanlık görevlerinde bulunan Hüseyin Baraner
Tunus'ta geçen cuma Rui İmperial Marhaba Oteli plajında 38 kişinin öldürülmesiyle sonuçlanan terör saldırısının Avrupa'da turizm piyasalarında ciddi bir tedirginlik yarattığını belirtti.

TURİZMDE GÜVENLİK ÖNCELİKLİDİR
İnsanların yılın en güzel günleri olarak hatırlamak istediği tatil zamanlarının turist katliamına dönüşen saldırıyla manevi anlamda onarılması güç bir yara aldığını söyleyen Baraner, turizmde güvenliğin öncelikli olduğunu anlattı.
Dünyada geleneksel kitle turizminin İngilizce 3 S'yi, deniz - kum - güneş pazarladığını, ancak küresel ölçekte artan terör olaylarıyla birlikte 3 S'nin içinde 4'üncü bir S'nin, güvenlik (security), girdiğini belirten Baraner, şunları söyledi:

DÜNYAYA DIYALOG ÇAĞRISI YAPMAK LAZIM
"Özellikle Akdeniz çanağında son yıllarda yaşanan terör faaliyetleri, piyasaları tedirgin etti. Gelinen noktada dünyaya diyalog çağrısı yapmak lazım. Kültürlerin, dinlerin birbiriyle daha çok temas etmesi gerekiyor. Aksi durumda milyonlarca insanın hem ekonomik hem de sosyal düzeni bozabiliyor. Tunus'ta yaşanan son saldırının yarattığı ortam içinde, ülkedeki otel sahipleri kullandıkları kredilerini ödemek durumunda, aksi durumda ülke bir anda artacak işsizlikle karşı karşıya gelecek. Bunun ne gibi sosyal problemler yaratacağı dünya için artık bilinmez değil."

AVRUPA'DA İLGİSİZLİK VAR
Ancak özellikle Avrupa'da genel anlamda bir ilgisizliğin söz konusu olduğunu aktaran Baraner, "Olaylar karşısında sadece tedirgin oluyorlar, ama ilgi yok. Yaşananları masaya yatıracak dinamiklere sahipler ama burada bir hareketlenme yok. Bu da çok ciddi kültürler arası korku yaratıyor" diye konuştu.

Baraner, Fas'tan Beyrut'a kadar uzanan Akdeniz çanağının dünyanın en büyük turizm merkezi olarak turizm hareketliliğin yaşandığı yer olduğuna dikkat çekti. Son 5 yıldır hem Avrupa'nın hem de ABD'nin yanlış ve eksik siyasetinden dolayı bölgede artık önü alınamaz bir huzursuzluğun kalıcı hale geldiğini söyleyen Baraner “Olaylar Akdeniz’i kilitledi” dedi.
Baraner sözlerini şöyle sürdürdü:
"Akdeniz çanağında, içinde 1001 çeşit yemeğin olduğu dünyanın en lüks kruvaziyer gemileri, 1001 mültecinin olduğu gemilerle aynı yerde karşı karşıya geliyor. Bu kabul edilemez bir durum. Neresinden bakarsanız dünyayı rahatsız etmesi gerekiyor."

TUNUSLA DAYANIŞMAYA MECBURUZ
Son saldırıların yaşandığı Tunus'un dünyanın en eski turizm ülkesi olduğunu ve İslam ülkeleri içinde turizmi başlatan ülke olduğunun belirten Baraner şöyle devam etti: "70'li yıllarda Türkiye'de bir tane otel yok iken, Tunus bütün Avrupa'dan turist çekiyordu. Tunus bu işi çok iyi yapmıştı. Bütün kazanılmış değerleri, Tunus'un 50 yıllık kazanılmış tüm değerleri bu saldırını ardından yok oluyor"
Dünya turizmcilerinin Tunus'la dayanışma sergilemeye mecbur olduğunu belirten Baraner, destek için Avrupa'dan ve Türkiye'den iki ayrı heyet olarak Tunus'a gideceklerini açıkladı.

TURİZM EVRENSELDİR
Dünyanın mevcut halinde tek tek ülkelerin turizmde yakaladığı başarının anlamlı olamayacağının altını çizen Baraner, "Turizm ya evrensel işler, ya da hiçbir yerde işlemez. Nasil çevre ve doğayı korumadan sürdürebilir turizm olmaz ise aynı şekilde destinasyonlarda kültürler arasi diyalog çalışmaları yapılmadanda sürdürülebilirlikten konu konuşmak imkansiz hale gelmiştir. Bunun bilincinde olmamız lazım" değerlendirmesinde bulundu.