• BIST 9693.46
  • Altın 2494.511
  • Dolar 32.5088
  • Euro 34.6886
  • İstanbul 14 °C
  • Ankara 17 °C
  • Antalya 19 °C

Konya’da ‘Sema’da buluştuk (4)

Konya’da ‘Sema’da buluştuk (4)
Konya’yı dünyanın zirvesine taşıyan Mevlâna’nın türbesinin bulunduğu müze ziyaretinin akşamı ise ‘Sema töreni’ni izledik

ÖZKAN ALTINTAŞ- TÜRKİYE TURİZM
KONYA -
Türkiye’nin İslâmi inanç turizminin başkenti olarak bilinen ve Hs. Mevlâna ile dünyanın gözdesi olan Konya’yı gazeteciler Prontotur’un programı ile gezdi. Konya’yı dünyanın zirvesine taşıyan Mevlâna’nın türbesinin bulunduğu müze ziyaretinin akşamı ise ‘Sema töreni’ vardı. Konya’nın sokaklarında “Sema’da buluşalım” diyen afişler asılıydı.
Konya “mistik” bir şehirdi. Ayrıca 23-30 Eylül’de düzenlenen “Mistik Müzik Festivalı” ile çeşitli ülkelerden aralarında Grammy ödüllülerin bulunduğu sanatçılar bu şehre gelerek gösteri yapmışlardı.

İSTANBUL HIZLI TRENİ GELENİ 30 KAT ARTIRIR

Tur operatörleri ve seyahat acentelerinin gayretleriyle Konya şehir nüfusunun 2-3 katı turist alıyor. Konya’ya düzenlenen turlarla 7 Aralık'ta başlayan ve 17 Aralık'ta Şeb-i Arus töreniyle son bulan Mevlana'yı anma etkinleri boyunca toplam 21 sema ayini icra ediliyor ve yaklaşık 50 bin kişi izliyor. Eğer yeterli tanıtım olsa bu rakamın 150-200 bin kişiye çıkması işten bile değildi. Hızlı trenin Ankara’dan Konya’ya bağlanmasıyla gelenin arttığı belirtiliyor. Ancak hızlı trenin İstanbul’a bağlanmasıyla Konya’ya gelen sayısının, Ankara etkisinin 20-30 katı olacağı söylendi.

konya-kultur-merkezi.jpg

konya-alinlik.jpg

konya-hilton-garden-inn.jpg

“YA OLDUĞUN GİBİ GÖRÜN. YA DA GÖRÜNDÜĞÜN GİBİ OL”

Kaldığımız Hilton Garden Inn’in karşısında bulunan Konya Büyükşehir Belediyesi Mevlâna Kültür Merkezi’ne yürüyerek Sema Töreni’ni izlemek üzere gittik. Kültür Merkezi’nin girişini saran mermer sütunlar üzerindeki alınlıkta Mevlâna’nın “Ya olduğun gibi görün. Ya da göründüğün gibi ol” şeklindeki sözleri bir çok dilde yazılmıştı.

konya-kultur-merkezi2.jpg

Kültür Merkezi’nin 2 bin 650 kişilik salonu oldukça doluydu. Yabancı turistlerin çoğunlukta olması memnuniyet vericiydi.

konya-sema-konusma.jpg

Tören öncesi bir konuşmacı davudi sesiyle Mevlana’nın ilkelerini ve Sema Töreni’nin anlamını içeren bir konuşma yaptı. Sema töreni ile Mevlâna’nın izinde gidenlerin yaklaşımlarını özetledi.
Mevlâna’nın dünyayı etkileyen görüşleri ve sema gösterileri üzerine bazı bilgiler bulduk. Böylece Mevlâna’yı daha iyi tanımak imkânı bulduk. Bu bilgileri sizlere de aktaralım istedik.

sema.jpg

SEMA DENİLİNCE AKLA MEVLÂNA GELİR


Dünya insanlarını Konya’ya çeken “sema” sözlükte “işitmek” anlamına geliyor. Kâinattaki ahengi, renklerdeki cıvıltıyı işitmek. Güneşin, yıldızların, ayın deveranını, parıltısını, ışığını, aydınlığını. İlahî sanatlardaki ince hikmetleri, nurlu feyizleri görmektir.
Sema' denilince akla Mevlana gelir. Mevlana deyince de aşkın dışa yansıması, Allah’a olan aşk ile harekete geçişi ve kulluğu idrak edip aşkı içinde barındıran ‘Sema’ hatırlanır. Sema' aslında bir davete gitmektir.
Mevlana’nın daveti şöyledir:

Gel!.. Ne olursan ol, yine gel...
İster kâfir ol, ister ateşe tap, ister puta...
İster yüz kere tevbe etmiş ol, ister yüz kere bozmuş ol tevbeni... Bizim kapımız umutsuzluk kapısı değil, nasılsan öyle gel.

Sema’nın ne olduğunu yine Mevlana’na şu sözlerle anlatır:

Hazret-i Mevlânâ sorar:
“Sema'nın ne olduğunu bilir misin?”
Sonra cevap verir:
“O, mevcudata sırt çevirip fena bulmak; fena-yı mutlak içinde bekayı zevk etmektir.” (Bütün varlıklara sırtını dönüp, uçsuz bucaksız insanlık içinde kalmayı, sonsuzluğu tadabilmektir)

konya-sema-selam3.jpg

SEMA'YI SEMA' YAPAN RUHTUR

Mevlânâ ilâhi aşka dalmanın keyfi içindeydi. Dünya işlerini unutarak gönlünü şiir, musikî ve sema gibi üç güzel sanatın kutsallığı kaplamıştı.
Özellikle mûsikîyi bütün maddî ve fizîkî olayların üzerinde tamamen ilâhi bir anlayış ve sezgiyle “Elest Bezmi'nin âvâzesi” (İnsanın yaratılışı meclisinin sesleri)
diye târif etmişti.
Bu yüzden mevlevihaneler manevi eğitim işlevlerinin yanı sıra devrin güzel sanatlar akademileri yahut konservatuarlarıydılar

TÜRK KLASİK MÜZİĞİ MEVLEVİHANELERDE GELİŞTİ

Mevlevilerin zikri olan sema mutlaka mûsiki eşliğinde yapıldığından mevlevihanelerde nazari ve ameli mûsiki eğitimi yaptırılmış bu sebeple Türk mûsikisinin en büyük bestekarları mevlevihanelerden yetişmişlerdir. Bu eğitimin yanı sıra eserlerin gelecek nesillere intikali de sağlanmıştır. Musiki sanatımız üzerinde mevleviliğin etkisi o kadar büyüktür ki “Türk Klasik Müziği Mevlevihanelerde gelişti” denilebilir.
Nefi, Neşati, Fasih, Ahmed Dede, Esrar Dede, Nabi, Şeyh Galib gibi divan edebiyatımızın büyük şairleri de mevlevidirler.

konya-alisveris1.jpg
Sema Töreni çıkışında semazen biblolarından oluşan hediyelik eşyalara akın oldu

konya-alisveris2.jpg

konya-alisveris3.jpg

ŞİİR, MÛSİKİ, RAKS MEVLEVİLİĞİN TEMELİ

Hazreti Mevlâna insanın sûretiyle değil siretiyle ( Dış görünüma değil iç alemiyle) ilgilenmiştir. Ruhen olgunlaşmayı ve ahlâk kaidelerinin en yücelerine ulaşmayı hedef almıştır.
Mevlevilikte tamamen ruhsal bir görüntü olan şiir, mûsiki, raks ve diğer güzel sanatların insanı kötülüklerden uzaklaştırıp ilâhi amaca yaklaştıracak araçlar olarak görüldü. Bu yüzden sema mevleviliğin önemli sembolü haline geldi.

konya-belediye-satis-1.jpg
Konya Belediyesi'nin Mevlana kitapları satış reyonu da alışveriş yapanlarla doldu

konya-belediye-satis-2.jpg

SEMA MUSİKİ İLE KENDİNDEN GEÇİP DÖNMEKTİR

İslam dininde mûsiki ve raksla ilgili ilk belgelere Meraga'lı Abdülkadir'in Makasidü'l Elhan adındaki eserinde rastlanır. Semaya ise miladi 10.yüzyıldan itibaren bazı kaynaklarda rastlanır.
Mevlevilik denilince ilk akla gelen semadır. Sözlükte işitmek manasındadır. Musiki nağmelerin dinlerken vecde gelip hareket etmek kendinden geçip dönmektir.
Sema, Hazreti Mevlâna zamanında belli bir kurala bağlı olmadan dini ve tasavvûfi bir coşku ile icra edilirdi. Sultan Veled ve Ulu Arif Çelebi zamanından başlayarak Pir Adil Çelebi zamanına kadar tam bir disiplin içine alınarak sıkı kurallara bağlandı. İcrası öğrenilir ve öğretilir oldu.

SEMA, İNSANIN ALLAH’A YÖNELİŞİNİ ANLATIR

Böylece 15.yüzyılda son şeklini alan sema töreni ne daha sonra sadece 17.yüzyılda na't- ı şerif eklendi. Sema sembolik olarak kâinatın oluşumunu, insanın alemde dirilişini yüce yaratıcı'ya olan aşk ile harekete geçişini ve kulluğunu idrak edip 'insan- ı kamil' e doğru yönelişini anlatır.

konya-musiki-toplulugu.jpg

SEMA TÖRENİNDE MUSİKİ TOPLULUĞU

Sema töreni hazırlığında mutrib (mûsiki topluluğu) ve semazenler şeyh postunu selamlayıp semahanede yerlerini alırlar. Sonra Şeyh Efendi semahaneye girer mutrib ve semazenleri selamlayıp posta oturur.
Mutribdeki saz grubu asıl olarak neylerden oluşur. Ayrıca heyete rebab, kanun, tanbur gibi sazlar eklenir.
Neyzenlerin başında bir neyzenbaşı ayinhanların başında da kudümzenbaşı vardır.
Bütün mukabeleyi kudümzenbaşı yönetir. Ayinhanlar iki veye üç kudümle usûl vurarak eseri okurlar. Ayinhanlardan biri halile (zil) ile bir diğeri de zilsiz def (bendir) ile usûle iştirak eder

konya-sema-selam1.jpg

HZ MUHAMMED’İ ÖVEN 'NA'T-I ŞERİF OKUNUR

Sema töreni Hz Muhammed'i öven Hz.Mevlâna'nın şiiri 'na't-ı şerif'le başlar. 17. yüzyılda bestekârlarından 'Itri' adıyla tanınan Buhûrizade Mustafa Efendi'nin rast makamından bestelediği bu na't-i, na't-han ayakta ve sazsız okur. Na't'i kudüm sesleri izler. Bu yüce yaratıcının kâinata 'ol' emridir.
İslâm inanışına göre Allah insanın önce cansız bedenini yaratmış sonra ona kendi ruhundan üfleyerek diriltmiştir. Na''t'den sonra yapılan ney taksimi işte bu ilâhi nefesi temsil eder.
Taksimden sonra peşrevin başlaması ile Şeyh Efendi ve semazenler sema' meydanında sağdan sola doğru darevi bir yürüyüşe başlarlar. Sema meydanını üç kez dolaşmaktan ibaret olan bu yürüyüşe 'devr-i veledi' denir

konya-semazen-cikis.jpg

'MUKABELE' YANİ KARŞILAŞMA YAPILIR

Semahanenin giriş kapısı ile tam karşıdaki kırmızı post arasında, var olduğu kabul edilen bir çizgi semahaneyi iki yarım daireye böler. 'Hatt-ı istiva' denilen bu çizgi mevlevilerce kutsal sayılır ve asla üzerine basılmaz.
Devr-i veledi esnasında şeyh postunun hemen önünde sema' törenine adını veren hareket başlar.
'Mukabele' yani karşılaşma yapılıyor. Sema' meydanının sağ tarafından post hizasına gelen semazen hatt-ı istiva'ya basmadan ve posta sırt çevirmeden dönerek karşıya geçer. Böylece arkasından gelen semazenle karşı karşıya gelir. Bir an göz göze gelen iki derviş aynı anda öne doğru eğilerek birbirlerine baş keserler. Buna 'mukabele' denir
Postun tam karşısında hatt-ı istiva'nın sema' meydanını kestiği noktaya gelen derviş burada da baş keser ve hatt-ı istiva'ya basmadan yürüyüşüne devam eder

konya-sema-selam.jpg

DEVR-İ VELEDİ TAMAMLANIR

Üçüncü devrin sonunda Şeyh Efendi’nin posttaki yerini almasıyla devr-i veledi tamamlanır. Bu devirler şeyh denilen manevi terbiyecinin rehberliğinde mutlak hakikat'i 'ilm-el yakin' olarak bilişi 'ayn-el yakin' olarak görüşü 'hakk-al yakin' olarak da o'na erişi sembolize eder.
Kudümzenbaşının devr-i veledi'nin bittiğini ikaz eden vuruşları ile neyzenbaşı kısa bir taksim yapar ve ayin çalınmaya başlar. Semazenler birer birer Şeyh Efendi’den icazet alıp semaya başlarlar

konya-postta.jpg

konya-sema-selam2.jpg

konya-sema-4a.jpg

konya-semazen-el-opme.jpg

konya-semazen-donme1.jpg

konya-semazen-donme1a.jpg

konya-semazenr2.jpg

SEMA' HER BİRİ 'SELAM' DENİLEN DÖRT BÖLÜMDÜR

Sema' her birine 'selam' adı verilen dört bölümden oluşur ve semazenbaşı tarafından idare edilir. Semazenbaşı semazenlerin dönüşlerini kontrol ederek intizamı temin eder

1. Bölüm: Selam insanın kendi kulluğunu idrak etmesidir.

2. Bölüm Selam: Allah'ın büyüklüğü ve kudreti karşısında hayranlık duymayı ifade eder.

3. Bölüm Selam: Bu hayranlık duygusunun aşka dönüşmesidir. Yani bir nevi mirac halidir. Mevlevi ayinlerinde de bu bölümler gittikçe yürüyen ritmlerle ve gittikçe yükselen perdelerle bestelenmiştir.

4.Bölüm Selam: İnsanın yaratılıştaki vazifesine yani kulluğa dönüşüdür. Çünkü İslâm da en yüce makam kulluktur. İnsanın kulluğa dönüşünü ve kulluğunu idrakini temsil eder. Burada kullanılan ağır evfer usûlü ile melodi ve ritmdeki coşkunluk yerini kararlı bir huzûra bırakır.

konya-semazenler.jpg

4’üncü selamın başlaması ile 'postnişin' yani Şeyh Efendi de hırkasını çıkarmadan ve kollarını açmadan semaya girer. Postundan sema meydanının ortasına kadar dönerek gelir ve yine dönerek postuna gider. Buna 'post seması' denir.
Bu arada 4’üncü selam biter. Son peşrev ve son yürük semai çalınır. Son taksim yapılır. Bu yapısı ile mevlevi ayinleri Türk Musikisi'nin en büyük ve sanatlı eserleridir. Bu yüzden ayin bestelemek bestekârlıkta zirve kabûl edilir. Bestekârı bilinen bu ilk ayinlerden sonra günümüze kadar tespit edebildiğimiz kadarıyla 161 ayin bestelenmiştir. Bu rakam üç beste-i kadim ile birlikte toplamı 166'ya varır.

konya-sema-dua1.jpg

Şeyh’in posttaki yerini almasıyla son taksim de sona erer ve Kur'an-ı Kerim'den bir bölüm yani 'Aşr-ı Şerif' okunur.
Son dualar Allah'ın adı olan 'hû' nidaları ile son selamlaşmalarla sema töreni sona erer.
Şeyh Efendi’den sonra semazenler ve mutrip da şeyh postunu selamlayıp semahaneyi terk ederler.

YARIN: ÜÇLER MEZARLIĞI VE TAVUS BABA’NIN SIRRI

Bu haber toplam 0 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2005 Türkiye Turizm | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.