• BIST 9645.02
  • Altın 2409.257
  • Dolar 32.5591
  • Euro 34.7092
  • İstanbul 16 °C
  • Ankara 14 °C
  • Antalya 21 °C

Malta, Akdeniz’in kültür adası-3

Malta, Akdeniz’in kültür adası-3
Osmanlılara karşı kazanılan zafer nedeniyle her yerde St.John şövalyelerinin izleri bulunuyor. Valetta'daki müzede şövalye zırhları bulunuyor

ONAT ALTINTAŞ-TÜRKİYE TURİZM
İSTANBUL-
Malta Akdeniz’in ortasında üç adasıyla bir kültürler yumağı olarak duruyor. Fenikeliler, Kartacalılar, Romalılar, Bizanslılar, Normanlar, Aragonlar, St John şövalyeleri, Fransızlar, İngilizler ve Osmanlıların kültürlerinden izler taşıyor.

malta-valetta-st-elmo1.jpg

valetta-liman.jpg

Ancak Osmanlılara karşı kazanılan zafer nedeniyle her yerde St.John şövalyelerinin izleri bulunuyor. Şövalyelere ait büyük zırh müzesi de bunun örneklerinden birini oluşturuyor.
Günümüze zengin kültürlü bir ulus olarak gelen Malta Akdeniz’in ortasında 400 bine yakın nüfusuyla turist çekiyor. Yaz aylarında sahilleri dolup taşıyor. Dalma meraklıları Akdeniz’in masmavi sularında başka dünyayı keşfediyorlar. Her mevsim turist çeken Malta, İngilizce eğitim veren dil okulları ile genç kesimi de ağırlıyor.

malta-gezi4.jpg

malta-valetta-cadde1.jpg

malta-deniz1.jpg

malta-plaj1.jpg

malta-dalgic.jpg

AVRUPALI TURİSTİ ÇEKİYOR

Bütün bunların yanında dünyanın en eski kiliseleri, içindeki sanat eserleri, müzeleri ve açık hava müzesi şeklindeki sokakları ile turistleri çekiyor. Avrupa’ya yakın olması ve her yere havayoluyla ulaşımın olması ile Avrupalı turist için cazibesini artırıyor.
Türkiye’den gelen turizmciler için sırlarla dolu ve her köşesinde Osmanlıdan kalan izleri gördüğümüz ada bizim için başka anlam taşıyordu.

malta-mdina-gezi1.jpg

malta-valetta-acenteler.jpg

Orange Cruises Malta gezisinde Ertuğrul Özdemir (Konya), Tanya Senuşoğlu (Jolly Tur), Cem Polatoğlu (Baracuda Tour), Nuri Nohut (Adana Turizm), Cihan Saray (Anı Tour), Ümit Maçkan (TempoTour), Görkem İnce (VIP Turizm), Onat Altıntaş (TürkiyeTurizm.com), Orange Cruise’den Kemal Çobanoğlu ile kısa gezimizde çok şey öğrendik.

malta-yemek1.jpg

malta-ekmek.jpg
Malta'nın çıtır ekmeği bizim yağlı poğaçamızın içine malzeme konulmuş hali olarak sunuldu. Ama lezzetine doyum olmuyor doğrusu...

malta-kalamar.jpg
Kalamar Akdeniz usulü, sosuyla sunuldu...

malta-kurabiye.jpg
Acıbade kurabiyeleri bizimki gibi... Sanırım Akdenizde herkes bu kurabiyelerden yapıyor...

malta-balik22.jpg
Dört bir yanı denizle çevrili Malta'da balık olmadan olmaz...

malta-valetta-balik.jpg
Bu da balığın "local awrat" şekli... Yani Türkçesi yerel kadın... Balığın kadın diye tarif edildiği bir ada Malta...

malta-halka.jpg
Halkaların üzerine ahududu veya böğürtlen konulmuş... Farklı bir lezzet yaratılmış...

malta-susesyalari.jpg
Kadınlar turistik eşyalar satıyorlar

malta-tekneler.jpg
Fenikelilerden kalma tekne şekli Malta'nın simgesi haline gelmiş,

Malta’nın konaklama tesislerini gezdik. Adada dünya zincirine bağlı oteller vardı. Türkiye’deki otellerin ulaştığı son noktayı buralarda göremedik. Ama, oldukça çok sayıda otel olması ve hepsinin uygun fiyatlı ve Türk turistin hem alışveriş bölgesine hem de deniz kıyısına yakın yerde olması arzusuna uygun olduğunu gördük. Zaten Malta’da yürüyerek her yere ulaşılıyor. Ulaşım için otobüs dışında kiralık araçların varlığı da önemliydi.

malta-valetta-dar-sokak.jpg
Mdina'nın dar sokakları

malta-valetta-giris-kapisi.jpg

VALETTA VE MDİNA GEZİSİ

Waterfront Hotel’de sabah açık büfe kahvaltımızı yaptık. Otelden hareket ederek Valletta ve Mdina sehirlerinde tura çıktık. Biz gelmeden bir gün önce çıkan fırtına Malta’yı altüst etmişti. Limandaki bir çok tekne alabora olmuş ve yarı batık haldeydi.

valetta-cam-merhba.jpg

malta-valetta-onat7.jpg

Başkent Valetta’nın dar sokaklarında gezerken aklıma Dubrovnik, Split ve Talinn’in da sokakları geldi. Herkes “Bu sokaklar neden bu kadar dar?” diye sorduğunda rehberimiz “Savunma amaçlı böyle dar” demişti. Düşman saldırdığı zaman dar sokaklarda onu kıstırıp yoketmenin daha kolay olduğunu söyledi. Aklıma Kapadokya’nın yer altı mağaraları geldi. Orada da daracık geçitlerde saldırılara karşı önlemler vardı. Geçitlere konulan üzeri delikli taşlardaki mızrak deliklerinin düşmanı öldürmek için kullanıldığı anlatılmıştı.
Malta’nın St.John şövalyeleri Malta’nın içini savunma amaçlı dizayn etmişlerdi. Ama yeni yapılan beton yığınları bu geleneği bozmuş ve Malta’nın ö güzel görünümünü modern binalarla kirletiyordu. Bize kalırsa yeni yapılara otantik görünüme sahip olma şartı getirilse daha iyi olurdu.

malta-valetta-onat11.jpg

malta-valetta-st-elmo4.jpg

malta-osmanli-kusatmasi1.jpg

malta-osmanli-kusatmasi-2.jpg

OSMANLI DONANMASININ GİREMEDİĞİ KAPI

İlk gittiğimiz yer Büyük Liman ve karsındaki St.Elmo Kalesi oldu. Valetta’nın girişini oluşturan bu bölgede St.John şövalyelerinin Osmanlı’yı püskürttüğünü düşündük. Büyük kuşatmada bir çok insanın can verdiği körfez girişi o günleri unutmuş, sakin bir şekilde duruyordu. Üstelik en önemli turizm merkezi olmuş, dünyadan konuk ağırlıyordu.

malta-valetta-toplar2.jpg

malta-valetta-st-elmo-top1.jpg

malta-valetta-st-elmo-top5.jpg

malta-valetta-gozetleme-kulesi.jpg

Valetta’nın körfeze yönelik surlarının üzerinde büyük kuşatmayı simgeleyen toplar diziliydi. O günden kalan birkaç topta korunakların içinde duruyordu. Karşımızda ünlü Türk denizcisi Turgut Reis’in kuşatma sırasında başından aldığı yara ile şehit olduğu St.Elmo Kalesi vardı.
Nisan 1565'te Saint Elmon Kalesi'nin 300 kadırga ile gelen 35 bin asker tarafından zaptedilmesiyle gelişen tarihsel olaylar, Malta diline ‘Turgut Reis’in adından gelen ‘Dragon’ kelimesini yerleştiriyor. Turgut Reis'in şehit düştüğü yerin adı da Turgut Burnu (Dragont Point) adıyla anılıyor. Ülkede denizden çıkarılan ve kimyasal yapısı nedeniyle çok kolay işlenilebilen Malta Taşı da, her yere damgasını vurmuş. Akla gelebilecek yapı ile ilgili her şey bu taştan yapılmış. Bu nedenle de tüm adaya beyaza çalan sarımsı bir renk hákim bulunuyor.
St.Elmo Kalesi’nde Valetta’nın ilk binalarından olan geniş duvarlara sahip 1574’te yapılan Sacra İnfermia adlı hastanesi bulunuyor.

malta-valetta-st-john-onat.jpg

malta-atli-polis1.jpg

BAŞKENT VALLETTA SOKAKLARI

Valletta denilince akla gelen ilk şey olan St. John Katedrali geliyor. Malta Hükümet Binası ve Kütüphanesi ise ziyaret edilmesi gereken yerler arasında yer alıyor. Ayrıca, Valletta’nın biraz dış taraflarında bekleyen faytonlar ile şehrin belli kısımları geziliyor
Valletta’da bulunan müzelerin belli başlıları ise şöyle: Ulusal Arkeoloji Müzesi (National Museum of Archaeology), Ulusal Güzel Sanatlar Müzesi (National Museum of Fine Arts), Saray Cephaneliği (The Palace Armoury), Ulusal Savaş Müzesi (National War Museum), Casa Rocca Piccola, Oyuncak Müzesi (Toy Museum)
 malta-phoenicia-hotel.jpg
Malta'nın en eski oteli olan Phonicia sarı Malta taşı yapısıyla ilgi çekiyor.

malta-valetta-st-john2.jpg

valetta-st-john-katedrali-1.jpg

valetta-st-john-lahitler.jpg

ŞÖVALYELERİN LAHİTLERİ KİLİSENİN ZEMİNİNDE

St. John Katedrali ilginç yapısı yanında içerisindeki özellikleri ile dikkati çekiyor. Zemininde Osmanlı donanmasının kuşatması sırasında ölen Malta şövalyelerinin lahitleri bulunuyor. İnsanlar üzerinde geziniyor.

malta-st-john-caravagio-tablo.jpg
Bir köşede ressam Caravagio'nun ünlü tablosu bulunuyor.

malta-valetta-payton.jpg

FAYTONLARLA GEZİLİYOR

Müzeler dışında Valletta’nın deniz kenarında kalan şeridini dolaşarak da pek çok tarihi yapı ve kale görebilirsiniz. Bunun dışında, alışveriş tutkunları için de burada pek çok dükkân bulunuyor. Valletta’yı tamamen keşfedebilmeniz için sabahtan akşam saatlerine kadar tam gününüzü buraya ayırmanız gerekiyor. Ayrıca, Valletta’nın biraz dış taraflarında bekleyen faytonlar ile de şehrin belli kısımlarını geziliyor.

malta-elektirikli-oto.jpg

valetta-toren1.jpg

valetta-toren-meydani.jpg

Valletta’ya özellikle cumartesi günleri sabah erken saatlerde gitmek gerekiyor denildi. Yaz aylarında daha sık olmak üzere bu saatlerde şehrin meydanında çeşitli gösteriler düzenleniyor Meydanın hemen yan sokaklarında ise pazar kuruluyor. Pazarda çanta, hediyelik eşya, numaralı gözlük, elbise, el işi danteller gibi şeyler bulunuyor. Marsaxlokk (Marşaşlok)’ta Pazar günleri kurulan pazar kadar büyük olmasa da, uygun fiyata birkaç parça eşya satın alabilirsiniz.

MALTA’NIN TARİHİ BAŞKENTİ, “SESSİZ ŞEHİR” MDİNA
Mdina’ya sakinliği ve huzur veren hali ile “sessiz şehir” deniliyor. Mdina etrafı surlarla çevrili, geniş bir meydana ve dar sokaklara sahip klasik bir orta çağ şehridir. Şehir, Malta’ya hakim bir tepenin en yüksek noktasına kurulu bulunuyor. İlk kez Fenikeliler tarafından kullanılmış olan bu şehrin bir tarafı hendeklerle, diğer tarafı yükseltilerle çevrili. Mdina’ya girer girmez kendinizi orta çağda hissediyorsunuz. Akdeniz’deki bir çok kale şehirlerden bir olarak geçmişi yansıtan görünümüyle insanı etkiliyor.

 malta-valetta-onat13.jpg

MDİNA'NIN GİRİŞ KAPISI MÜZE GİBİYDİ

Mdina’nın süslü kales giriş kapısı Ortaçağ’daki kale kapıları gibiydi. Burada Mdina Experience ve Malta Knights adlı St John Şövalyelerini simgeleyen sinevizyonlar izleniyor. Balmumundan yapılan heykellerin yer aldığı müze geziliyor.

malta-sovalye-muzesi1.jpg

Malta’nın en yüksek noktasından tüm Malta seyrediluiyor. Doğa Tarihi Müzesini ve Mdina Zindanlarını, işkence müzesi ziyaret ediliyor. St. Paul Katedrali geziliyor.
Asırlar öncesinde kaybolmak ve şövalyelerin ruhunu hissedebilmek için Mdina'nın dar sokaklarını arşınlamak gerek. 15. Yüzyılda ölünceye kadar güneş yüzü görmeyen rahibelerin manastırı bu kentte.

malta-iskence-1.jpg

Vittorisa'daki Engizisyon Sarayı ise 16. Yüzyılda inşa edilmiş. Engizisyon mahkemelerine ev sahipliği yapmış binada, mahkûmun alçak olan kapıdan geçerken mecburi eğilmesi de, engizisyoncuya hürmetinin zorunlu göstergesi. Marsaxlox Kasabası ise bizim için anlam taşıyor. Bu bölge Osmanlı Donanması'nın adaya ilk çıktığı nokta.

malta-mdina-kapi1.jpg

Camlarıyla ünlü Mdina’da “Mdina Glass” adlı dükkanda özgün ve göz alıcı, el yapımı cam ürünleri bulunuyor. Buradaki hediyelik eşya satan dükkânlar alışveriş tutkunlarını sevindiriyor. Fiyatlar her turistik yerde olduğu gibi biraz “el” yakıyor. Aynı ürünü, Mdina’nın 500 metre ilerisindeki Rabat adlı şehirden üçte iki fiyatına almak mümkün oluyor.

malta-valetta-cadde2.jpg

Mdina surlarının dışındaki esas Malta şehrini, yani Rabat da aynı gün içerisinde geziliyor. Rabat, sıradan bir Malta şehri. Aslında şehirden çok küçük bir kasabadır. Meydanında oturup dinlenerek ortadaki ilginç havuzu seyrediliyor. Bu havuzun daha büyüğü Sliema civarlarında var denildi. Havuzun ortasında bulunan bir küre suyun kuvveti ile hareket ediyordu

malta-temel-reis-koyu.jpg

TEMEL REİS’İN KÖYÜ, POPEYE VİLLAGE

Vakit yetmedi gidemedik. Ama görülmesi gereken yer denildi.
Bizim “Temel Reis” olarak tanıdığımız Popeye’ın 1980 yılında çekilen filmine ev sahipliği yapan Popeye Village (Temel Reis Köyü), film çekimi tamamlandıktan sonra, set içerisindeki yapıların korunmasıyla turistik bir cazibe merkezi haline dönüştürülmüş.

malta-valetta-gezi.jpg

UÇAĞIMIZ SABAHA KARŞI KALKTI

Öğle vakti gezdiğimiz Hilton otelinde yemeğimizi yedik. Sonra otele döndük. Yaklaşık üç saat boş vaktimiz vardı.
Akşam üzeri Waterfront otelinde toplanarak hep birlikte Golden Tulip Vivaldi Hotel gezisi yaptık. Sonra gittiğimiz Westin Dragonara Hotel harikaydı. Orada yediğimiz akşyam yemeği de bir o kadar güzeldi. Gece geç saatte Waterfront Hotel’e döndük.
İstanbul’a dönüş uçağımız sabaha karşıydı. Bir süre dinlendik ve otelden ayrılmadan önce kahve bisküvi ikramı yapıldı. 03:00 Hotelden ayrılarak Malta Havalimanı’na hareket ettik. Uçağımız 05:35’de hareket etti.
Malta her yönüyle sırlarla dolu bir ülke... İnsan gezdikçe yeni şerler keşfediyor. Bilki sizler farklı bir şeyler görebilirsiniz. Malta'yı gidip görün ve keşfedin.

Bu haber toplam 0 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2005 Türkiye Turizm | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.